31 Ocak 2009 Cumartesi

Yabancı Yazarlarımız

Adriana Ababi Sirli
Anton Webern
Bela Bartok
Charles Fonton
D. E. Knuth
Derek Bailey
E. Popescu-Judetz
Eberhard Zangger
Gail Holst
İgor Stravinsky
J. C. G. Walker
Jacob T. Schwartz
Jean Craig
Jeremy Bernstein
Jostein Gaarder
Kurt Honolka
P. Lasserre
Paraşkev Hacıev
Richard P. Feynman
Robert W. Wood
Simon Singh
Otto Karolyi
RAUF YEKTA

Rauf Yekta Bey (1871-1935), Türk müziğinin ünlü isimlerini konu alan bir dizi risale yazmış, bunlardan Zekai dede, Abdülkadir Meragi ve Dede Efendi'ye ilişkin olanlarını yayımlayabilmiştir. Meraklısı, bu risalelerin çeviriyazılarını bu kitapta bulabilecektir.

"Esatiz-I Elhan I.cüz: Hoca Zekai Dede Efendi, İstanbul 1318 (1902)
Türk müziğinin ünlü adı Zekai Dede'nin (1825-1897) hayatını konu alan bir risaledir. Bestecinin ölümünden beş yıl sonra ve onun en yakın öğrencilerinden biri tarafından kaleme alındığından, oldukça sağlam bir kaynaktır.
Esatiz-i Elhan II.cüz: Hoca Abdülkadir-I Meragi, İstanbul 1318 (1902)
135?-1435 yılları arasında yaşamış olan müzik bilgini ve besteci Maragalı Abdülkadir hakkında yapılmış ilk çalışmadır. Abdülkadir'in hayat hikayesin karanlıklar içerisinden çıkartan ilk kaynak bu risalenin 100. Sahifeye kadarki bölümü, konuyla ilgili olarak gazetelerde çıkmış polemiklere ayrılmış, daha sonra müzik adamının hayat hikayesi ve sanatı incelenerek, son kısma eserlerinin listesi eklenmiştir.
Esatiz-i Elhan III.cüz: Dede Efendi, İstanbul 1341 (1925)
Hammamizade İsmail Dede'nin (1778-1846) hayatı ve sanatı üzerine yapılmış ilk ve bugüne kadarki en değerli çalışma olma kimliği taşıyan bu kitapta, Dede Efendi'yle ilgili olarak onu tanımış kimselerin anılarının yanısıra hakkındaki menkabevi söylentilere de yer verilmiştir ve son kısmında yine bir eser listesi vardır.
Rauf Yekta Bey, " Esatiz-I Elhan" serisini sürdürerek, Türk müziğinin en tanınmış bestecilerinin hayat hikayelerini müzikoloji literatürüne kazandırmayı amaçlamış,bu maksatla Urmiyeli Safiyüddin ve Hacı Arif Bey'le ilgili bölümleri de kaleme almış, ancak bunlar maddi imkansızlıklar nedeniyle basılamamıştır."
(Murat Bardakçı, " Rauf Yekta Bey'in Hayatı ve Eserleri", Türk Musikisi içinde, İstanbul,1986)

RECEP USLU


1958 yılında Ordu'da doğdu. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. 1987'den sonra TDV İslâm Ansiklopedisi'nde çeşitli hizmetlerle birlikte yazarlık yaptı. İslam tarihi alanında yüksek lisans ve doktora tezi hazırladı. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesi oldu. Arapça, Farsça ve İngilizce bilen yazarın müzik tarihi ile ilgili çalışmaları şunlardır: Ladikli Mehmed Çelebi Üzerindeki Şüpheler (Musiki Mecmuası, sy. 462, 1998); Fatih Döneminde Yaşamış Musikişinaslardan Şems-i Rumî ve Eseri (International Congress on Learning and Education in the Ottoman World, Istanbul, 1999); Fatih Devrinde Musiki ve Musikişinaslar (Musiki Mecmuası, sy. 465, 1999); XV. Yüzyılda Osmanlı ve Ortaasya'da Musikişinaslar (Yeni Türkiye: Osmanlı Özel Sayısı, X); Osmanlılarda Batı Musikisi Teorisi Kitapları (Orkestra, sy. 307, 1999); Fatih Döneminde Mistikler ve Musiki (Toplumbilim, sy. 21, 2000); II. Murat ve Musiki (Journal of the Academic Studies, sy. 4, 2000).

