25 Aralık 2009 Cuma

Portakal için Mutluluk Kayısı Olmak Değildir


Catherine Preljocaj, PORTAKAL İçin Mutluluk KAYISI Olmak Değildir ......16,00 TL

Çeviren Feyza Tulga

ISBN 978-9944-396-67-7, 13,5 x 19,5 cm, 288 s., kitap kağıdı

Barkod: 9789944396677







Catherine, anne-babasına ve Arnavutların katı namus yasalarına karşı giriştiği savaştan yorgun düşer ve uzun yıllar sürecek olan bir kanser hastalığıyla karşı karşıya kalır. Tıbbi tedavisi sürerken, karşısına bedensel ve ruhsal açıdan iyileşmesini sağlayacak bir yol açılır.



“Bir şeyi yapmaya cesaret edemediğimizde, bu onun zor olduğu anlamına gelmez, o şey cesaret edemediğimiz için zordur.” diyen Seneca’nın ve şamanların yoludur bu. Bu yolda kişinin kendi korkularıyla yüzleşmesi, acılarından kurtulması için onları belirleme cesaretini göstermesi gerekir. Ve kalbinde sevgiye yer açmak için kinlerini sığındıkları yerlerden çıkarıp kovması gerekir.



Kitap bir kurtuluş öyküsüdür.



Bu kitapta bir hatıra defteri tadı bulacaksınız ve bugün kişisel gelişim uzmanı olan Catherine’le zaman içinde ileri-geri giderek, umutsuzluğun nasıl umuda dönüştüğünün öyküsünü okuyacaksınız.

Heves XXIV


2000’lerin ilk 10 yılı (2000 yılı dahil) geride kaldı. Kasım 2003’te ilk sayısını çıkaran, 24. sayısını çıkardığı bu günlerde 7. yaşına giren heves, bu on yılın büyük kısmında Türk şiirinin önemli mevzilerinden oldu. 2000’lerde Türk şiirinde ne olup bittiğini merak edenler heves’i ilk sayısından itibaren baştan sona karıştırabilir.

Heves’in 24. sayısında Osman Konuk Küllük’te kendine has üslubuyla dergiler, şiir kitapları ve günlük hayat üzerinde gezintiye çıkıyor.

Ali Özgür Özkarcı “Şairin Politikayla Hemhali” yazısında cumhuriyet tarihi boyunca Türk şairinin politikayla ilişkisini irdeliyor, bugün Türk şairinin tarihin neresinde olduğunu soruyor.

1 Ş11R köşesinde bu sayı iki şiir var: Burak Acar, Ömer Şişman’ın [göz] şiirini sinemanın şiir diline sağladığı olanaklar çerçevesinde ele alırken, Aslı Serin, belli bir şair tipolojisini merkeze alarak, Ali Özgür Özkarcı’nın “El Almaz” şiirini inceliyor.

Efe Murad ise Amerikan şairi C.K. Williams’ın şiirini “Gözlem, Psikolojik Tahlil ve Perçin” başlıklı yazısıyla inceliyor. Yazı, aynı zamanda Amerikan şiirinin dünü ve bugünü hakkında da fikir veriyor.

Bu sayıda heves’e şiiriyle ilk kez katılan şair: C.K. Williams. Sayının diğer şairleri: Ahmet Güntan, Burak Acar, Aslı Serin, Fahri Güllüoğlu, Efe Murad, George MacBeth, Sibel Danende, Mehmet Davut Özdal.

12 Kasım 2009 Perşembe

TÜRK MÜZİĞİNDE MAKAMLAR VE SEYİR ÖZELLİKLERİ



Nail Yavuzoğlu
ISBN 978-9944-396-63-9, 16x23,5 cm, 152 s.
Barkod: 9789944396639
20,00 YTL

Bu kitap makamların geleneksel yöntemlerle yapılan icrasını nedensellik ve seyir özellikleriyle incelemek, müziğimizin kendine özgü çerçeve içinde belirlenmiş kurallarını bir analiz malzemesi olarak saptamak ve özellikle eğitimde bir sistematik oluşturmak amacıyla hazırlanmıştır.

HİKÂYE SANATI ÜSTÜNE YAZILAR



Yayıma Hazırlayan: Bülent Aksoy
ISBN 978-9944-396-06-6, 16x23,5 cm, 158 s.
Barkod: 9789944396066
15,00 YTL

Romandan ayrı, başlıbaşına bir kimliği olan bir türdür hikâye. Öyleyken, hikâyenin roman kadar önemsenmediğini söylemek yanlış olmaz. Türkçede roman tarihi ve kuramı hakkında pek çok telif ve çeviri kitap olduğu halde, hikâye sanatı hakkında pek az kuramsal ve eleştirel kaynak vardır. Son yıllarda bu eksikliği giderme yolunda bazı adımlar atılmışsa da, bu alandaki yayınların doyurucu bir seviyeye geldiği söylenemez.
Hikâye tarihine mal olmuş bazı temel kuramsal metinleri; bu sanatın tarihine damgasını vurmuş olan yazarların eserleri hakkındaki bazı önemli eleştirel metinleri, değerlendirme ve gözlemleri; hikâyenin temellerini atan Edgar Allan Poe, Maupassant, Çehov gibi yazarların kurmaca anlatının bu türü üstüne yazdıkları; hikâyecilerin kendi sanatlarına yaklaşımlarını belirttikleri kimi metinleri, hikâyeciliğin gösterdiği yeni gelişmelere dikkati çeken yazıları ve hikâye terimlerini açıklayan bazı öğretici yazıları bir araya getiren bu küçük kitabı yayımlamakla bu alandaki gediğin kapatılmasına küçük bir katkıda bulunabilirsek sevineceğiz.

23 Ekim 2009 Cuma

Heves 23



Hazırlayanlar: Ömer Şişman, Mehmet Öztek, Ali Özgür Özkarcı

2. Hamur - Ciltsiz
Ekim 2009, 78 sayfa
5,00 TL

6. yılını dolduran heves dergisi 23. sayısıyla okur karşısında.

Osman Konuk bir süredir ara verdiği "Küllük" yazılarına bu sayıda devam ediyor. Erhan Altan'ın Mehmet Öztek'in Ben Google Değilim adlı kitabını değerlendirdiği yazısı, sınır kavramı üzerinden metin merkezli bir okuma. Hüseyin Cöntürk'ün Haluk Aker'e mektupları da heves sayfalarında okurunu bekliyor.

Akif Kurtuluş'un hatırı sayılır bir aradan sonra yazdığı ilk şiir de heves sayfalarında...

Heves 23'ün bir diğer sürprizi ise yakınlarda kaybettiğimiz Orhan Duru'nun 19 Haziran 1990'da Beat Kuşağı'nın öncülerinden Allen Ginsberg'le yaptığı söyleşi. Ginsberg'in İstanbul seyahatinde yapılan söyleşi bugüne dek yayımlanmamıştı. Ginsberg'in Orhan Veli'den Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu'na kadar Türkiye hakkında izlenimlerini de içeren söyleşi önemli bir belge niteliğinde. Söyleşinin yanı sıra, Ginsberg'in Sezer-Orhan Duru'ya yazdığı bir mektubu ve Orhan Duru'nun "Beatnikler" yazısını da heves 23'te bulabilirsiniz.

Heves'in 23. sayısında yer alan şairler: Akif Kurtuluş, Osman Konuk, Aslı Serin, Nazmi Cihan Beken, Fahri Güllüoğlu, George MacBeth, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Ömer Aygün, Charles Bernstein, Ernst Jandl, Gülce Başer.

Dile Kolay OYKULER/MASALLAR



Yayıma Hazırlayan: Nadine Gordimer
Kitabın Türkçesini Yayıma Hazırlayan: Beril Eyüboğlu
ISBN 978-9944-396-65-3
Barkod: 9789944396653
15 x 22 cm, 254 s.
20,00TL

31 Ekim - 8 Kasım tarihleri arasındaki TÜYAP Kitap Fuarı'nda
ÇEVBİR standından kitabı temin edebilirsiniz.
Fuardan sonra kitap www.idefix.com adresinde satılacaktır.

Böylesine farklı ve seçkin dünya yazarlarının aynı derlemede bir araya gelmesi pek sık rastlanan bir durum değil. Bu yazarların öyküleri insanlık âlemimize özgü çeşitli halleri ve duyguları sergiliyor: trajedi, komedi, fantezi, yergi, farklı kıtalarda ve kültürlerde cinsel aşk ve savaşa özgü dramlar... Ancak hiçbiri HIV/AIDS hakkında değil. Seçkiye katkıda bulunan yazarlar hayatları boyunca üretmiş oldukları eserlerin en iyileri arasından kendi seçtiklerini herhangi bir ücret ya da telif talep etmeden sunmuş bulunuyor.

Dile Kolay bugüne kadar yirmiden fazla ülkede yayımlandı. Bu projenin Türkiye serüveni ÇEVBİR üyesi çevirmenlerin önerisiyle ve ortak çeviri çalışmasıyla hayata geçti. Dile Kolay'ın satışından elde edilecek gelir, ASD'nin HIV/AIDS ile savaşımında Türkiye düzeyinde yürütülecek etkinliklerde kullanılacaktır. Bu nedenle kitabı kendinize ya da sevdiklerinize armağan etmek için aldığınızda yeni binyılımızın belasıyla savaşmak için siz de bir katkıda bulunmuş olacaksınız.

21 Ekim 2009 Çarşamba

Bağlama Metodu - Arif SAĞ - Erdal ERZİNCAN




Bağlama Metodu. Bağlama Düzeni.
Cilt 1: Alıştırmalar ve Repertuvar.
Cilt 2: Diziler ve Pozisyonlar.

NOT: Kitap iki cilt ve bir arada satışa sunulacak.
ISBN 978-9944-396-64-6
Barkod: 9789944396646
Ölçüleri: 24 x 32
Sayfa sayısı: Cilt 1/254 s.; Cilt 2/290 s.
Kağıt: 100 gr. Munken ithal kağıt
Cilt: İplik dikiş, karton kapak
Ağırlık: 2,200 kg (iki cilt)
Satış fiyatı: 100 TL (KDV dahil)

ÖNSÖZ'den

"Bağlama; farklı isim, tip ve türevleriyle Asya'dan Avrupa'ya uzanan geniş bir coğrafyada hem tezeneli hem de tezenesiz (şelpe) icra edilebilmesi özelliği ile Anadolu'da çoklu bir gelişme göstermiştir.
İcra tarzlarındaki bu çoklu gelişmenin yanı sıra "düzen" diye tabir edilen farklı akort biçimlerini bünyesinde barındırıyor olması, bu çalgıya farklı bir kimlik kazandırmıştır.

Anadolu'daki geleneksel müzik kültürü içerisinde biçimlenen bağlamanın bu özgünlüğü özellikle âşık müziği bünyesinde bulunan usta-çırak eğitimiyle günümüze kadar aktarılmış; zaman içinde kentleşme süreciyle
birlikte akademik eğitim alanında da yerini almıştır.

Ancak, bağlamanın çoklu gelişim özelliğinin akademik eğitim alanında yeterince yansıtılamadığı düşüncesi, bizi böyle bir metodu hazırlamaya yönlendirmiştir. Bu bağlamda da, farklı dönemlerde bireysel gayretlerle devam ettirdiğimiz çalışmalar, 2000 yılından itibaren
birleştirilerek "Bağlama Metodu" yazma eylemine dönüştürülmüştür.

Bağlamanın özgünlüğünü oluşturan öğelerin korunması gerektiği düşüncesi de bu birlikteliğin temel ilkesi olmuştur. Ancak burada şunu belirtmek gerekir ki bu çalgının bütün özgünlüğünü kapsamlı olarak bir
kitap halinde sunmak olanaksızdır. nitekim bağlamadaki farklı icra tarzlarının yanı sıra, birçok düzen uygulamalarının varlığı ve bu düzenlerin adeta ayrı bir çalgı mantığı ile icra ediliyor olması, bu
düşünceyi desteklemektedir.

Bu bilgiler ışığında; tezeneli ve tezenesiz (şelpe) icra tekniklerine en uygun düzen olduğunu düşündüğümüz "Bağlama Düzeni Metodu" ile yayın
serisini başlatıyoruz.

Bu kitap kapsamında bağlama düzeni ile ilgili geleneksel çalışlar, yeni gelişmeler ve kişisel çalışmaların algılanmasına yönelik alıştırmalar ve ayrıca düzenin inceliklerini yansıtabilecek nitelikte seçkin bir repertuvar yer almaktadır.

Oldukça geniş bir zaman diliminde ortaya çıkan bu çalışmaya, deneyimleriyle katkı sunan sayın Yücel Paşmakçı'ya, sayın Abdi Coşkun'a ve tavsiyeleriyle çalışmaya yön veren sayın Süleyman Şenel'e
teşekkür ederiz.

Bağlamadaki icra kalitesini yükseltmeyi hedefleyen bu kitabın farklı çalışmalara zemin oluşturması ve geliştirilerek sürdürülmesi temenisiyle..."

14 Temmuz 2009 Salı

Patronla Tartışmalar 1


Hüseyin İğdirli-Kemal Duygu, Patronla Tartışmalar-19,00 TL
Darboğaz Yönetimi (Theory of Constraints-TOC)
ISBN 978-9944-396-60-8, 13,5x19,5 cm, 223 s.
Barkod: 97899443965608

Bu kitabı sadece Patronlar mı Okumalı?

Patron: “Bir şeyde anlaşalım: Patron deyince ben yalnızca kendimi anlamıyorum. Benim patron yelpazem çok geniş.”
İş Geliştirme Grubu (İGG): “Siz kuruluşun yönetici ortağısınız, liderisiniz. Çoğunluk patron deyince yalnızca sizi anlıyor. Oysa biz, tüm üst, orta ve ilk kademe yöneticilerle birlikte, gelişme potansiyeli gördüğümüz yönetici adayları da tartışmanın tarafı olabilsin istiyoruz. Tüm yöneticiler artık patron gibi düşünebilmelidir. Patronla Tartışmalar-1 tüm yönetici ve yönetici adayları için yazılmıştır. Organizasyona kârlılık penceresinden bütünsel bakabilmenin kolaylığını ve keyfini sunmaktadır.”
Patron: “Bunları duyduğuma sevindim, aynı yöne bakıyoruz, tüm yöneticilerin patron gibi düşünmeye yönlendirilmesini önemli buluyorum.”

Bu çözümler Türkiye’de Uygulanabilir mi?

Patron: “Türkiye’de darboğaz yönetiminin hangi alanlardaki çözümlerini uyguladınız?”
İGG: “Finansal değerlendirme ve üretim planlaması ve uygulaması. Müşterimiz olan firmanın yöneticileriyle birlikte, hem finansal değerlendirme hem de üretim planlaması ve uygulaması için, yeni yöntemler geliştirdik. Yakaladığımız kapasite kazancı çok etkileyici: % 65. Müşterimiz hiç yatırım yapmadan çalışma verimini artırarak kendi yöneticilerinin uygulamaları ile aldı bu sonucu. Biz yalnız yönlendirici kolaylaştırıcı olduk. Patronla Tartışmalar-1’de bu uygulamaları tüm ayrıntılarıyla okurlarımızla paylaşıyoruz.”