SABRİ ŞATIR


Sabri Şatır 1930'da doğdu, ilkokuldan sonra Robert Kolej'e girdi. 1949'da işletme bölümünü bitirdikten sonra Amerika'ya Pennsylvania Üniversitesi'nin Wharton School'una girdi ve 1951'de master derecesini aldı. Yurda döndü ve ticaret hayatına başladı. Bu arada önce caz, sonra klasik müzik ve opera ilgisini çekti, iyi bir izleyici oldu. Tutku derecesine varan opera merakı, onu, bu konuyu derinine incelemesine, sonra da bu konuda üç kitap yazmasına yol açtı: Operada Gerçekçilik; Richard Wagner, Operadan Müzikli Drama; Giusseppe Verdi, Koronun Babası.

SAVAŞ DİNÇEL


1942 yılında İstanbul'da Fatih'te doğdu. Koca Ragıp Paşa İlkokulu'nda, İstanbul Erkek Lisesi'nde ve İstanbul Belediyesi Konservatuarı Tiyatro bölümünde okudu. Tiyatro Bölümünde okurken tiyatrodan başka çizerliğe merak saldı. Amatör tiyatroculuğun yanısıra karikatürü de amatör olarak sürdürdü. İlk kez İstanbul Şehir Tiyatroları'nda profesyonel oldu. Sırasıyla Münir Özkul Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu, yeniden İstanbul Şehir Tiyatrosu, Miyatro Vatandaş Tiyatrosu'nda çalıştı, yine Şehir Tiyatrosu'nda çalışırken 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasıyla Şehir Tiyatroları'ndan uzaklaştırıldı. Bir süre tiyatroya ara verip GÜM'de (Güldürü Üretim Merkezi) profesyonel karikatür çizeri olarak çalışmaya başladı. Tekrar tiyatroya dönünce karikatür ve afiş çalışmalarına tiyatroyla birlikte devam etti. Üç yıl Günaydın gazetesinde TONTON adlı bant karikatürü çizdi. Bu arada Şan Müzikholü'nde ve Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda çalıştıktan sonra, önce konuk olarak sonra da Danıştay kararıyla Şehir Tiyatroları'na geri döndü; Oyuncu-Yönetmen olarak çalıştı. Bunun yanısıra afişçilik (amatör) ve çizerliğini sürdürdü. Daha önce iki karikatür sergisi açtı. "Çizgilerle Nâzım Hikmet" adlı çizgi roman türünde yapılmış kitabı, müsadere edilip Seka fabrikasında hamur haline getirildiği için ortalıktan kayboldu.

Beyazperdede Ziya Öztan'ın yönetmenliğini üstlendiği Kurtuluş ve Cumhuriyet adlı filmlerde İsmet İnönü'yü canlandırdı. Hababam Sınıfı, Merdoğlu Ömer Bey, Ağır Roman, Sinekli Bakkal, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Oğlum Adam Olacak gibi ünlü filmlerle, TV'de Ekmek Teknesi ve Sessiz Gemiler gibi dizilerde rol aldı. 2001'de ÇASOD En İyi Oyuncu Ödüllleri'nde Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'la, aynı yıl İstanbul Film Festivali'nde aynı filmle ve 2000 yılında da SİYAD Türk Sineması Ödülleri'nde yine aynı filmle En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini aldı.

20 Aralık 2007 tarihinde hayatını kaybeden Dinçel, 21 Aralık 2007 tarihinde Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.

SEBA BAŞTUĞ ŞEN

Piyanist Seba Baştuğ Şen, İstanbul Belediye Konservatuarı'nda Anahit Hanesyan'la başladığı piyano eğitimine Ferdi Statzer ile devam etti. Cemal Reşit Rey'le 8 yıl piyano, armoni, kontrpuan ve füg çalıştı. Devlet Konservatuarı'nda 2 yıl öğretim üyeliği yaptı. Daha sonra Fransız bursuyla gittiği Paris'te, sırasıyla Lucille Bascourret, Cecile de Brunhoff ve Monique Deschaussees ile çalışarak, Ecole Normale de Musique'den Diplome Superieur d'Enseignement (Licence d'enseignement) aldı. Yurtiçi ve yurtdışında konserler verdi. Uzun yıllar Fransa'da çeşitli konservatuarlarda öğretim üyeliği ve jüri üyelikleri yaptı. Halen Avrupa Sanatlar Tıbbı Birliği'nin üç ayda bir çıkardığı dergide makaleleri yayınlanmakta ve bu kuruluşun üyesi olarak çalışma ve araştırmalarını sürdürmektedir.