Rüzgâr Suya Yazmıştı - Cemal Ünlü


Cemal Ünlü, Rüzgâr Suya Yazmıştı
12,00 TL
Resimleyen: Serap Deliorman
ISBN 978-9944-396-59-2, 13,5x19,5 cm, 120 s.
Barkod: 9789944396592

Gülfem, bir iki güne kadar tırpanlarıyla çıkıp gelecek hasatçılardan önce davranır, yazın buğusu altındaki uçsuz bucaksız tarlalara koşar, som altındanmış gibi dalgalanan denizlerin ortasında kaybolup yiterek çalgısını çalardı. Kimi zaman da kendini demiryolunda bulur, rayların ve çakıltışlarının üzerinde müzik yapmanın zevkine varırdı. İki yanı devedikenleriyle dolu hat boyunda geziniri, devedikenlerinin ballı özüne saldırıya geçmiş eşekarılarının vızıltıları arasında çalmaya çalışırdı. Tren geldiğinde kenara kaçar, zorlukla dikenlerin arasında kendine bir yer bulur, sindiği yerden tekerleklerin ray üzerindeki kıvılcımlı, ürkünç dönüşlerini seyrederdi.
Müzikle bağı olan sanatçıların neredeyse tamamı, küçük yaşlarda birileri tarafından keşfedildiklerini, özendirildiklerini anlatırlar. Rüzgâr Suya Yazmıştı kitabının kahramanı Gülfem, olmadık bir şeyi başarıyor. Keman çalma tutkusu öylesine güçlü ki; sabrıyla, yaratıcılğıyla ve azıcık da inatçı tutumuyla ailesini, yakın çevresini hatta yaşadığı kasabayı kemanla tanıştırıyor. Gülfem’in oyuncak kemanıyla başlattığı serüven bir iki yıl içinde, dillerde dolaşan bir usta kemancının öyküsüne dönüşüyor.

Kitap okuru olma yolundaki gençler için kaleme alınan Rüzgâr Suya Yazmıştı, “Su, Toprak, Ateş” anafikrinden hareket eden bir “üçleme”nin ilk kitabı.

Bilgin Çocuk - Nuran Direk


Nuran Direk, Bilgin Çocuk
20,00 TL
Resimleyen: Fatih Aksular
ISBN 978-9944-396-58-5, 19,5x23 cm, 120 s.
Barkod: 9789944396585

Yaşamda neyi bilip neyi bilmediğimizi bilmek, çok önemlidir. Bunun için dünyayı ve kendimizi sürekli sorgulamak gerekir. Bazen doğru olarak bildiğimizi sandığımız bir şeyi araştırdığımızda kuşkulanırız. Bazen de kuşku duyduğumuz bir şeyi araştırdığımızda doğru olduğu ortaya çıkar. Yani, kuşku yeni bilgilere ulaşmamızı sağlayan bir araçtır.

Bilgiye ulaşmanın engelleri hiç de az değildir. Bunlardan en önemlisi henüz eleştirel düşünmenin yeterince gelişmediği çocukluk çağında zihnin kalıp yargılardan oluşan bir duvarla çevrilmesidir. Bu akıl tutulmasından korunmak için çocukların bilimsel ve felsefi düşünme yöntemleriyle geç kalmadan tanıştırılması gerekir.

Bu kitap, öğrenim süreci boyunca çeşitli bilimlerle tanışmasına rağmen “Bilim nedir?”, “Bilimsel düşünmenin özellikleri nelerdir?” soruları üzerinde düşünme fırsatı bulamamış öğrencileri bu konu üzerinde düşünmeye çağırıyor.

Yamuk- Ali Özgür Özkarcı




Ali Özgür Özkarcı, Yamuk .... 9,00 TL
ISBN 978-9944-396-61-5, 13,5x19,5 cm, 56 s.
Barkod: 9789944396615


Belli ki eskiden devrimci, şimdi aydınlanmacı
Çok para kazanıyorsunuz ama
Hâlâ içtiğiniz Samsun
Yudumladığınız köpek öldüren
Eski devrimciliğin loşluğunu okşuyorsunuz
Her siyasete el attığınızda ulusalcı olma riskiniz
Bu yüzden papazı bulmuşsunuz
Desek fena olmaz, bayım!

2048 - Emrah Altınok




Emrah Altınok, 2048
8,00 TL
ISBN 978-9944-396-62-2, 13,5x19,5 cm, 36 s.
Barkod: 9789944396622


Kendi deyişiyle “kendine tekme tokat girişen” bir şair. İlk kitabından sonra bir patlama yaşadı, o patlamayla bir anlatıya kavuştu, bunlar Emrah’ın meseleleri diyebileceğimiz şeylere kavuştu, aradan ayrıldı, arayı cesaretle geride bıraktı, deneyime - deneyimin şiddetine açıldı. Muhallebi çocuğu olmayı reddeden bir şair Emrah.

Ahmet Güntan

Heves 22



Heves Şiir-Eleştiri, sayı: 22
Temmuz 2009, 96 sayfa
5 TL


Heves Şiir-Eleştiri, 22. sayısıyla okurlarının karşısında. Bu sayıda, Utku Özmakas “İmkânsız Mesafe İmkânsız Şimdi” isimli yazısında nostalji duygusunu/kavramını merkeze alarak, son dönem Türk şiirinin kimi örnekleri üzerinden önemli tespitlerde bulunuyor. Ahmet Güntan, Efe Murad’la madde şiiri, manifestoyu, ardından gelen kitapları baştan sona kat eden bir söyleşi gerçekleştirdi. “1 Ş11R” köşesinin konuğu ise Burak Acar. Olcay Özmen, Burak Acar’ın “Teyzeler, Oğullar ve Şirinler” isimli şiirini huzursuzluk, kırgınlık ve yetinememe bağlamında çözümlüyor. Heves 22, Hüseyin Cöntürk’ün Haluk Aker’e mektuplarıyla sona eriyor. Bu sayıya şiirleriyle katılan şairler: Necmi Zekâ, Mehmet Davut Özdal, Birhan Keskin, Ahmet Güntan, Ömer Aygün, Sibel Danende, Efe Murad-Cem Kurtuluş, Ergin Yıldızoğlu, Sadık Yaşar, Nazmi Cihan Beken, Burak Acar.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock - Cumhur Canbazoğlu





Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock
Cumhur Canbazoğlu

Resimleyen: Aptülika, poster hediyeli
ISBN 978-9944-396-55-4, 16x23,5 cm, 368 s.
Barkod: 9789944396554
30,00 TL

1994-2001 arası Cumhuriyet Gazetesi'nde müzik haberleri, yorumları kaleme alırken, Cumartesileri müzik sayfası hazırlarken, özellikle yerli sanatçılarla, akımlarla, olaylarla ilgili doğru, güvenilir kaynak sıkıntısı çektim.
Geçmişi sadece yarım yüzyıla uzanmasına karşın yerli popla, rockla ilgili işe yarar bilgi o kadar sınırlıydı ki! Dönemin dergileriyle gazetelerine sıkışmış magazin kokan haberlerin ve söyleşilerin içinden cımbızla ayıklanarak çıkartılmış malzeme de olmasa koskoca sektör adeta tarihsiz kalacaktı.
Tabii ki bir dolu bilgi vardı bu haberler ve söyleşiler içinde ama ne derece doğruları yansıttıkları, tatmin edici oldukları da bir başka sorundu.
Gazeteciyseniz ne yaparsınız; gidip doğruyu insanlara, kaynağın kendisine sorarsınız değil mi?
Bunu da yaptım, ancak her kişiden arzu ettiğim ölçüde sağlıklı bilgi akışını sağlayamadım. Bellekleri zayıflamış, ürettiği plakların isimlerini, o dönem neler olup bittiğini anımsayamayan, bir köşeye hiçbir şekilde not düşmemiş yıldızlarla karşılaştım.
Hal böyle olunca, işin başa düştüğünü anladım ve popüler müzik tarihimizi belgeleyenler arasına kenarından köşesinden katılıp çorbada tuzum bulunsun istedim.
Anadolu Pop/Rock'la başladım; çünkü müziksever olarak bu işe emek vermiş isimlere sürekli borçlu hissettim kendimi. Bir avuç kentsoylu gencin yüzlerini Anadolu'ya çevirmesine, binlerce yıllık kültürü, gelenekseli evrensele taşıma çabasına saygı duydum. Müziğimizin evrenselleşmesinde en önemli adımlardan biri olarak gördüğüm bu yolun yolcularının serüvenlerini anımsatmak, anlatmak ve geleceğe taşımak, Anadolu Rock'ın Haluk Levent'le başladığını sanan gence, geçmişi on yıla bile ulaşmamış bir grubun ilk yerli progressive temsilcisi olduğunu iddia eden müzik yazarına doğruyu sunmak için yazdım kitabı.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Türk Müziğinde Beylik Aranağmeler - Zeynep Barut


Türk Müziğinde Beylik Aranağmeler
Zeynep Barut
ISBN 978-9944-396-56-1
9789944396561
21 x 30 cm, 103 s., nota, spiral ciltli
30 TL

Türk müziği repertuvarında beylik olarak adlandırılan aranağmeler, kaynak ve kayıtlardan toplanıp tasnif edilerek bu kitapta müzik âlemine toplu şekilde sunulmuştur.
Melodik yapısı ve ritmik akışı beğenilen, sevilen ve bir çoğunun kimin tarafından yazıldığı bilinmeyen bazı aranağmeler aynı makam ve usulde bestelenmiş aranağmesi olmayan şarkıların başında ve sonunda çalınmaktadır. Özellikle Türk müziğinin vazgeçilmez bir türü olan fasıl icrasında da kullanılan bu aranağmelere müzisyenler arasında "Beylik" adı verilmiştir. Beylik aranağmeler bazı eserlerle o kadar bütünleşmiştir ki, bir bakıma eserin kendi aranağmesi gibi kabul görmüştür. Bu tür aranağmeler kitap içerisinde bir açıklama ile beraber yer almaktadır.

Kitap sadece Pan Yayıncılık'ta satılmaktadır.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Mersin'den Yükselen Çağdaş Bir Ses Nevit Kodallı - Evin İlyasoğlu





















Evin İlyasoğlu, Mersin'den Yükselen Çağdaş Ses Bir NEVİT KODALLI.......35,00 YTL
ISBN 978-9944-396-57-8, 20 x 24 cm, 168 s., 1. hamur + 32 s. kuşe
fotoğraf albümü
Barkod: 9789944396578
Kitabın ekindeki CD'de Evin İlyasoğlu ve Nevit Kodallı'nın söyleşisi
(2003 Mersin Radyosu) ile bestecinin Viyolonsel Konçertosu'nun kaydı
yer alıyor.

Evin İlyasoğlu usta bir romancılık tekniğiyle Nevit Kodallı'nın yaşam
öyküsünü Mersin'in Gözne yaylasında geçirdikleri bir günün içine
sığdırmış. Bir nehir söyleşisini andıran anlatıda Gözne Kalesi,
Sunturas şelalesi ve Gözne yolları, tiyatro dekoru gibi yer alıyor.
Nevit Kodallı çocukluğundan başlayıp günümüze uzanan yaşam yolculuğunu
bu dekorun içinde anlatıyor.

Nevit Kodallı Cumhuriyet'le kurumsallaşan çoksesli müziğimizin ikinci
kuşak bestecilerinden. Çalışkanlığı, üretkenliği, kararlılığı ve doğru
bildiğini çekinmeden söyleyen karakteriyle tanınan kültür sanat
adamımız.
Mersin gibi çok-kültürlü bir ortamda doğmuş, küçücük yaşta besteci
olmayı aklına koymuş. Kulağında yetiştiği yörenin tüm sesleriyle
Ankara'ya yeni kurulan konservatuvara girmiş. Ardından Paris'e giderek
çağımıza yön veren bestecilerden Arthur Honegger'le ve nice besteciye
yol gösteren Nadia Boulanger'yle çalışma fırsatı bulmuş. Ankara'da
yeni kurulan Cumhuriyet'in geçiş dönemini yaşadığı gibi Paris'te de
savaş sonrasının geçiş dönemini yaşamış.
Eğitimini tamamlayıp Türkiye'ye döndükten sonra nice müzik kurumunda
hizmet vermiş, yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, müzik sorunlarımızın
iyileştirilmesi için çaba göstermiş ve yazdığı pek çok yapıtla
çoksesli müzik tarihi zincirinin önemli halkalarından birini
oluşturmuş.
Atatürk Oratoryosu, Van Gogh ve Gilgameş operaları, Cumhuriyet
Kantatı, Hürrem Sultan Balesi, Sinfonietta, Telli Turna, Ebru,
Güzelleme, Viyolonsel Konçertosu, liedler, oda müziği yapıtları ve
piyano parçalarıyla, hemen her ortam için altmış yılı aşkın bir süre
düzenli aralıklarla yapıt üretmiş.
Kitabın eki olan CD'de Kodallı'nın konçerto alanındaki tek örneği
olan Viyolonsel Konçertosu ve Evin İlyasoğlu ile yaptıkları bir radyo
söyleşisinin kaydı yer alıyor. Sesiyle, müziğiyle, anılarıyla,
tanıklarıyla Nevit Kodallı, Cumhuriyet tarihimizin önemli bir kavşağı
olarak karşımıza çıkıyor.

5 Mart 2009 Perşembe

ANADOLU'DA BARTÓk'UN İZİNDE


Çeviren: Sanat Deliorman
Yayıma hazırlayan: Bülent Aksoy
15x22,5 cm; 224 s.; notalı, resimli; 20,00 TL
Barkod: 9789944396509

Macar etnomüzikolog, araştırmacı ve derleyici Dr. János Sipos, Anadolu’da Bartók’un İzinde adlı kapsamlı araştırmasında, Macar halk musıkisi ile Anadolu halk musıkisi arasındaki benzerlikleri ele alıyor. Bu konuya yanıt arayan ilk araştırmacı Béla Bartók olmuştu. Bartók 1936’da Türkiye’de halk musıkisi ezgileri derlemiş, derlediği türküleri de tek tek notaya geçirip bunları o bildiğimiz derin musıki bilgisiyle irdelemişti. Ne var ki bu eser, besteci öldükten yıllar sonra yayımlandı. Macarlarla Türklerin tarih öncesi çağları ve bu iki halkın musıki gelenekleri arasındaki bağlantıları derinlemesine ele alan bu eser etnomüzikoloji alanında başlı başına bir kilometre taşı olmuştu.

Sanat Felsefesi Üzerine - Cevad Memduh Altar


Yayıma hazırlayan: İnci Kut
13,5x19,5 cm; 176 s.; 15,00 TL
Barkod: 9789944396172


Cevad Memduh Altar, sanat tarihçisi, müzikolog, araştırmacı ve eğitmen kimliğiyle ömrünü ülkesinin çağdaş ve evrensel sanat yolunda ilerlemesine ve hak ettiği yere gelmesine adamış önemli bir kültür adamı.
Sanat Felsefesi Üzerine, Altar’ın, güzelin ve güzelliğin yorumu, sanatta estetik yargı, sanatsal yaratıda özgürlüğün rolü, estetik duyarlılık, sanat yaratıcılığında temel öğeler, estetiğin antik dönemden bu yana kronolojik evrimi, güzel sanatların oluşturduğu estetik yargı, müzik estetiği ve müzik sanatının anlatım gücü gibi konular üzerine yazdıklarını bir araya getiren değerli bir referans kitabı.
Cevat Memduh Altar, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konsertuvarı’nda lisansüstü program çerçevesinde verdiği Sanat Felsefesi ve Müzik Estetiği derslerinin notlarından oluşan bu kitabında, sanatın ve müziğin güzelliğini algılayabilme yolundaki düşünce ve kavramları örnekleriyle bizlere aktarıyor.

2 Mart 2009 Pazartesi

Sokrates'in Gerçek Savunması - Kostas Varnalis



Çeviren: Ari Çokona
88 s.; 10,00 TL


“Kostas Varnalis, bu kitapta ‘Sokrates arkasında yazılı eserler bıraksaydı neler yazardı?’ sorusunu yanıtlamaya çalışıyor. 20. yüzyıl materyalist felsefesinin kavramlarını kullanarak, “bilgelerin bilgesi”ni muhalif, toplumcu bir düşünür olarak takdim ediyor. Kaynakların dışına çıkmamaya özen göstererek; antikite ve felsefe tarihi hakkındaki sınırsız bilgisi, derin genel kültürü, sevgi dolu yaklaşımı ve ince mizahıyla yarattığı bu Sokrates, Platon’un bildik Sokrates’inden daha az gerçekmiş gibi görünse de, yadsınamaz şekilde ondan daha sevimli duruyor.”
Ari Çokona


Kostas Varnalis, 1884’te Bulgaristan’ın Burgaz kentinde doğdu. Filibe’deki Zarifia Lisesini bitirdikten sonra, Atina Üniversitesi Felsefe Fakültesi’nde Yunan Edebiyatı ya da İlahiyat bölümünden mezun oldu. Çeşitli okullarda edebiyat öğretmeni ve müdür olarak çalıştı. 1918’de Yunan hükümetinin bursuyla Paris’te doktora eğitimi aldı. Genç yaşlarından itibaren çeşitli dergilerde yazdığı şiirlerini 1905’te Kirithres (Bal kovanı) adıyla yayımladı. O dönemlerde antik Yunanistan hayranı ve milliyetçi olmasına karşın laik düşünceleri ve resmi kurumların dayattığı arkaik yapay katharevusa yerine halk dili demotiki’yi kullandığı için çeşitli kovuşturmalara uğradı. Paris’e gitmeden önce yazdığı uzun epik şiir Proskinitis’le (Hacı, İbadetçi) herkesin takdirini kazanarak, kuşağının millî şairi olarak tanımlandı.
Varnalis, Paris’te Marksist çevrelerle ilişkiye girer ve dünya görüşü değişir. 1922’de yazdığı To Fos Pu Kei (Yakıcı Işık) adlı uzun şiiri Yunan edebiyatının ilk savaş karşıtı, devrimci eseridir. Öğretmenlikten istifa ederek Yunan Komünist Partisi’nin yayın organı Rizospastis (Radikal) gazetesinde çalışmaya başlar. Düşünceleri yüzünden 1935’te Ay Strati Adası’na sürgün edilir. Artık Yunan solunun en büyük şairi konumuna yükselmiştir. 1974’te Atina’da 90 yaşında ölür.
Yurtdışında daha çok “Sokrates’in Gerçek Savunması” ve “Penelope’nin Günlüğü” adlı nesirleriyle tanınır. Bu yapıtlarında, antikiteyi kendine özgü lirik ve mizahi tarzıyla yorumlayarak, kapitalist sistemin değerlerini sorgular.
Diğer tanınmış eserleri: Kuşatılmış Köleler (1927), Şiirler (1956), Özgür Dünya (1965), Halkın Öfkesi (1975) Şiir. Hadımlar Halkı (1923), Diktatörler (1965), Edebî Anılar (1980) Nesir. III. Attalos (1972) Tiyatro.

Müzikli Aklın Defteri - Ali Ergur



200 s.; 15,00 TL
Barkod: 9789944396400

Toplumbilimsel Değinmeler, Kitap-CD Eleştirileri, Konser İzlenimleri, Portreler, Türkiye’de Müzik ve Modernleşme adlı bölümleri içeren bu kitap, Ali Ergur’un çeşitli zamanlarda yayımlanmış yazılarından oluşmaktadır.

“Bu kitaba Müzikli Aklın Defteri adını vermeyi tercih ettim. Bunun bir çok nedeni var. Öncelikle, her üç sözcüğün herbirinin ayrı ayrı anlamları bu karışık metinler derlemesinde mevcuttur. Beni müzik yolculuğuma elbette onunla yaşadığım bir gönül macerası sürüklemiştir; bu bakımdan, müzik, birçok insanda olduğu gibi benim için de duygusal bir meseledir. Ama müziğin dünyasına nüfuz etmeye başladığım andan itibaren, pusulam aklım olmuştur. Aklın bunca toptan reddiyesinin kimi entelektüel çevrelerde pek marifet sayıldığı günümüzde, liberal-araçsal olmayan başka bir aklı yeniden inşa etmek için, kuramsal kılıflar giydirilmiş, araştırma ve fikir tembeli çağdaş pozlardan başka bir tavır gerektiği kanısındayım. Bu yüzden, ‘akıl’ sözcüğü son derece bilinçli seçilmiştir. Ancak bu, müzikli bir akıldır; uğradığı duraklardan analitik rasyonellik kadar, adı ancak euphoria olabilecek bir aşkta bulunacak kadar yoğun bir öznellik ve affect de derler. Nihayet, bunca sözün, varsa bir damla özgünlüğün, bir karalama defterinin sayfalarından taşanlar olduğu unutulmamalıdır. Müzikli Aklın Defteri, bütün kusurlarıyla, bir ressamın gündelik eskiz defteri gibi kabul edilmek gerekir; daha fazla bir değer ve iddia da taşımamaktadır.”
Ali Ergur

13 Şubat 2009 Cuma

Anlamak ve Anlatmak - Oya Adalı


Oya Adalı, ANLAMAK VE ANLATMAK
352 s., 17 TL



"Anlamak ve Anlatmak", genelde okuma yazma uğraşı içindeki tüm okurlara, özelde de yüksek öğretimde Türk Dili öğrenimi gören, Türkçe-Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğrencilere ve eğitimin her düzeyinde Türkçe-kompozisyon dersi okutan eğitimcilere yardımcı olmak için hazırlandı. Kitabın amacı, düşünsel metinleri okuyup doğru ve eksiksiz olarak anlayabilme, düşünsel bir metin geliştirebilme, yazınsal metinleri okuyup algılamanın temel becerilerini edinebilme, konuşma, dinleme, okuma ve yazma etkinlikleriyle söz dağarcığını, dil deneyimini genişletme ve Türkçenin olanaklarını, inceliklerini tanıma olarak toplanabilir.

5 Şubat 2009 Perşembe

Bir Kültür Savaşçısı Osman Şevki Uludağ - Musiki Yazıları


25,00 TL, 240 sayfa, notalı, resimli, CD ekli
Hazırlayan: İrem Ela Yıldızeli


Yaprakları sararmış eski bir günlük ortaya çıkıveriyor. Günlüğü bulan İrem Ela Yıldızeli, sahibi ise Dr. Osman Şevki Uludağ… İrem’in büyükdedesi. Babaannenin evinden çıkan günlüğün devamı geliyor. Tozlu kutular, notalar, tarihin sayfaları arasında kaybolmuş yazılar, dergiler, fotoğraflar, pek çok mesele için yazılmış mektuplar…
Sonra hepsinin arasından musıki ile ilgili kısımlarının bir araya gelişiyle ortaya çıkan bir kitap…
Diliyle ve imlasıyla o zamana ait.

Zaman, Cumhuriyetin ilk yılları… Musiki adamı, yazar, siyaset adamı, tıp doktoru, tıp tarihçisi Dr. Osman Şevki Uludağ dönemin en hararetli tartışmalarını başlatıyor. Temelinde, musikimizi kendi kültürümüzü koruyarak, medeniyet dediğimiz şeyin üst sınırlarına çıkarmak…


“Bilinmelidir ki medeniyetin de milliyeti vardır. Millî olmıyan bir medeniyet milletin malı değildir. Kökü bizde olmayan musiki de bizim musikimiz olamaz. O, yeniden yeremeğe ve yeni meyveler vermeğe müsaiddir. Hattâ buna hasret kalmıştır.”

Dr. Osman Şevki Uludağ

31 Ocak 2009 Cumartesi

Yabancı Yazarlarımız

Adriana Ababi Sirli
Anton Webern
Bela Bartok
Charles Fonton
D. E. Knuth
Derek Bailey
E. Popescu-Judetz
Eberhard Zangger
Gail Holst
İgor Stravinsky
J. C. G. Walker
Jacob T. Schwartz
Jean Craig
Jeremy Bernstein
Jostein Gaarder
Kurt Honolka
P. Lasserre
Paraşkev Hacıev
Richard P. Feynman
Robert W. Wood
Simon Singh
Otto Karolyi
RAUF YEKTA

Rauf Yekta Bey (1871-1935), Türk müziğinin ünlü isimlerini konu alan bir dizi risale yazmış, bunlardan Zekai dede, Abdülkadir Meragi ve Dede Efendi'ye ilişkin olanlarını yayımlayabilmiştir. Meraklısı, bu risalelerin çeviriyazılarını bu kitapta bulabilecektir.

"Esatiz-I Elhan I.cüz: Hoca Zekai Dede Efendi, İstanbul 1318 (1902)
Türk müziğinin ünlü adı Zekai Dede'nin (1825-1897) hayatını konu alan bir risaledir. Bestecinin ölümünden beş yıl sonra ve onun en yakın öğrencilerinden biri tarafından kaleme alındığından, oldukça sağlam bir kaynaktır.
Esatiz-i Elhan II.cüz: Hoca Abdülkadir-I Meragi, İstanbul 1318 (1902)
135?-1435 yılları arasında yaşamış olan müzik bilgini ve besteci Maragalı Abdülkadir hakkında yapılmış ilk çalışmadır. Abdülkadir'in hayat hikayesin karanlıklar içerisinden çıkartan ilk kaynak bu risalenin 100. Sahifeye kadarki bölümü, konuyla ilgili olarak gazetelerde çıkmış polemiklere ayrılmış, daha sonra müzik adamının hayat hikayesi ve sanatı incelenerek, son kısma eserlerinin listesi eklenmiştir.
Esatiz-i Elhan III.cüz: Dede Efendi, İstanbul 1341 (1925)
Hammamizade İsmail Dede'nin (1778-1846) hayatı ve sanatı üzerine yapılmış ilk ve bugüne kadarki en değerli çalışma olma kimliği taşıyan bu kitapta, Dede Efendi'yle ilgili olarak onu tanımış kimselerin anılarının yanısıra hakkındaki menkabevi söylentilere de yer verilmiştir ve son kısmında yine bir eser listesi vardır.
Rauf Yekta Bey, " Esatiz-I Elhan" serisini sürdürerek, Türk müziğinin en tanınmış bestecilerinin hayat hikayelerini müzikoloji literatürüne kazandırmayı amaçlamış,bu maksatla Urmiyeli Safiyüddin ve Hacı Arif Bey'le ilgili bölümleri de kaleme almış, ancak bunlar maddi imkansızlıklar nedeniyle basılamamıştır."
(Murat Bardakçı, " Rauf Yekta Bey'in Hayatı ve Eserleri", Türk Musikisi içinde, İstanbul,1986)

RECEP USLU


1958 yılında Ordu'da doğdu. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. 1987'den sonra TDV İslâm Ansiklopedisi'nde çeşitli hizmetlerle birlikte yazarlık yaptı. İslam tarihi alanında yüksek lisans ve doktora tezi hazırladı. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesi oldu. Arapça, Farsça ve İngilizce bilen yazarın müzik tarihi ile ilgili çalışmaları şunlardır: Ladikli Mehmed Çelebi Üzerindeki Şüpheler (Musiki Mecmuası, sy. 462, 1998); Fatih Döneminde Yaşamış Musikişinaslardan Şems-i Rumî ve Eseri (International Congress on Learning and Education in the Ottoman World, Istanbul, 1999); Fatih Devrinde Musiki ve Musikişinaslar (Musiki Mecmuası, sy. 465, 1999); XV. Yüzyılda Osmanlı ve Ortaasya'da Musikişinaslar (Yeni Türkiye: Osmanlı Özel Sayısı, X); Osmanlılarda Batı Musikisi Teorisi Kitapları (Orkestra, sy. 307, 1999); Fatih Döneminde Mistikler ve Musiki (Toplumbilim, sy. 21, 2000); II. Murat ve Musiki (Journal of the Academic Studies, sy. 4, 2000).

SABRİ ŞATIR


Sabri Şatır 1930'da doğdu, ilkokuldan sonra Robert Kolej'e girdi. 1949'da işletme bölümünü bitirdikten sonra Amerika'ya Pennsylvania Üniversitesi'nin Wharton School'una girdi ve 1951'de master derecesini aldı. Yurda döndü ve ticaret hayatına başladı. Bu arada önce caz, sonra klasik müzik ve opera ilgisini çekti, iyi bir izleyici oldu. Tutku derecesine varan opera merakı, onu, bu konuyu derinine incelemesine, sonra da bu konuda üç kitap yazmasına yol açtı: Operada Gerçekçilik; Richard Wagner, Operadan Müzikli Drama; Giusseppe Verdi, Koronun Babası.