SEMİR ASLANYÜREK


Dramaturjik Otobiyografi

Sahne 01.İç - Gün
Antakya, yıl 1956. Annem 13. kez doğum yapıyor.
- Merhaba yaşam, ver elini mücadele...
Annem yediği balıktan zhirleniyor, üç gün aç kalıyorum.
Ablam doğum yapıp imdadıma yetişiyor, annem iyileşene kadar bana süt anneliği yapıyor.

Sahne 5. Dış - Gün
Kuduz bir köpek beni ısırıyor. 40 gün karnıma iğne yapılıyor.

Sahne 9. Dış - Çok karanlık
Dokuzumdayım. Kızkardeşim 5 yaşındayken yanıyor.
Kahroluyorum. Taş yontmaya başladım. Artık harçlığımı kazanıyorum.

Sahne 23. İç, dış-Gece, gündüz
Yaptığım heykel SSCB'den burs kazandırıyor.
Artık Moskova Devlet Sinema Enstitüsü öğrencisiyim.
Altı yılda üç kısametraj çekiyorum.

Sahne 30. Hücreler, koridorlar vs. zaman belli değil.
Türkiye'ye dönüyorum. 55 gün gözlerim bağlı sorgulanıyorum. 55 günde 5,5 kez WC'ye giriyorum.

Sahne 30. devam 46. Piyade Alayı. Gece ve gündüz 1,5 yıl sakıncalı piyadelik yapıyorum ve ne şehit olabiliyorum, ne de gazi.

Sahne 34. Haydarpaşa kampüsü. İç-Gün
M.Ü.G.S.F. STV'de ev kirası karşılığı memurluk başlıyor....

Sahne 36. Moskova. İç dış-Gece ve gündüz.
İnşaat taşeronu bir yapımcı buluyorum. İlk uzunmetrajımı çekiyorum. Allah kimseye çektirmesin, benim çektiğim gibi.

42'ye geliyorum, yer-dünya, zaman-çok karışık
Belli belirsiz bir yolda yürüyorum, nereye gidiyorum, bilmiyorum...

-Semir Aslanyürek-

SERKAN ÖZKAYA

SÜLEYMAN ŞENEL

Müzik Folkloru Araştırmacısı, Yazar, İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı Sanatçı Öğretim Görevlisi.
1963'de İstanbul'da doğdu. Bir süre İstanbul Belediye Konservatuarı'na devam etti(1981). İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı'ndan mezun olduktan sonra (1986), İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Musıki Ana sanat Dalı Türk Halk Musıkisi alanında "Yüksek Lisans (1988)" ve ardından "Sanatta Yeterlilik (1992)" eğitimini tamamladı. 1988-1990 yılları arasında, ayrıca İstanbul Radyosu'nda, üç yıl süreyle, "Halk Müziğimiz" adı ile açıklamalı programlar hazırladı. Türk Halk Müziğine, saha araştırmaları ile materyal sağlayan araştırmaları ile materyal sağlayan araştırmacılardan biri olarak, bilhassa Trakya ve Anadolu'nun çeşitli yörelerinde ve ayrıca Azerbeycan'ın Bakü, Kazak, Akstafa, Lenkeran, masallı ve Gobustan bölgeleri ile Kazakistan'ın başkenti Almatı'da saha araştırması yaptı. Bu saha araştırmalarında 1000'den fazla ezgi ve ayrıca folklorik ve etnografik materyal derledi. Derlediği ezgilerden 300 kadarınınotaya alarak, bir kısmını yayımladı. Bir dönem, İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü Etnomüzikoloji Anabilim Dalı başkanı olarak görev yapan ve halen aynı kurumda, Sanatçı Öğretim Görevlisi olarak çalışmakta olan Süleyman Şenel'in, yayımlanmış dört kitabı bulunmaktadır:

* Trabzon Bölgesi Halk Musıkisine Giriş, Anadolu Sanat Yayınları, İstanbul 1994, 315s.
* Sadi Yaver Ataman, İstanbul, 1995, 64s.
* Kastamonulu Aşık Yorgansız Hakkı Çavuş, Kastamonu Kalkınma Vakfı ve Kastamonu Kalkınma Vakfı Yakacak Pazarlama Ltd. Şti., İstanbul, 1997, 298 s.
* Türk İstanbul (Yazarı: Sadi Yaver Ataman / Baskıya Hazırlayan: Süleyman Şenel), İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları, İstanbul, 1997, 512 s.

TAHİR ABACI


1951 yılında İstanbul'da doğdu. Orta öğrenimini Malatya Turan Emeksiz ve Elazığ liselerinde sürdürdükten sonra Malatya Özel Fırat Koleji'nde tamamladı. Yüksek öğrenime Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde başladı, İstanbul Üniversitesi'nde sürdürerek Gazetecilik Enstitüsü'nü ve Hukuk Fakültesini bitirdi. İktisat Fakültesi'nde Siyaset Bilimi dalında "Türk Şiirinde Siyasallaşma" teziyle master yaptı. İstanbul'da serbest avukat olarak çalıştı. İlk ürünleri Malatya dergi ve gazetelerinde çıktı. Orada on sayılık Çağ dergisini çıkardı. 1969'dan başlayarak Papirüs, Yeni Dergi, Yarına Doğru, Birikim, Yazko Edebiyat, Varlık, Sanat Olayı, Adam Sanat, Defter, kuram, Yeni Biçem, Adam Öykü, Ludingirra gibi çok sayıda dergide şiir, hikaye, eleştiri ve incelemesi yayınlandı. On sekiz sayı çıkan Yarına Doğru dergisini yönetti. Radikal gazetesinin haftalık pazar eki "Radikal İki"de haftalık yazılar yazdı. Daha önce çıkan kitapları: Odaları Utandıran Dağlar (şiir, 1976),Gelin Ömrümüz (hikaye, 1976), Basit Şeyler (şiir, 1980), Nasreddin Hoca (çocuk şiiri,1980), Ağır Akan Su (roman, 1990), Sıcak Hayat (şiir, 1994), Aynada Bir Yüz (roman, 1995), ikinci Adım (roman, 1999), Bir Zamanlar Anadolu'da (deneme, 1999), Harput-Elazığ Türküleri (inceleme, 2000)

TAN ORAL

1937 yılında Merzifon'da doğdu. Öğrenimini kent kent dolaşarak tamamladı. Güzel Sanatlar Akademisi'ni Mimar olarak bitirdi. Aynı okulda üç yıl Yapı ve Meslek kürsüsü asistanı olarak çalıştı. Daha sonra mimarlık ve eğitimi ile ilişkisini keserek tümü ile karikatür, film, çizgi film uğraşlarına yöneldi. Kısa film dalında "Cumartesi Pazar" adlı çalışma ile 1969'da ve "Sansür" adlı film ile de 1970'de çizgi film dalında Büyük Ödül kazandı. 1978 ve 1984'de Üsküp'te, 1983'te Tokyo'da ödül aldı. 1980-85 yılları arasında Çağdaş Gazeticiler Derneği tarafından beş kez "Yılın Gazetecisi" seçildi. Türkiye Sanatçılar Birliği'nde ve yedi yıl da Karikatürcüler Derneği'nde yazman ve başkan olarak yöneticilik görevinde bulundu. Mimar Sinan Üniversitesi UESYO'da 1980-84 yılları arasında çizgi film dersleri verdi. "Böyük Türkiye", "Sansür", "İki Minik Kentli", "Gözağrısı", "Sus ve Dinle" adlı kitapları vardır. Yurt içinde açtığı çok sayıdaki karikatür sergisinin yanısıra, Almanya Darmstad ile Münih'te, Yunanistan'da Rodos ile Atina'da ve Kıbrıs'ta yapıtlarını sergiledi. Karikatürleri çeşitli dergilerde ve günlük olarak da Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmaktadır.