SAVAŞ DİNÇEL


1942 yılında İstanbul'da Fatih'te doğdu. Koca Ragıp Paşa İlkokulu'nda, İstanbul Erkek Lisesi'nde ve İstanbul Belediyesi Konservatuarı Tiyatro bölümünde okudu. Tiyatro Bölümünde okurken tiyatrodan başka çizerliğe merak saldı. Amatör tiyatroculuğun yanısıra karikatürü de amatör olarak sürdürdü. İlk kez İstanbul Şehir Tiyatroları'nda profesyonel oldu. Sırasıyla Münir Özkul Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu, yeniden İstanbul Şehir Tiyatrosu, Miyatro Vatandaş Tiyatrosu'nda çalıştı, yine Şehir Tiyatrosu'nda çalışırken 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasıyla Şehir Tiyatroları'ndan uzaklaştırıldı. Bir süre tiyatroya ara verip GÜM'de (Güldürü Üretim Merkezi) profesyonel karikatür çizeri olarak çalışmaya başladı. Tekrar tiyatroya dönünce karikatür ve afiş çalışmalarına tiyatroyla birlikte devam etti. Üç yıl Günaydın gazetesinde TONTON adlı bant karikatürü çizdi. Bu arada Şan Müzikholü'nde ve Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda çalıştıktan sonra, önce konuk olarak sonra da Danıştay kararıyla Şehir Tiyatroları'na geri döndü; Oyuncu-Yönetmen olarak çalıştı. Bunun yanısıra afişçilik (amatör) ve çizerliğini sürdürdü. Daha önce iki karikatür sergisi açtı. "Çizgilerle Nâzım Hikmet" adlı çizgi roman türünde yapılmış kitabı, müsadere edilip Seka fabrikasında hamur haline getirildiği için ortalıktan kayboldu.

Beyazperdede Ziya Öztan'ın yönetmenliğini üstlendiği Kurtuluş ve Cumhuriyet adlı filmlerde İsmet İnönü'yü canlandırdı. Hababam Sınıfı, Merdoğlu Ömer Bey, Ağır Roman, Sinekli Bakkal, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Oğlum Adam Olacak gibi ünlü filmlerle, TV'de Ekmek Teknesi ve Sessiz Gemiler gibi dizilerde rol aldı. 2001'de ÇASOD En İyi Oyuncu Ödüllleri'nde Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'la, aynı yıl İstanbul Film Festivali'nde aynı filmle ve 2000 yılında da SİYAD Türk Sineması Ödülleri'nde yine aynı filmle En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini aldı.

20 Aralık 2007 tarihinde hayatını kaybeden Dinçel, 21 Aralık 2007 tarihinde Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.

SEBA BAŞTUĞ ŞEN

Piyanist Seba Baştuğ Şen, İstanbul Belediye Konservatuarı'nda Anahit Hanesyan'la başladığı piyano eğitimine Ferdi Statzer ile devam etti. Cemal Reşit Rey'le 8 yıl piyano, armoni, kontrpuan ve füg çalıştı. Devlet Konservatuarı'nda 2 yıl öğretim üyeliği yaptı. Daha sonra Fransız bursuyla gittiği Paris'te, sırasıyla Lucille Bascourret, Cecile de Brunhoff ve Monique Deschaussees ile çalışarak, Ecole Normale de Musique'den Diplome Superieur d'Enseignement (Licence d'enseignement) aldı. Yurtiçi ve yurtdışında konserler verdi. Uzun yıllar Fransa'da çeşitli konservatuarlarda öğretim üyeliği ve jüri üyelikleri yaptı. Halen Avrupa Sanatlar Tıbbı Birliği'nin üç ayda bir çıkardığı dergide makaleleri yayınlanmakta ve bu kuruluşun üyesi olarak çalışma ve araştırmalarını sürdürmektedir.

SEMİR ASLANYÜREK


Dramaturjik Otobiyografi

Sahne 01.İç - Gün
Antakya, yıl 1956. Annem 13. kez doğum yapıyor.
- Merhaba yaşam, ver elini mücadele...
Annem yediği balıktan zhirleniyor, üç gün aç kalıyorum.
Ablam doğum yapıp imdadıma yetişiyor, annem iyileşene kadar bana süt anneliği yapıyor.

Sahne 5. Dış - Gün
Kuduz bir köpek beni ısırıyor. 40 gün karnıma iğne yapılıyor.

Sahne 9. Dış - Çok karanlık
Dokuzumdayım. Kızkardeşim 5 yaşındayken yanıyor.
Kahroluyorum. Taş yontmaya başladım. Artık harçlığımı kazanıyorum.

Sahne 23. İç, dış-Gece, gündüz
Yaptığım heykel SSCB'den burs kazandırıyor.
Artık Moskova Devlet Sinema Enstitüsü öğrencisiyim.
Altı yılda üç kısametraj çekiyorum.

Sahne 30. Hücreler, koridorlar vs. zaman belli değil.
Türkiye'ye dönüyorum. 55 gün gözlerim bağlı sorgulanıyorum. 55 günde 5,5 kez WC'ye giriyorum.

Sahne 30. devam 46. Piyade Alayı. Gece ve gündüz 1,5 yıl sakıncalı piyadelik yapıyorum ve ne şehit olabiliyorum, ne de gazi.

Sahne 34. Haydarpaşa kampüsü. İç-Gün
M.Ü.G.S.F. STV'de ev kirası karşılığı memurluk başlıyor....

Sahne 36. Moskova. İç dış-Gece ve gündüz.
İnşaat taşeronu bir yapımcı buluyorum. İlk uzunmetrajımı çekiyorum. Allah kimseye çektirmesin, benim çektiğim gibi.

42'ye geliyorum, yer-dünya, zaman-çok karışık
Belli belirsiz bir yolda yürüyorum, nereye gidiyorum, bilmiyorum...

-Semir Aslanyürek-

SERKAN ÖZKAYA

SÜLEYMAN ŞENEL

Müzik Folkloru Araştırmacısı, Yazar, İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı Sanatçı Öğretim Görevlisi.
1963'de İstanbul'da doğdu. Bir süre İstanbul Belediye Konservatuarı'na devam etti(1981). İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı'ndan mezun olduktan sonra (1986), İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Musıki Ana sanat Dalı Türk Halk Musıkisi alanında "Yüksek Lisans (1988)" ve ardından "Sanatta Yeterlilik (1992)" eğitimini tamamladı. 1988-1990 yılları arasında, ayrıca İstanbul Radyosu'nda, üç yıl süreyle, "Halk Müziğimiz" adı ile açıklamalı programlar hazırladı. Türk Halk Müziğine, saha araştırmaları ile materyal sağlayan araştırmaları ile materyal sağlayan araştırmacılardan biri olarak, bilhassa Trakya ve Anadolu'nun çeşitli yörelerinde ve ayrıca Azerbeycan'ın Bakü, Kazak, Akstafa, Lenkeran, masallı ve Gobustan bölgeleri ile Kazakistan'ın başkenti Almatı'da saha araştırması yaptı. Bu saha araştırmalarında 1000'den fazla ezgi ve ayrıca folklorik ve etnografik materyal derledi. Derlediği ezgilerden 300 kadarınınotaya alarak, bir kısmını yayımladı. Bir dönem, İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü Etnomüzikoloji Anabilim Dalı başkanı olarak görev yapan ve halen aynı kurumda, Sanatçı Öğretim Görevlisi olarak çalışmakta olan Süleyman Şenel'in, yayımlanmış dört kitabı bulunmaktadır:

* Trabzon Bölgesi Halk Musıkisine Giriş, Anadolu Sanat Yayınları, İstanbul 1994, 315s.
* Sadi Yaver Ataman, İstanbul, 1995, 64s.
* Kastamonulu Aşık Yorgansız Hakkı Çavuş, Kastamonu Kalkınma Vakfı ve Kastamonu Kalkınma Vakfı Yakacak Pazarlama Ltd. Şti., İstanbul, 1997, 298 s.
* Türk İstanbul (Yazarı: Sadi Yaver Ataman / Baskıya Hazırlayan: Süleyman Şenel), İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları, İstanbul, 1997, 512 s.

TAHİR ABACI


1951 yılında İstanbul'da doğdu. Orta öğrenimini Malatya Turan Emeksiz ve Elazığ liselerinde sürdürdükten sonra Malatya Özel Fırat Koleji'nde tamamladı. Yüksek öğrenime Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde başladı, İstanbul Üniversitesi'nde sürdürerek Gazetecilik Enstitüsü'nü ve Hukuk Fakültesini bitirdi. İktisat Fakültesi'nde Siyaset Bilimi dalında "Türk Şiirinde Siyasallaşma" teziyle master yaptı. İstanbul'da serbest avukat olarak çalıştı. İlk ürünleri Malatya dergi ve gazetelerinde çıktı. Orada on sayılık Çağ dergisini çıkardı. 1969'dan başlayarak Papirüs, Yeni Dergi, Yarına Doğru, Birikim, Yazko Edebiyat, Varlık, Sanat Olayı, Adam Sanat, Defter, kuram, Yeni Biçem, Adam Öykü, Ludingirra gibi çok sayıda dergide şiir, hikaye, eleştiri ve incelemesi yayınlandı. On sekiz sayı çıkan Yarına Doğru dergisini yönetti. Radikal gazetesinin haftalık pazar eki "Radikal İki"de haftalık yazılar yazdı. Daha önce çıkan kitapları: Odaları Utandıran Dağlar (şiir, 1976),Gelin Ömrümüz (hikaye, 1976), Basit Şeyler (şiir, 1980), Nasreddin Hoca (çocuk şiiri,1980), Ağır Akan Su (roman, 1990), Sıcak Hayat (şiir, 1994), Aynada Bir Yüz (roman, 1995), ikinci Adım (roman, 1999), Bir Zamanlar Anadolu'da (deneme, 1999), Harput-Elazığ Türküleri (inceleme, 2000)

TAN ORAL

1937 yılında Merzifon'da doğdu. Öğrenimini kent kent dolaşarak tamamladı. Güzel Sanatlar Akademisi'ni Mimar olarak bitirdi. Aynı okulda üç yıl Yapı ve Meslek kürsüsü asistanı olarak çalıştı. Daha sonra mimarlık ve eğitimi ile ilişkisini keserek tümü ile karikatür, film, çizgi film uğraşlarına yöneldi. Kısa film dalında "Cumartesi Pazar" adlı çalışma ile 1969'da ve "Sansür" adlı film ile de 1970'de çizgi film dalında Büyük Ödül kazandı. 1978 ve 1984'de Üsküp'te, 1983'te Tokyo'da ödül aldı. 1980-85 yılları arasında Çağdaş Gazeticiler Derneği tarafından beş kez "Yılın Gazetecisi" seçildi. Türkiye Sanatçılar Birliği'nde ve yedi yıl da Karikatürcüler Derneği'nde yazman ve başkan olarak yöneticilik görevinde bulundu. Mimar Sinan Üniversitesi UESYO'da 1980-84 yılları arasında çizgi film dersleri verdi. "Böyük Türkiye", "Sansür", "İki Minik Kentli", "Gözağrısı", "Sus ve Dinle" adlı kitapları vardır. Yurt içinde açtığı çok sayıdaki karikatür sergisinin yanısıra, Almanya Darmstad ile Münih'te, Yunanistan'da Rodos ile Atina'da ve Kıbrıs'ta yapıtlarını sergiledi. Karikatürleri çeşitli dergilerde ve günlük olarak da Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmaktadır.

TURHAN TAŞAN

Turhan Taşan, 13 Ağustos 1948’de Samsun’da doğdu. Istanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu olan Taşan, MESAM (Türkiye Musiki Eserleri Sahipleri Meslek Birliği) yönetim kurulu murahhas üyesidir.
İlk bestesi, 1966 yılında plağa okunmuştur. 33 yılda 33 bestesi 96 defa, ayrıca başka besteciler tarafından bestelenmiş şiirlerinden 6 tanesi 15 defa plak, kaset ve CD’lerde yer almıştır.
1984-1999 yılları arasında söz yazarı ve besteci olarak Kalp Kalbe Karşı Derler, Aynı Çatı Altında, Biraz Geç Kalmadın mı, Üzüldüğün şeye Bak, Öptüm Yanaklarından, Sarsam Diyorum, Oldu mu ya, Gözlerin Kaldı isimli şarkılarıyla "Milliyet Gazetesi Yılın En Sevilen 10 şarkısı" anketlerinde 10 defa ödüllendirilmiştir. 1987 yılında Aynı Çatı Altında isimli bestesi ile Hürriyet Gazetesi'nden "Altın Kelebek Ödülü," 1990 yılında ise TRT'nin açmış olduğu "Türk Sanat Müziği Beste Yarışması"nda Sarsam Diyorum isimli bestesi ile mansiyon kazanmıştır.

ULAŞ ÖZDEMİR

1976 yılında Maraş'ta doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Maraş'ta tamamladı. İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Maliye Bölümü'nde üç yıl okuduktan sonra girdiği Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Etnomüzikoloji programından mezun oldu. Aynı fakültede yüksek lisans çalışması yaptı.
Lise yıllarında babasıyla birlikte, güçlü bir halk müziği geleneğine sahip olan Maraş ili ve çevresinde derleme çalışmalarına yöneldi. Aynı yıllardan itibaren haftalık dergilerde müzik yazıları yazmaya başladı. Bugüne kadar pek çok dergi, gazete ve internet sitesinde müzik yazıları yayınlandı.
Alevi-Bektaşi müziği ve Anadolu'daki farklı etnik grupların müziklerine odaklanan derleme çalışmalarının yanı sıra İran'da yaşayan Ehl-i Haklarla ilgili çalışmalar yaptı. Ali Akbar Moradi, Kayhan Kalhor, Sussan Deyhim, Mamak Khadem, Azam Ali (Niyaz) gibi İranlı sanatçılara bağlama ve sesiyle eşlik etti.

Türkiye, Avrupa ülkeleri ve Amerika'da çeşitli konserlerin yanı sıra San Francisco, Sfinks, Brosella gibi dünya müziği festivallerinde yer aldı. Bu konserlerde Alevi-Bektaşi müziğinin geleneksel çalgıları dede sazı ve ruzbayla örnekler seslendirdi. Aynı zamanda Alevi-Bektaşi müziğiyle ilgili çeşitli sunumlar yaptı.

Bugüne kadar film, dizi, belgesel müziği çalışmaları da yapan Özdemir, görüntülü ortamlar için yazdığı müziklerde, yaşadığı coğrafyanın farklı müzik kültürlerine göndermeler içeren beste ve düzenlemeler yapmaktadır.
Ulaş Özdemir, 1997 yılından bu yana Kalan Müzik'te yapım sorumlusu ve yapımcı olarak çalışmaktadır.

YALÇIN TURA


(d. 1934, İstanbul), çoksesli müzik alanında olduğu kadar teksesli Türk müziği alanındaki yapıtlarıyla ve klasik Türk müziği ile ilgili müzikoloji çalışmalarıyla tanınan müzikçi.

Galatasaray Lisesi'nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde felsefe öğrenimi gördü. Çocuk yaşta keman ve piyano dersleri almaya başladı. Lise yıllarında besteciliğe ilgi duydu. Bir beste denemesini gösterdiği Cemal Reşit Rey'in önerisiyle Demirhan Altuğ'dan solfej ve müzik kuramı dersleri aldı. Daha sonra C. R. Rey ile kontrpuan, füg ve kompozisyon çalıştı. Çeşitli dönemlerde TRT'de jüri ve danışma kurulu üyeliklerinde bulundu.Birçok sinema ve televizyon filmine ve 10 dolayında tiyatro oyununa müzik yazdı. 1976'da kurulan İstanbul Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Bu okulun Müzikoloji Bölümü başkanlığına getirildi.

1970'lerden başlayarak çeşitli yayın organlarında müzikle ilgili yazılar yazdı. 1976'da Kantemiroğlu'nun Kantemiroğlu Edvarı olarak bilinen Kitab-ı İlmi'l-Musıki alâ Vechi' l-Hurufat adlı çalışmasını bugünkü Türkçeye çevirerek aslıyla birlikte Batı notasıyla yayımlamaya giriştiyse de, tamamlayamadı. Çeşitli kongre ve sempozyumlarda sunduğu bildirilerle bazı dergilerdeki yazılarını Türk Musıkisinin Mes'eleleri (1988) adlı kitabında bir araya getirdi. Bu kitaba özel olarak yazdığı bir bölümde Arel-Ezgi Sistemi'ni eleştirdi. Çoksesli yapıtlarında yalnız Türk halk ve klasik Türk müziklerinden değil, klasik Batı müziğinden, cazdan, hatta hafif müzikten de yararlandı.

Başlıca yapıtları arasında Dans Süiti (1956), Viyolonsel Konçertosu (1956), Birinci Senfoni (1957-66), Orkestra Süiti (1958), Surname (1959), Oda Senfonisi (1959), Yaylılar İçin Adagio (1960), Toccata (1962), Jazz Süiti (1962), Bir Halk Temi Üzerine Çeşitlemeler (1963), Keman Konçertosu (1965-72), Enginlerden Yücelerden (1969), Tulum Havası (1972), Şeyh Galip'e Saygı (1972-75), Yeniden Eski Muhabbetleri Tecdid İdelüm (1976) adlı koro parçası, Üçüncü Süit (1976), Niyazi-i Mısrî' nin İlahileri (1978), Şah Murat Süiti (1981) ve Yaratılış (1987-88) adlı balesi sayılabilir. (AnaBritannica, c. 30, s. 259, 1993)

F. YEŞİM ALTINAY


İstanbul'da doğdu. İstanbul Belediye Konservatuarı Piyano Bölümü'nde okudu. İTÜ Devlet Konservatuarı'nda lisans ve "5 Yaşındaki Çocuğun Müzik Eğitimi" başlıklı tezi ile master derecelerini aldı (1990). Çeşitli anaokulları ve yuvalarda okul öncesi müzik eğitimi ile ilgili araştırma ve çalışmaları oldu. Açık Radyo"da "Çocuk ve Müzik" adlı eğitim programını hazırlayıp sunmaktadır.

YILDIZ ELMAS

Doç. Dr. Yıldız Elmas,1945'te Söke'de doğdu.1963'te Denizli Kız İlköğretmen Okulu'nda,1966'da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nden mezun oldu.

1971'de İspanya Hükümeti'nin verdiği bursla eşi Yücel EImas'la birlikte gittiği Barcelona Yüksek Müzik Konservatuarı'nda Prof. Roche ile gitar çalışmalarında bulundu.

Yurda dönüşünde İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nde görevlendirildi.

Gitarist Raffi Arslanyan ile gitar çalışmalarını sürdürdü. 1980'de Atatürk Yüksek Öğretmen Okulu,1983'te Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi olarak işlevini sürdürmekte olan kurumda 1986'da doktor, 1987'de doçent ünvanlarını aldı.

Özellikle okul çocuk çalgıları konusunda çalışmaları olan Doç. Dr. Yıldız Elmas klasik gitarın çok sesli oluşu, kolay taşınabilir ve teminin kolay olması sebebiyle okullarda eğitim alanında yararlı olacağı inancı ile Eğitim Fakülteleri içerisinde ilk defa Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü'nde klasik gitarın ana dal ve yardımcı dal dersi olarak,1983-1984 öğretim yılından itibaren programa alınmasını sağlamış, bu konuda çalışmalar yapmıştır.

Doç. Dr. Yıldız Elmas halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü öğretim üyesi ve Bölüm Başkan Yardımcısı olarak görevini sürdürmektedir.
MEHMET AKSEL

1936 yılında İstanbul'da doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nden 1960 yılında mezun oldu. Uzun yıllar reklam ajanslarına grafik tasarımcı, illüstratör ve sanat yönetmeni olarak hizmet verdi. 1993 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte İllüstratörler Derneği'ni kurdu. Halen kendi atölyesinde çalışıyor.

MEHMET ÖMÜR

1951 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaöğrenimini Saint Joseph Lisesi ve Ankara Fen Lisesi'nde gördü. 1977 yılında Ankara Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Bursa Uludağ Üniversitesi'nde KBB uzmanlığını tamamladı. Paris'te Saint Antoine, Saint Louis, Laennec hastanelerinde çalıştı. 1986 yılında doçentlik unvanı aldıktan iki yıl sonra Haseki Hastanesi KBB departmanı şefliğine, 1993 yılında da Haseki Hastanesi başhekimliğine atandı. 1996 yılında profesör oldu. "Larenks Kanseri ve Boyun" ile "Baş Boyun Anatomisi" adlı kitapları bulunmaktadır. Ayrıca "KBB Postası" adlı dergiyi kurdu ve editörlüğünü yaptı.

Türk KBB derneğinin on, Fransız KBB Derneği'nin yedi, American Sleep Disorder Derneği'nin üç ve Voice Foundation'ın beş yıldır üyeliğini yapmaktadır.

Istanbul Operası'nda bir süre çalışan Mehmet Ömür, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi'nde KBB departman şefliği görevini sürdürmektedir.

MEHMET ÖZTEK

METİN HÜLAGÜ


1962'de Adana Ceyhan'da doğdu. Ortaokulu Ceyhan'da, liseyi İstanbul'da okudu. 1985 yılında Marmara Üniversitesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden master derecesini aldı. 1988-1991 tarihleri arasında Manchester University, School of Oriental and African Studies ve İngiliz Arşivi'nde araştırmalar yaptı.

'Gazi Osman Paşa, Askerî ve Siyasî Hayatı' konulu çalışması ile 1992'de İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde doktorasını tamamladı. Aynı yıl Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakınçağ Kürsüsü'nde göreve başladı. 1993'te yardımcı doçent, 1999'da doçent oldu. Halen aynı üniversitede görevini sürdürmektedir.

Çeşitli dergi ve ansiklopedilerde makaleler yayımlayan Metin Hülagü'nün kitapları:

Gazi Osman Paşa, Askerî ve Siyasî Faaliyetleri, Pan-İslamist Faaliyetler, 1914-1918, Türk-Yunan İlişkileri Çerçevesinde 1897 Türk-Yunan Savaşı.

METİN SOLMAZ


1969'da doğdu.

Hacettepe-Matematik, ODTÜ-Fizik, Dil Tarih-Hindoloji okullarında okudu, hiçbirini bitirmedi.

DJ'likten garsonluğa, ticarete kadar birçok alakasız iş yaptı.

1990 yılından bu yana, Birikim, Cumhuriyet Dergi, Cumhuriyet Kitap, Express, Milliyet Sanat Dergisi, Müzük, Radikal 2 gibi dergilere, muhtelif İnternet sitelerine yazdı, yazıyor.

Çıkışından batışına kadar dört sene, Ankara Radyo Arkadaş'taydı.

1992'de Korsan Yayınları'ndan "Kenardaki Milyonerler", 1994'de Pan Yayınları'ndan "Rock Sözlüğü". 1996'da yine Pan Yayınları'ndan "Türkiye'de Pop Müzik" isimli kitapları yayınlandı.

1996 Kasım'ında, Ideefixe operasyonunu yönetmek üzere İstanbul'a yerleşti.

1999'da Kıbrıs'a yerleşti, gazetecilik ve öğretmenlik yaptı.

2000'de İstanbul'a döndü; Siberalem.com'u kurdu.

2003'te tekrar Ideefixe'in de başına geçti.

2004 sonunda Siberalem ve Ideefixe ile ilişkilerini kopartıp sevgili ortağı Yaşar Safkan'la birlikte Overteam'ı kurdu.

Şimdi yaptıkları Overteam.com adresinden takip edilebilir.

J. D. Salinger, David Bowie, Zeki Müren, Richard Brautigan ve www.EZLN.org'u çok sever.

metin.solmaz@overteam.com

MURAT BARDAKÇI

Murat Bardakçı, 1955 yılında İstanbul'da doğdu, ekonomi öğrenimi gördü.

Musikiye Dr. Selahattin Tanur'la tanbur ve eser meşkederek başlayan Murat Bardakçı, Tanur'dan "icazet" aldı, Ekrem Karadeniz'le teori, teori tarihi ve ses sistemi üzerine çalıştı, Fahire Fersan ve Vecdi Seyhun'dan yararlandı, ilgi alanını daha sonra musiki tarihine yöneltti. Abdülbaki Gölpınarlı'dan şarkiyat kaynakları ve metodolojisi alanlarında büyük ölçüde faydalandı, bu arada Türk ve İslam Müziği'nin tarihiyle ilgili kitap, belge, fotoğraf, film ve ses kaydı gibi arşiv malzemesi topladı, geniş bir nota kolleksiyonu oluşturdu.

Türk Müziği Tarihi'yle ilgili çok sayıda araştırması yayınlanan Murat Bardakçı, Hürriyet Gazetesi yazarlarındandır.

NAİL YAVUZOĞLU


Nail Yavuzoğlu (İstanbul, 1960), İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nı 1983 yılında bitirmiştir. Aynı okulda öğretim görevlisidir.

Demirhan Altuğ ile solfej ve armoni, Kamil Şekerkaran ile flüt, Yavuz Özüstün ile Türk musikisi nazariyatı, Yalçın Tura ile form bilgisi ve ses sistemleri, Kamil Özler ile caz armoni ve orkestrasyon konularında çalışmıştır.

Türk müziği ses sistemi ve makamları üzerine araştırmalar yapan Nail Yavuzoğlu'nun modal yapıda orkestra eserleri vardır.

NAZAN İPŞİROĞLU


Istanbul Üniversitesi'nde felsefe ve sanat tarihi okudu. İstanbul Belediye Konservatuvarı'nda piyano, Freiburg Yüksek Müzik Okulu'nda çembalo ve oda müziği eğitimi gördü. Eşi Mazhar Şevket İpşiroğlu ile birlikte sürdürdüğü sanat tarihi çalışmalarının yanı sıra, 1970'li yıllarda bizde, o yıllarda pek tanınmayan bir çalgı olan çembaloyu ve barok müziğini tanıtma amacıyla kendisinin de kurucuları arasında bulunduğu "Istanbul Barok Müzik Topluluğu" ile yirmi yılı aşkın bir süre oda müziği konserleri verdi. Son yıllarda çağımızın önemli sorunlarından biri olan sanatların sınırlar aşırılığı ve sanatlararası etkileşim, özellikle resim-müzik etkileşimi üzerinde çalışıyor.

Son yıllarda çağımızın önemli sorunlarından biri olan sanatların sınırlaraşırılığı ve sanatlararası etkileşim üzerinde çalışmakta.

Yazarın Yayımlanmış Kitapları
- Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi (M.Ş. İpşiroğlu ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Sanatta Devrim (M.Ş. İpşiroğlu ile birlikte), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Düşünmeye Çağrı (M.Ş. İpşiroğlu ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Kök-Atatürkçülük (M.Ş. İpşiroğlu ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Resimde Müziğin Etkisi, Remzi Kitabevi, Istanbul.
- Sanattan Güncel Yaşama, Pan Yayıncılık, Istanbul.
- Resimde Alımlama Boyutları ve Çeşitlemeleri, Papirüs Yayınları, Istanbul.
- 20. Yüzyıl Sanatında J.S. Bach, Pan Yayıncılık, Istanbul.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Yayınları Kapsamında Yayına Hazırladığı Eğitim Kitapları
- Yaratıcı Toplum Yolunda Çağdaş Eğitim (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Çağdaş Kültürümüz (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istan- bul.
- Yazma Uğraşı (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Çağdaş Eğitimde Sanat, (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Çocuk Kültürü-Edebiyat-Tiyatro-Medya (Zehra İpşiroğlu ile), Mavi Bulut, Istanbul.
- Gelin Çocuklar Birlikte Düşünelim (Zehra İpşiroğlu ile), Adam Yayınları, Istanbul.
- Yaratıcı Okuma I ve II (Zehra İpşiroğlu ile), Özyürek Yayınları, Istanbul.
- Bir Kitap Hazırlıyoruz (Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Papirüs Yayınları, Istanbul.

NOYAN ÖZKAN

Noyan Özkan, 1953 yılında Zonguldak'ta doğdu. TED Ankara Koleji ve Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1983 yılında İzmir'de serbest avukatlığa başladı. Evli ve bir kız çocuğu vardır.

Doğa koruma faaliyetlerine yakın ilgi duyan Özkan, 1990 Bergen Çevre ve Kalkınma Konferansı'na Türkiye Hükümet Dışı Kurumları'nı temsilen katılmıştır. 1990 Tuna Çevre Kurumları Toplantısı, 1991 Sundsvall Çevre ve Sağlık Konferansı, 1993 ve 1995 Madrid / Barselona Akdeniz Çevreci Örgütleri toplantılarına katılmıştır.

İzmir Çevre Hareketi Avukatları'nın doğal üyesidir.

OĞUZ ABADAN

Oğuz Abadan 1950'de Ankara'da doğdu. Müziğe ilkokul çağlarında başladı. Gitarla 1962 yılında tanıştı. 1965'ten itibaren çeşitli grup ve orkestralarda çalarak profesyonel oldu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünde keman öğrencisi olarak okuyup mezun oldu. Daha sonra Berklee Jazz Academy'de okudu. Avrupa'da çeşitli orkestralarda elektrik bas çaldı. Dünyanın birçok ülkesinde konserler verdi. 1976'da Paris'te bir süre Moğollar'da gitar çaldı. 1977'de Ankara Belediyesi Kent Orkestrası'na aranjör/basçı olarak girdi. 1981'de ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Çeşitli orkestralarda çaldıktan sonra 1982'de kendi orkestrasını kurdu. 1991'de sahneyi bırakana kadar böyle devam etti. Türkiye'deki sanatçıların tümüne yakınıyla çalıştı. 1982'den bu yana stüdyo müzisyenliği ve aranjörlüğü yapmaktadır. Bestecidir, sinema ve TV filmlerine müzik yapar. 1988'de TRT'de, 1992'de Japonya'da en iyi aranjör seçildi.

OLCAY KOLÇAK

OSMAN GÜREL

1944 Ankara doğumludur. Kimya Mühendisi olduktan sonra -üç yıllık 12 Eylül kazasının kesintisi dışında- o gün bu gün üniversite öğretim üyeliği yapmaktadır. Doğa biliminin çok ilginç görünümlerinin, söyleşi düzeyinde de olsa gündelik dille topluma tanıtılmasının yararlı olacağını düşünmektedir. Denizi, sanatı, felsefeyi, bilge kişileri ve mutsuz insanları sever. Ukalaları sevmez...

OYA ADALI

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı fakültenin dilbilim bölümünde yüksek lisans yaptı. Üyesi olduğu eski Türk Dil Kurumu'nun dilbilgisi ve terim kollarında uzman olarak çalıştı. Hacettepe, Ege, Boğaziçi ve Galatasaray Üniversitelerinde Türkçe dersleri verdi. Gelişim Larousse Sözlük ve Ansiklopedisinde Òsözlük bölümüÓnü yönetti. Yusuf Çotuksöken'le birlikte Özel MEF Lisesi'nin Türkçe-Türk Dili ve Edebiyatı programlarını hazırladı ve bu programların uygulama çalışmalarını yürüttü. Bugün de eğitim çalışmalarını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nde yürütmektedir.

ÖMER KULELİ

1945 yılında İstanbul'da doğdu. Bilerek ve isteyerek Kimya Mühendisi oldu. Uzunca süren öğretim üyeliği sırasında, bilimi ve kimyayı sevdirmeden bu işi yapamayacağını öğrendi. Derken, 12 Eylül sonrası "Paşakim-ya?" dan çaktı! Bilimi herkesin anlayacağı dilden yazmaya '80'li yıllarda başladı. Her gün gazete okumaya mahkum edildiğinden bu yana profesyonel mutsuz -ve azıcık da ukala- olarak yaşamını sürdürüyor.

PERİHAN ÖNDER-RİDDER


Perihan Önder-Ridder (Manisa, 1960) 1970 yılında İzmir Devlet Konservatuarı'nın piyano bölümüne girdi. 1974'te Ankara Devlet Konservatuarı'nda Muammer Sun'un, 1981'de de İstanbul Devlet Konservatuarı'nda İlhan Usmanbaş'ın kompozisyon sınıflarına girerek öğrenimini sürdürdü. 1987'de Sanatta Yeterlik diplomasını aldı. 1985'te Macar hükümetinin verdiği bir yıllık bursla gittiği Budapeşte'de, Liszt Müzik Akademisi'nde Emil Petrovics ile kompozisyon, Macar Bilimler Akademisi'ne bağlı Müzik Bilimleri Enstitüsü'nde Laszlo Vikar ile etnomüzikoloji alanlarında çalıştı.

Moda müzik ve çağdaş uygulama ile etnomüzikoloji derslerine katıldığı A. Adnan Saygun'un desteklemeleri ve yüreklendirmeleriyle, 1987-1991 yılları arasında, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde halk müziği derlemeleri de yapan Önder-Ridder 1979'dan 1993'e dek, önce İzmir sonra İstanbul devlet konservatuarlarında solfej ve çalgı bilgisi dersleri verdi.

1993'ten beri Almanya'da yaşıyor.
HÜSEYİN SADETTİN AREL

(d. 18 Aralık 1880, İstanbul - ö. 6 Mayıs 1955, İstanbul), Türk müzikbilimci ve besteci. Suphi Ezgi'yle birlikte Arel-Ezgi Sistemi'ni oluşturmuş, yazıları ve besteleriyle, geleneksel ses sistemi ve makamlara dayalı bir çokseslilik geliştirmeye çalışmıştır. Anadolu kazaskeri Dardağanzade Hacı Mehmed Efendi'nin oğludur. İzmir Fransız Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da medrese öğrenimi gördü. Ayrıca Hukuk Mektebi'ni bitirdi (1906). Adliye Nezareti müsteşarlığı (1911), Şûra-yı Devlet üyeliği (1913), Tapu-Kadastro genel müdürlüğü (1914), Şûra-yı Devlet Tanzimat Dairesi başkanlığı (1915-18) gibi resmî görevlerde bulundu. 1918'den sonra serbest avukat olarak çalıştı. Bu yıllarda müziğe olan ilgisi arttı. Şekerci Cemil Bey'den ud ve Türk müziği, Edgar Manas'tan armoni, füg ve kontrpuan öğrendi. Kompozisyon ve orkestrasyon konularında kendi kendini yetiştirdi. Hüseyin Fahreddin Dede'yle klasik repertuvarı ve eski müzik kuramlarını inceledi. Ayrıca, 1909-14 arasında Şehbal dergisini yayımladı ve bu dergiye müzik konusunda Bedi Mensi takma adıyla makaleler yazdı.

1943'te beş yıllık bir sözleşmeyle İstanbul Belediye Konservatuvarı müdürlüğüne getirildi. Ondan, 1926'da kapanan Türk Müziği Bölümü'nü yeniden açması ve Batı Müziği Bölümü'nü düzeltmesi isteniyordu. Arel Batı Müziği Bölümü'nde çeşitli konser toplulukları oluşturdu; bölümü, orta derecede bir Batı konservatuvarı düzeyine yükseltti. Türk Müziği Bölümü'nde ise, İcra Heyeti adıyla bir konser topluluğu kurdu. Verdiği derslerde (fizikçi Salih Murat Uzdilek'in de yardımıyla) Suphi Ezgi ile birlikte oluşturdukları Türk müziği kuramını öğretti.

1948'de Belediye Konservatuvarı'ndaki görevinden ayrılan Arel, İleri Türk Musıkisi Konservatuvarı Derneği'ni kurdu. Bu derneğin yayın organı olan Musıki Mecmuası'nda birçok yazısı yayımlandı. Çoğu müzikle ilgili olan bu yazılarındaki görüşleriyle, geleneksel müziği bırakıp yerine Batı müziğini almak gerektiğini düşünenlerle, geleneksel müziği olduğu gibi korumak gerektiğini savunan ve Batı müziğine karşı çıkanlar arasında yer aldı. Arel bir tür uzlaşma öneriyordu. Çokseslilik bir üstünlüktü, ama onu Batı müziği ses sistemiyle, çalgılarıyla ve besteleme, çalgılama teknikleriyle birlikte almak ulusal bünyeye uymazdı. Yapılması gereken, geleneksel ses sisteminde ve makamlardan kopmadan, geleneksel çalgıları geliştirerek çoksesli Türk müziğini yaratmaktı. Arel'in bu görüşleri, aralarında kaldığı iki karşıt grup üzerinde de etkili olamadı. Birinci gruptakiler geleneksel çalgıları orkestraya katmamakta ve Ankara Devlet Konservatuvarı'nda ( o zamanki tek devlet konservatuvarı) bir Türk Müziği bölümü açmamakta kararlı davranırken, ikinci gruptakiler de Arel'i, Türk müziğini yozlaştırmakla suçladılar. Bununla birlikte, Arel'in özellikle 1943-48 arasında Belediye Konservatuvarı'nda verdiği derslerin etkisiyle, Arel-Ezgi Sistemi, kimi noktaları eleştirilse de, genel kabul gördü. 1976'da İstanbul'da, 1985'te İzmir'de açılan Türk Musıkisi Devlet konservatuvarlarında da bu sistem öğretilmektedir.

Arel'in basılmış kuramsal yapıtlarının en önemlileri Türk Musıkisi Nazariyatı Dersleri (1968) ve Türk Musıkisi Kimindir (1969) adlarını taşır. Bunlardan birincisinde perdeler, aralıklar, dörtlüler, beşliler, makamlar, usuller ve formlar açıklanır, klasik yapıtlardan örnekler verilir. Önce Türklük dergisinde (1939'da Arel tarafından 15 sayı yayımlanmıştır), sonra Musıki Mecmuası'nda tefrika edilen Türk Musıkisi Kimindir ise, bazı Batılı yazarların ve onlara dayanan bazı Türk yazarların ileri sürdüğü Türk müziğinin Eski Yunan, Bizans, Arap, İran müziklerinden kaynaklandığı yolundaki savlara bir karşı çıkıştır.

Arel çok verimli bir bestecidir. Gençliğinde Batı müziği tarzında besteleyip sonradan yaktığı yüzlerce parça dışında, 500'den çoğu teksesli olmak üzere çeşitli formlarda 600 dolayında bestesi vardır. Yirmi beş yaşından beri bestelediği teksesli yapıtlarının büyük çoğunluğunu Mevlevi ayini, durak, ilahi, şarkı, beste, ağırsemai, yürüksemai gibi formlardaki sözlü yapıtlar oluşturur. Toplam 116 teksesli çalgı yapıtının çoğu peşrev ve sazsemaisi formlarındadır. Yaşamının son yıllarında bestelediği çoksesli yapıtlarının çoğu ise, çeşitli çalgılar ve sesler için ikilemeler, üçlemeler, dörtlemelerdir. Arel'in bestelerinin birçoğu hiç seslendirilmemiştir. Bunun nedenleri, genellikle çalgıcıdan ya da ses sanatçısından teknik yetkinlik bekleyen, yeni bir melodik kurgu ve geçki anlayışı ortaya koyan bu yapıtları, geleneksel tarzı sürdüren icracıların yadırgamış olması ve Arel'in öğrencileri arasında usta icracıların bulunmamasıdır.
(AnaBritannica, c. 3, s. 23, 1993)

R. HAKAN TALU

1960 yılında İstanbul'da doğdu. Lise eğitiminden sonra İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nı bitirdi ve İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde master eğitimini tamamladı. Bir ara konservatuvarda tanbur öğretmenliği yapan Hakan Talu halen TRT İstanbul Radyosunda tanbur sanatçısı olarak çalışmakta ve kurucusu olduğu müzik topluluğu ile birlikte dünyanın çeşitli şehirlerinde konserler vermektedir.

HAMİT ALACALIOĞLU


Hamit Alacalıoğlu, 1922 yılında Üsküdar'da doğdu. Babasının asker olması nedeniyle çocukluğu Anadolu'nun çeşitli yörelerinde geçti. Kabataş Lisesi'ni bitirdikten sonra 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1949'dan itibaren İstanbul Üniversitesi Psikiyatri ve Nöroloji Klinikleri'nde çalışarak uzmanlık sınavını verdi. 1952-1991 yılları arasında psikiyatri uzmanı olarak serbest hekimlik yaptı.

Hamit Alacalıoğlu aynı zamanda İstanbul Şehir Orkestrası ve İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda birinci keman üyesi olarak 30 yıl çalışmış. 1974 yılında İDSO'dan Konzertmayster Yardımcısı olarak emekli olmuştur.

Müzik etkinlikleri arasında solo konserler, çeşitli oda müziği konserleri, radyo emisyonları, Radyo Oda Orkestrası Konzertmaysterliği, İstanbul Oda Orkestrası kurucu ve şefliği, radyo konuşmaları (açıklamalı müzik) zikredilebilir.

1965 yılında Salzburg Mozarteum Akademisi'nde ünlü orkestra şefi Karl Melles ile orkestra şefliğine çalışmış. Akademi'nin Yaz Kursları'ndan diploma ve üstün başarı sertifikası almıştır. Hekimlik anılarına ilişkin enstantenelerini topladığı "Soyadımda Deli Var" adlı yayımlanmış bir kitabı daha olan Hamit Alacalıoğlu müzik hayatı ile ilgili anılarını da "Müzikli Kareler"de toplamıştır. Hamit Alacalıoğlu 1 Şubat 2000 de öldü.

HASAN CİHAT ÖRTER


Gitarist, söz yazarı, besteci ve aranjör Hasan Cihat Örter, 1958 yılında Istanbul'da doğdu. Çok küçük yaşlarda piyano ve keman ile tanışarak müziğe başladı. 5 yaşında klasik gitar ile tanıştı, ilk derslerini 7 yaşında iken Antonio Doumesitch'ten aldı ve bu derslere 5 yıl devam etti. Bu arada caz gitarla da ilgilenmeye başladı ve 12 yaşında küçük orkestralarda çaldı. Emin Ongan Üsküdar Musıki Cemiyeti'nde Emin Ongan'ın Türk müziği derslerine katıldı, makam ve nazariyat dersleri aldı. Şemsi Yastıman ile Türk halk müziği üzerinde araştırmalar yaptı ve bağlama üzerine sentezler geliştirdi. Lise eğitiminden sonra Boston Üniversitesi Berklee Müzik Akademisi'nden burs kazanarak Amerika'ya gitti (1976-1979). Buradaki kompozisyon ve armoni derslerini tamamladıktan sonra okulu birincilikle bitirdi ve okulun isteğiyle Gordon Delemond'un öğrencisi olarak Belçika Kraliyet Liege Konservatuvarı'nda "caz kompozisyon" dersleri aldı (1979-1980), yüksek lisans ve doktorasını yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra büyük orkestra çalışmaları ve stüdyo çalışmalarında bulundu (Festival, Eurovision orkestraları). Bu arada reklam, belgesel ve tiyatro müzikleri yapmaya başladı. 1989 yılında kurulan Kent Orkestrası'na girdi ve 9 yıl burada çaldıktan sonra Modern Folk Üçlüsü'ne katıldı, gitar çalıp vokal müziği yaptı ve bu grubun aranjörlüğünü üstlendi. 1995 yılında da Amerika'da Uluslararası Houston Jazz Festivali'ne bu grup ile katıldı. Aynı yıl Uluslararası Akbank Jazz Festivali'nde grubuyla çaldı. Kıbrıs 1. Girne Altın Zeytin Yarışması'nda beste ve şarkıcılık dalında 1. oldu. 1993 yılında "Anadolu Ezgileri-Klasik Gitara Adaptasyon" adlı ilk albümünü çıkardı (Kent Plak-EMI). Sanatçı bu albümüyle dünyanın en büyük plak firmalarından E.M.I. ve Sony Music'in uluslararası kataloğuna girdi ve "Altın Plak" aldı. Bu kompozisyonları daha sonra, "Hayatım, Gitarım ve Müziğim" adı ile kitap halinde sunuldu (Pan Yayıncılık, 1995). Daha sonra tüm dünya kadınlarına ve çalışan kadınlara adadığı "Kadının Senfonileri" albümünü yaptı (Kent Plak, 1995). Sanatçının bundan sonra çıkarttığı albümler sırasıyla, Inspiration (EMI, 1995), "Modern Folk Üçlüsü-Istanbul Şarkıları" (Y.K.K.H., 1996), "Re-Formation" (Türk Müziği Saz Eserleri New-Age, Sony M., 1997), "Mektup Filmi-Soundtrack" (Raks, 1997), "Inspiration Re-Formation Remix" (Sony M. England, 1998), "Re-Formation Anadolu Esintileri"dir (Sony M., 1999). Sanatçı birçok belgesele özgün müzik yaptı. Türk müziğinin çoksesli müziğe uyarlanması yolunda yapmış olduğu çalışmalarını sürdürmekte olan Hasan Cihat Örter, yurtiçi ve yurtdışı konserlerine devam etmekte, televizyon ve radyo programları yapmakta, müzik ve sanat üzerine konferanslar vermektedir.

HASAN TORAGANLI


1916 yılında İzmir'de doğdu. İlkokulu İzmir ve İstanbul'da bitirdi. 1929 yılında Musiki Muallim Mektebi'ne girdi. 1935 yılında Yozgat Lisesi müzik öğretmenliğine atandı.

Yedek subaylıktan bir süre sonra Askeri bando yöneticiliklerinde bulundu. 1960 yılında Askeri Mızıka Okulu müzik başöğretmenliğinden emekli oldu.

Ankara Koleji'nde 14 yıl müzik başöğretmenliği yaptıktan sonra, 1976 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı.

"Çocuklarımıza Yeni Şarkılar" ve "Askeri Bandolar Müzik Nazariyatı" adlı kitapları yayımlandı. Çeşitli dergi ve gazetelerde, özellikle Filarmoni Dergisi'nde yazıları yayımlandı. Bandolar için, bir bölümü basılmış bulunan marş ve değişik parçalar yazdı.

HİLAL DİCLE


Hilâl Dicle Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümünde Ulvi Cemal Erkin'in öğrencisi olarak öğ?renim gördü. Daha sonra ABD'de Washington State University Müzik Bölümünde öğrenimine devam etti. Burada Dr. Kemble Stout ve Istvan Nadas gibi değerli hocalarla çalıştı. Mezun olduktan sonra yurda dönerek Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümüne piyano öğretmeni olarak atandı. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinde "Eğitimde Program Geliştirme" dalında yüksek lisans ve Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde Sanatta Yeterlik derecelerini aldı. Halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapan Hilâl Dicle, bir dönem Çalgı Anasanat Dalı Başkanlığı görevinde bulundu. Lisans ve yüksek lisans programlarında piyano ve eşlik dersleri vermekte ve tez danışmanlığı görevlerini sürdürmektedir.

HÜLYA TARCAN


Hülya Tarcan, İstanbul'da doğdu. 5 yaşında İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girerek Ferdi Statzer'den piano, Raşit Abed'den armoni dersleri aldı ve 1967'de konservatuvarın yüksek devresini pekiyi dereceyle bitirdi. Avusturya Hükümeti'nin bursuyla Salzburg'da eğitimini Prof. Wührer ile sürdürdü. Daha sonra 1416 sayılı kanunla verilen devlet bursu sınavını kazanarak Paris'e gitti ve Ecole Normale Superieure'ün virtüozluk bölümünden diploma aldı. 1976'da yurda dönen sanatçı İstanbul Devlet Konservatuvarı'na piano öğretmeni olarak atandı. İstanbul, Ankara, İzmir Devlet Senfoni orkestraları eşliğinde konserler veren, radyo ve televizyon için bandlar dolduran Hülya Tarcan ayrıca Avusturya, Fransa, Federal Almanya ve Sovyetler Birliği'nde konserler vermiştir. Sanatçı uluslararası 10. İstanbul Festivali'nde Bülent Tarcan'ın kendisine ithaf ettiği Piano Konçertosu'nun ilk seslendirilişini yapmış, Uluslararası İstanbul, Moskova ve Ankara Festivalleri'ne solist olarak katılmıştır.
Hülya Tarcan, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, yüksek lisans, sanatta yeterlik devrelerinde piyano, piyano edebiyatı ve oda müziği dersleri vermektedir.

HÜSREV HATEMİ

İLBER ORTAYLI


İlber Ortaylı, 1947'de Avusturya'da doğdu. Ankara Atatürk Lisesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Şube ve Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Yeniçağ Tarihi bölümünü bitirdi. Chicago Üniversitesi'nda Tarih bölümünde M.A derecesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde "Tanzimat Döneminde Mahalli İdareler" konulu tezlerle doktora derecesi aldı.(1974) 1979'da doçent oldu. 1983'de üniversiteden istifa etti. Paris, Berlin ve Viyana'da misafir profesörlük yaptı. 1989'dan beri Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde İdare Tarihi profesörü olarak görev yapıyor. Yerli ve yabancı dergilerde Şehirler ve İdare Tarihi üzerine makaleleri var. İstanbul'dan sayfalar ve İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı gibi kitaplarıyla tanınıyor. (CIEPO) Beynelmilel Osmanlı Etüdleri Cemiyeti ve Avrupa İran Tetkikleri Cemiyeti (SIE) üyesidir.

İLHAN BAŞGÖZ

İlhan Başgöz, Gemerek'te arpalar biçilirken doğmuş; yılı kesin değil. 1921 veya 1923 olabilir. Babası ilkokul öğretmeni Hasan efendi, annesi Cadoğlu Türkmenleri'nden Zeycan hanımdır. İlkokulu ve liseyi Sivas'ta bitiren Başgöz, 1940 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne girer ve 1944 yılında Pertev Nail Boratav'ın asistanı olur. 1949'da "Türk Folkloru ve Halk Edebiyatı" dalında doktorasını verir. Fakültenin Folklor kürsüsü politikaya kurban verilip kapatılınca, Başgöz Tokat Lisesi'ne edebiyat öğretmeni atanır. İki yıl sonra öğretmenlikten çıkarılır. 1960 yılında bir Ford Vakfı bursu ile Amerika'ya davet edilir. Dört yıl Kaliforniya Üniversitesi'nde çalıştıktan sonra Indiana Üniversitesi'nde görev alır. Şimdi bu üniversitenin Ural-Altay Dilleri ve Folklor Enstitüsü'nde profesör ve üniversite Türkçe programının direktörüdür.

Amerikan Folklor Cemiyeti'ne onur üyesi seçilen İlhan Başgöz, Türk Folkloru ve Halk Edebiyatı dalındaki araştırmaları ile tanınmaktadır.

İLHAN KEMAL MİMAROĞLU


İlhan Mimaroğlu (Istanbul, 1926) Galatasaray Lisesi ve Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirmekle birlikte çalışmalarını tümüyle müziğe yöneltmiş, 1945'ten başlayarak müzik eleştirmenliği ve radyo programcılığı alanlarındaki uğraşlarının yanı sıra besteciliğini de geliştirmiş, 1955 yılında Rockefeller Vakfı'nın çağrılısı olarak New York Columbia Üniversitesi'nde Paul Henry Lang'la müzikoloji ve Douglas Moore'la bestecilik alanlarında çalışmıştır. 1959'da New York'a sürekli olarak yerleşen Mimaroğlu, elektronik müzik alanında kendi çizdiği bir akademik program izlemiş, özellikle Vladimir Ussachevsky'nin, hem de bir süre Edgard Varèse ve Stefan Wolpe gibi seçkin bestecilerin öğrencisi olmuştur. Elektronik müzik alanındaki yapıtlarının çoğunu Columbia-Princeton Elektronik Müzik Merkezi stüdyolarında gerçekleştiren Mimaroğlu, Columbia Üniversitesi Müzik Eğitim Fakültesi'nde ilk elektronik müzik derslerini başlatmış, 1971 yılında Guggenheim Fellowship'le ödüllendirilmiş, 1970'ler boyunca yedi yıl süreyle New York'un WBAI radyo istasyonundaki politik ve toplumsal konulara ağırlık verdiği elektronik müzik programları yapmıştır. Geleneksel seslendirme müziği yapıtlarının yanında elektronik yapıtlarının çoğunun plakları yayınlanmış ve bunlar dış basında övgüler kazanmıştır.
İlhan Mimaroğlu'nun Pan Yayıncılık tarafından yayımlanmış kitapları: Günsüz Günce (1989), Elektronik Müzik (1991), Ertesi Günce (1994), Yokistan Tasarısı (1997).

İRFAN KURT

İrfan Kurt, 1952 yılında Karabük'te doğdu. Bağlama çalmaya ortaokul sıralarında başladı. Karabük Halk Eğitim Merkezi'nde Halk Oyunları ve Halk Müziği dallarında faaliyetlerde bulundu. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nın açıldığı ilk yıl (1975-1976 öğrenim yılı) bu okula öğrenci olarak girdi. 1988 yılında İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Musiki Sanat Dalında Yüksek Lisansı bitirdi. Yurtiçi ve yurtdışı konserlerde bağlama sanatçısı olarak yer aldı.

Halen İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nda Sanatçı Öğretim görevlisi ve Bağlama Sanat Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır.

İRKİN AKTÜZE


İdil-Ural Türk'ü öğretmen bir anne ile Makedonya Türk'ü hakim bir babanın oğlu olarak 1933'te Ankara Ulucanlar'da doğdu; öğrenimine Yenişehir'de Mimar Kemal İlkokulu'nda başladı. Ankara Atatürk Lisesi'nde Ruhi Su ve Ziya Aydıntan gibi müzik öğretmenleri oldu, dayısı Can Aybars'tan gitar dersleri aldı. Almanya'daki mimarlık öğrenimi yanında Siegfried Behrend ile gitar çalıştı. 1954'te İtalya'da Cremona'da katıldığı gitar yarışmasında birincilik kazandıktan sonra Almanya ve Türkiye'de konserler verdi. 1965'te evlendi ve TRT'ye girdi; 1968'de Türkiye'de kurulan, resmi konservatuvar muadili ilk özel konservatuvar olan Meleknaz Müzik Okulu'nda ders verdi. 1970'te İstanbul İl Radyosu yöneticiliğini, 1980'de İstanbul Radyosu Müzik Müdürlüğünü üstlendi. Bu arada bazı dergilere ve İstanbul Ansiklopedisi'ne müzik maddeleri hazırladı. 1995'te emekli oldu.

Doç. Dr. Kriton Dinçmen

1948 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Nöroloji Klinikleri'nde ihtisasını tamamlayan Psikiyatri Doçenti Dr. Kriton Dinçmen, aynı Fakülte'nin Psikiyatri Kliniği Başasistanlığına tayin olmuş ve başasistanlığı sırasında elde ettiği bir fellowship ile 1961'de Amerika'ya giderek New Jersey, Long Branch, Monmouth Medical Center'de Dinamik Psikiyatri sahasında çalışmıştır. Ondan sonra sırası ile, Maryland'da Crownsville State Hospital ve keza Maryland, Baltimore'da The Johns Hopkins Hospital'in Psychosomatic Medicine Department'inde servis şefi, araştırıcı ve visiting psychiatrist unvanları ile çalışmalarda bulunmuştur.
Bu süre içinde Disease of the Nervous System, International Journal of Neuropsychiatry gibi Amerika'nın en ciddi tıp dergilerinde birçok çalışma ve makale yayımlamış, yayınlarının birkaçı Excerpta Medica ve Digest of Neurology and Psychiatry gibi Dünya Nöropsikiyatrisinin en titiz dergilerinde iktibas edilmiş ve pek çok yabancı ve yerli tıp araştırmacısı tarafından cité edilmişlerdir.
1965'te Bakırköy Akıl Hastanesi'nde çalışmaya başlayan Dr. Kriton Dinçmen 1972'de Amerika, Missouri, St. Louis'deki Missouri Institute of Psychiatry'den davet edilerek research consultant unvanı ile bir müddet için oradaki araştırma ve yayınlara katılmıştır. Bakırköy Akıl Hastanesi'nde klinik şefi olarak uzun süre çalışan Dr. Kriton Dinçmen, 1982-1994 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Psikiyatri İhtisas Kurulu Başkanlığı görevinde bulunmuş; 1990-1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. 2001 yılına kadar Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Adli Psikiyatri derslerini sürdürmüştür.
Dr. Kriton Dinçmen'in ulusal ve uluslararası tıbbi kongre ve dergilerde yayımlanmış birçok çalışma ve yazısının yanı sıra 'Psikiyatri El Kitabı', 'Psikosomatik Hekimlik', 'Deskriptiv ve Dinamik Psikiyatri', 'Nöroloji El Kitabı', 'Adli Psikiyatri', 'Psikiyatri/Psikosomatik Tıp' isimli kitapları ve 'Existentialist Psikiyatri Üzerine Dört Makale' ile 'Psykhiatria ve Mythos' isimli tıbbî monografileri yayımlanmıştır.
Dr. Dinçmen, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Anabilim Dalı'nca yayımlanmış 'Son Yüz Elli Yıldaki Tıbbi Gelişmeler' adlı eserin Psikiyatri bölümünün Türkiye kısmında adı geçen 5-6 hekimden biri olduğu gibi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nın son yayımlamış bulunduğu 6 ciltlik 'Adli Tıp' kitabının Adli Psikiyatri bölümünde de Türkiye'de Adli Psikiyatrinin kurucusu olarak tanımlanmaktadır.

Ayrıca, edebiyat ile de ilgilenen Dr. Kriton Dinçmen'in 'Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?', 'Symphonia Kakophonica', 'Hüzünlü İntermezzo', 'Hiçliğe Övgü' isimli öykü kitapları; 'Hiçlikte Randevu' isimli bir romanı; 'Heybeliada'da Tanrı ve Adam' ve 'Utopia'ya Topos Ararken' adlı felsefe yazıları; 'İnsan Dizeleri' ve 'Utopya'ya Çağrı' isimli şiir kitapları bulunmaktadır.
Yunanca, İngilizce ve Fransızca'dan çevirdiği 'Ölüler Bekler', 'Ahilya'nın Nişanlısı', 'Ankaralı Dört Hanım', 'Benzersiz Mevlana', 'Hayat Mezarda', 'Melina'nın yaşam öyküsü' isimli altı roman, 'Sappho'nun Şiirleri' ile Elitis'in 'Övgüler Olsun Sana' isimli şiir kitapları; 'Lokantamızda Prens ve Prensesler Daima Taze ve Bol Masal Sosu ile Sunulur' isimli öykü kitabı ve Halil Cibran'ın 'Deli' isimli felsefi denemeleri yayımlanmıştır.

Ayrıca 'Şehir Düştü', 'Romanos Diogenis', 'Haçlı Seferleri' adlı üç tarihî eser ile Trabzon Bizans İmparatorluğu'nun fethiyle ilgili Fransızca bir romandan alınan bilgilerin eklenmesiyle oluşturulmuş ve İslam-Türk dünyası ile Hıristiyan-Bizans dünyası arasındaki siyasi, sosyal ve askeri ilişkileri irdeleyen çevirileri bir 'Dörtleme' halinde okura sunulmuştur.
Dr. Kriton Dinçmen, Feridun Andaç tarafından hazırlanıp 2000 yılında Can Yayınlarınca yayımlanan 'Edebiyatımızın Yol Haritası' ve 2001 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından hazırlanıp yayımlanan 'Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi' adlı ansiklopedilere kabul edilmiş bulunmaktadır.

1924 yılında Heybeli'de doğan Dr. Kriton Dinçmen 27 Ağustos 2008 günü tedavi gördüğü Kocaeli Üniversitesi'nde hayatını kaybetti. Bedenini anatomi çalışmaları için Cerrahpaşa Üniversitesi'ne bağışladı.

LÜTFİ FİLİZ


1911 yılında Tire'de doğdu.

Sultan Reşat, Sultan Vahdettin dönemlerinden sonra Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilanına kadarki büyük değişimi çocuk gözleriyle gözlemledi.

On üç yaşına kadar devam ettiği okul hayatı, medreselerin kapanmasından sonra sona eren Lütfi Filiz'in okuma aşkı tüm ömrüne yayıldı.

Hayatını kazanmak için elli altı yıl boyunca saatçilik mesleğini sürdürdü.

Otuz dört yaşında iken gönlündeki büyük kaynama ona Osman Dede'yi buldurdu. Bu beraberlik Osman Dede'nin dünya aleminden ayrılmasına kadar beş yıl devam etti.

Daha sonra
Ben kitab-I kainatı hatmetmiş sanırdım sevgilim
Kadd-I mevzunun görüp tekrar eliften başladım
diye hitap ettiği ikinci hocası Kenzi Aziz Şenol ile içindeki ilim ve Allah aşkını yirmi üç yıl boyunca paylaştı.

Aziz Dede'nin dünya hayatına veda etmesinden sonra yıllar boyunca aldığı bu bilgileri yaptığı sohbetlerle talip olanlara nakletti.

Lütfi Filiz, "Fani" ismindeki gizliliğinde
Bakiye ulaşmak dileyen olmalı fani
Fani cana bin can katılır nefh-I Hüda'dan
dedikten sonra gönlünden kaynayan tüm ilham ve sözler için,
Faniya bu sözleri sen değilsin söyleyen
Nutk eden Hakkın dili, dilde tercüman benem
diyerek her şeyi sahibine teslim etmiştir.


Lütfi Filiz, 14 Aralık 2007 günü vefat etti. Cenazesi memleketi olan İzmir Tire'de toprağa verildi.
EVİN İLYASOĞLU

İstanbul'da doğdu.Yedi yaşında Marie Çobangil ile piyano derslerine başladı.1957-1963 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarı piyano bölümünde Özen Veziroğlu, Şerif Yüzbaşıoğlu ve Raşit Abet'in öğrencileri oldu. Öğrenciliği boyunca ve konservatuvardan ayrıldıktan sonra da özel olarak Ferdi Ştatzer ile piyano çalışmalarını sürdürdü.

1966 da Arnavutköy Amerikan Kız (Robert) Kolejinden Halide Edip Adıvar Edebiyat Ödülü ile mezun oldu. 1968 yılında, seçici kurul üyelerini Asım Bezirci, Berna Moran ve Mehmet Fuat'ın oluşturduğu Yeni Dergi Eleştiri Yarışmasında, Nazım Hikmet'in şiirini müziksel yönden incelediği Salkımsöğütün Türküsü başlıklı denemesi ile birincilik aldı. 1969 ile 1971 yılları arasında ABD Michigan Devlet Üniversitesinde Müzik Eleştirisi ve Karşılaştırmalı Müzik Tarihi seminerlerine katıldı. 1973 ile 1993 yılları arasında İstanbul Radyosunda açıklamalı Klasik Batı Müziği programları hazırlayıp sundu. Bu haftalık programlardan bazıları, Çağdaş müziğin Öncüleri, Yeni Tını Yeni Müzik, Mitolojiden Müziğe, Müzikte Etkileşim ve Bestecilerimizle Söyleşiler başlıklarını taşır. Çağdaş Müzikte Folklor adlı Radyo programları dizisi ile 1978 yılının Türk Dil Kurumu Radyo ve TV Dil Ödülü Õnü kazandı. 1982 ile 1992 yılları arasında TRT televizyonunda Müzikte Arayışlar, Müzik Söyleşileri, Müzik Dünyamızdan, Dünden Yarına Müzik gibi televizyon dizilerini hazırlayıp sundu. 1997 Habitat II Kapsamında İstanbul'un Müziği sergisini hazırladı.

1968'den bu yana Milliyet Sanat, Soyut, Somut, Türk Dili, Yeni Gündem, Sanat Dünyamız, Söz, Güneş, Cumhuriyet, Skylife, Vizyon, Kapris, Çalıntı, Albüm gibi birçok dergi ve gazetede eleştiri, inceleme ve söyleşi yazıları yer aldı. Halen Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi ve Cumhuriyet gazetesinin sürekli müzik yazarıdır. Prof. Dr. Eyüp İlyasoğlu ile evlidir ve Ekin adında bir kızı vardır

Diğer Kitapları

Yirmibeş Türk Bestecisi - Twentyfive Turkish Composers (Pan Yayıncılık, 1989) Müziğin Kanatlarında Söyleşiler (Pan Yayıncılık,1992) - İlhan Usmanbaş'a Armağan (Sevda Cenap And Vakfı Yayınları, 1994) - Zaman İçinde Müzik-kitaba ekli 10 adet kompakt disk ve kaset örnekleriyle-(Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık 1994, beşinci baskı 1998) - Cemal Reşit Rey Müzikten İbaret Bir Dünyada Gezintiler - kitaba ekli iki kompakt disk-(Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık,1997) - Galatasaraylı Besteciler -kompakt disk ile- (İyi Şeyler/ Müzikotek, 1997) - Necil Kazım Akses Minyatürden Destana Bir Yolculuk - kitaba ekli iki kompakt disk-(Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 1998) - Çağdaş Türk Bestecileri - Contemporary Turkish Composers (Pan Yayıncılık, 1998) Zehranın Öyküsü
Soprano Zehra Yıldız'ın biyografisi (BoyutYayıncılık-1998),
İlhan Usmanbaş - Olumsuz Deniz Taşlarıydı kitaba ekli iki kompakt disk - (Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 2000)

Basında Evin İlyasoğlu

Ulaşılması her açıdan zor olan bir müziğin gazeteciliğini yapmak, konuyu incelemek, kitapları yayımlamak da bir o kadar zor olsa gerek. Evin İlyasoğlu, bu konuda gerçek bir misyoner.Konuyu müthiş bir titizlikle incelediği gibi, inanılmaz bir çalışkanlıkla sık sayılabilecek aralıklarla eserler yayımlıyor. Metin Solmaz, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki. (8/10/1998)

İlyasoğlu'nun kitapları, cumhuriyet döneminde müzikte yapmaya çalıştığımız kalkınmanın aşamalarını ve yetiştirdiğimiz sanatçıları gün ışığına çıkarmaktadır... Önder Kütahyalı, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki. (8/10/1998)

Evin İlyasoğlu, bestecilerin sadece müzik dünyalarıyla ilgilenmiyor, onları toplum içinde herhangi bir kültür savaşçısı olarak görüyor.Yeşim Nur, Yeni Yüzyıl Gazetesi (7/10/1998)

EROL ÖRTER


1938 yılı 18 Haziran'ında Kasımpaşa'da doğdu. Babası Osmanlı sarayının yorgancıbaşısı Mustafa'nın oğlu Ahmet Kemal, annesi Sisam Rumlarından Maria'dır.

İlkokulu Parmakkapı 29. İlkokul'da bitirdi. Yüksekkaldırım Beyoğlu Ortakokulu' na bir sene devam edip bıraktı. İlkokuldan itibaren her yaz çeşitli işlerde çalıştı. Bu arada tüm klasikleri okudu. Ortaokulu bıraktıktan sonra babasının Yüksekkaldırım'daki döşemeci dükkânında çalışmaya başladı. 16 yaşındayken babası tersaneye ustabaşı olarak girdiğinde, o da aynı işe girmek üzere yaşını 18 olarak büyüttü. 20 yaşında (1956) askere gitti. Asker dönüşü evlendi.

1961'de oğlu Kemalettin Cem, 1969'da kızı Bizden dünyaya geldi.

1962'de lotaryada kazandığı buzukiyi çalmayı öğrendi. 6 ay sonra ilk orkestrasını kurup Burgaz Ada Paradisos gazinosunda çalışmaya başladı.

Müzik hayatını sırası ile La Bohem, Tünel Şato, Şişli Portofino, Hristaki Taverna, Club Onay, Arnavutköy Rema, Arnavutköy Çamlıbahçe, Bebek Yıldız Gazinosu, Bebek Belediye Gazinosu, Ortaköy Lido, Club X , Ankara Altan Kulüp, İzmir Büyük Efes Meyhanesi, İzmir Mehmet Ali Restoran, İzmir Bergama Restoran, İzmir Karşıyaka Ergun Özer'in Yeri'nde sürdürdü.

1974'te İstanbul'a döndü. Büyükdere'de Reks ve Büyükdere Restoran'da çalıştıktan sonra, yine Büyükdere'de tarihi Mardiros Gazinosu'nu açarak kendi işini kurdu. Buzuki Erol'un Yeri olarak açılan bu büyük tavernada yedi kişilik bir orkestra kurarak İstanbul'da ilk defa düzenli bir rembetiko grubu oluşturdu.

Aynı yıl Kıbrıs olayları sebebi ile tavernasını kapatıp çalışmak üzere Yunanistan'a gitti, fakat çalışma izni alamadı. Gizli gizli Kosta ismini kullanarak Atina-Selanik, Kos Adası, Samos, Sparti Evesa, Kozani, Larissa gibi yerlerde çalıştıktan sonra yaptığı bir anlaşma ile İngiltere Oxford'a gitti. Daha sonra Reading ve Birmingham gibi yerlerde dört buçuk yıl kadar çalıştı.

1979'da tekrar Atina'ya döndü. Yine bir sözleşme ile İsrail Hayfa'ya gitti. 1984 yılına kadar burada çalıştı. Tekrar Atina'ya dönüp Almanya'nın Köln, Leverkusen ve Nürnberg şehirlerine küçük anlaşmalarla gitti. 1985'te İstanbul'a döndü. Kısa bir süre tekrar İstanbul tavernalarında şovlara çıktı, daha sonraları 5 Nisan kararlarına kadar İzmir, Çeşme, Bodrum, Erdek, Marmaris gibi yerlerde çalıştıktan sonra Kınalıada'daki baba evine çekildi.

İlk kırkbeşlik plaklarını 1965 yılında Odeon şirketine, 1966'da Grafson, 67'de Aras, 68'de Disko şirketlerine yaptı. 6 Mayıs 2007 tarihinde hayatını kaybeden Erol Örter Kınalıada'da toprağa verildi.

ERTUĞRUL OĞUZ FIRAT


1923'te Malatya'da doğdu. Yaşamı boyunca sanatın tüm dallarıyla ilgilendi. İlk müzik çalışmalarını annesinin yirminci yaşgünü nedeniyle aldığı piyano aracılığıyla gerçekleştirdi.

1943 - 44'te beste çalışmalarına başladı. Karl Berger'den armoni dersleri aldı. Ankara'daki askerliği sırasında tanıştığı İlhan Usmanbaş'la yarattığı düşün alışverişi yardımıyla müzik alanındaki çalışmalarını derinleştirdi. 1960'ta annesinin kaybı üzerine resim çalışmalarına başladı. 1964' te Türk Dil Kurumu üyeliğine alındı. Müzik ve resim çalışmalarını bir arada yürüten sanatçı, ilk resim sergisini 1970' te Almanya'nın Wuppertal kentinde açtı. Besteleri yerli ve yabancı müzik topluluklarınca seslendirilen sanatçının, müzik ve sanatla ilgili yazıları ve şiirleri eleştirileri "Küçük Dergi", "Türk Dili", "Yücel", "Eflatun", "Güney", "Filarmoni", "Opus", "Ankara Sanat", "Oluşum" gibi dergilerde yayınlandı.

İlk yapıtı, 1943-1995 yıllarında yazmış olduğu öyküler toplamı "Karmakarışık Öyküler Kitabı" başlıklı olup şiirlerini ve öykülerini bir araya toplayan antolojik eseri " Seviçıra" yayınlanan ikinci kitabıdır.

FEHMİ AKGÜN


1936 yılında Gelibolu'da doğan Fehmi Akgün, Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okudu. 1948 yılından başlayarak müzik dersleri aldı. Nota, solfej, armoni ve akordeon çalmasını öğrendi. Kurduğu bir toplulukla Üniversite konserlerinde, İstanbul Radyosu'nda ve Teknik Üniversite Televizyonu'nda çaldı. Daha sonraları dinleyici ve araştırıcı olarak bütün müzik ilgisini Arjantin Tangoları'na yöneltti ve yazar olarak ilk çalışmaları 1958 yılında Müzik Ekspres Dergisi'nde yayınlandı. İspanyol Kültür Merkezi'ndeki 5 yıllık bir dil eğitiminden sonra tango üzerine yaptığı konferans ve söyleşilerle, özellikle TRT Radyo 3'de hazırlayıp sunduğu ve 11 yıldır süregelen "Açıklamalı Tango" programlarıyla tanındı. 1980 yılında "Lectorado Espanol"de tango üzerine İspanyolca bir konferans verdi.

Bunu, BİLSAK söyleşileri, ENKA gösterileri, Kadıköy Kültür Merkezi konferansları, gazete ve dergilerde yayınlanan yazıları, Radyo ve TV röportajları izler. 1985 yılında Ankara İspanya Büyükelçiliği tarafından hazırlanan "Presencia y Perspectivas de la Cultura Hispanica en Turquia" adlı toplantıya bir çalışma ile katıldı.

Türkiye'de 1988 "Tango Sevenler" ve 1990 "Tango Dostları" adlı derneklerin kurucu üyelerinden olan Fehmi Akgün, 1989 yılında Arjantin'de "GARDELİANO" Tango Derneği'ne ve 1991 yılında ise "Arjantin Ulusal Tango Akademisi"ne onur üyesi olarak seçilmiştir. 1992 Mart ayında Arjantin Ankara Büyükelçiliğince "Fahri Kültür Ataşesi" olarak ödüllendirilmiştir.

FIRAT KIZILTUĞ

1 Nisan 1935'te Bayburt'ta doğdu. 1957 yılında Trabzon Öğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra yurdun çeşitli yerlerinde lkokul öğretmenliği ve fotoğrafçılık yaptı. Müzik bilgilerini İstanbul Belediye Konservatuvarı ve İleri Türk Müziği Konservatuvarı’nda ilerletti. Viyolonsel, solfej ve usül dersleri aldı. 1956-1966 yılları arasında İleri Türk Müziği Konservatuvarı Derneği'nde viyolonsel çaldı, hocalık ve genel sekreterlıik görevlerinde bulundu. İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nda 1976'dan beri viyolonsel çalmaktadır. 1983 yılından beri şair olarak Türk Edebiyat Dergisi yazı kadrosunda bulunan Fırat Kızıltuğ, Türk Edebiyatı Vakfı'nca düzenlenen Necip Fazıl Senaryo Yarışmasında jüri özel ödülünü aldı. Yazdığı şiirlerini "Bir Dane, Bir Dane", "Bayburt Şikesteleri", "Oğuz Destanı", "Mavi Karanlık", "Kitab-ı Yave" ve "Dildeste" adlarını taşıyan altı kitapta topladı.

GÜLÇİN TELCİ

Gazetecilik hayatına 1981 yılında Dünya Gazetesinde başladı. Sekiz yıl burada ekonomi yazıları yazdı. Daha sonraTempo Dergisinde kulis haberleri yazmaya başladı. Ardından bir süre de Milliyette yazılar yazan Gülçin Telci, 1999 yılındaki ölümüne kadar Hürriyet Gazetesinde Ben Gülçin adlı köşede yazılarını yazmaya devam etti.