TURHAN TAŞAN

Turhan Taşan, 13 Ağustos 1948’de Samsun’da doğdu. Istanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu olan Taşan, MESAM (Türkiye Musiki Eserleri Sahipleri Meslek Birliği) yönetim kurulu murahhas üyesidir.
İlk bestesi, 1966 yılında plağa okunmuştur. 33 yılda 33 bestesi 96 defa, ayrıca başka besteciler tarafından bestelenmiş şiirlerinden 6 tanesi 15 defa plak, kaset ve CD’lerde yer almıştır.
1984-1999 yılları arasında söz yazarı ve besteci olarak Kalp Kalbe Karşı Derler, Aynı Çatı Altında, Biraz Geç Kalmadın mı, Üzüldüğün şeye Bak, Öptüm Yanaklarından, Sarsam Diyorum, Oldu mu ya, Gözlerin Kaldı isimli şarkılarıyla "Milliyet Gazetesi Yılın En Sevilen 10 şarkısı" anketlerinde 10 defa ödüllendirilmiştir. 1987 yılında Aynı Çatı Altında isimli bestesi ile Hürriyet Gazetesi'nden "Altın Kelebek Ödülü," 1990 yılında ise TRT'nin açmış olduğu "Türk Sanat Müziği Beste Yarışması"nda Sarsam Diyorum isimli bestesi ile mansiyon kazanmıştır.

ULAŞ ÖZDEMİR

1976 yılında Maraş'ta doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Maraş'ta tamamladı. İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Maliye Bölümü'nde üç yıl okuduktan sonra girdiği Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Etnomüzikoloji programından mezun oldu. Aynı fakültede yüksek lisans çalışması yaptı.
Lise yıllarında babasıyla birlikte, güçlü bir halk müziği geleneğine sahip olan Maraş ili ve çevresinde derleme çalışmalarına yöneldi. Aynı yıllardan itibaren haftalık dergilerde müzik yazıları yazmaya başladı. Bugüne kadar pek çok dergi, gazete ve internet sitesinde müzik yazıları yayınlandı.
Alevi-Bektaşi müziği ve Anadolu'daki farklı etnik grupların müziklerine odaklanan derleme çalışmalarının yanı sıra İran'da yaşayan Ehl-i Haklarla ilgili çalışmalar yaptı. Ali Akbar Moradi, Kayhan Kalhor, Sussan Deyhim, Mamak Khadem, Azam Ali (Niyaz) gibi İranlı sanatçılara bağlama ve sesiyle eşlik etti.

Türkiye, Avrupa ülkeleri ve Amerika'da çeşitli konserlerin yanı sıra San Francisco, Sfinks, Brosella gibi dünya müziği festivallerinde yer aldı. Bu konserlerde Alevi-Bektaşi müziğinin geleneksel çalgıları dede sazı ve ruzbayla örnekler seslendirdi. Aynı zamanda Alevi-Bektaşi müziğiyle ilgili çeşitli sunumlar yaptı.

Bugüne kadar film, dizi, belgesel müziği çalışmaları da yapan Özdemir, görüntülü ortamlar için yazdığı müziklerde, yaşadığı coğrafyanın farklı müzik kültürlerine göndermeler içeren beste ve düzenlemeler yapmaktadır.
Ulaş Özdemir, 1997 yılından bu yana Kalan Müzik'te yapım sorumlusu ve yapımcı olarak çalışmaktadır.

YALÇIN TURA


(d. 1934, İstanbul), çoksesli müzik alanında olduğu kadar teksesli Türk müziği alanındaki yapıtlarıyla ve klasik Türk müziği ile ilgili müzikoloji çalışmalarıyla tanınan müzikçi.

Galatasaray Lisesi'nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde felsefe öğrenimi gördü. Çocuk yaşta keman ve piyano dersleri almaya başladı. Lise yıllarında besteciliğe ilgi duydu. Bir beste denemesini gösterdiği Cemal Reşit Rey'in önerisiyle Demirhan Altuğ'dan solfej ve müzik kuramı dersleri aldı. Daha sonra C. R. Rey ile kontrpuan, füg ve kompozisyon çalıştı. Çeşitli dönemlerde TRT'de jüri ve danışma kurulu üyeliklerinde bulundu.Birçok sinema ve televizyon filmine ve 10 dolayında tiyatro oyununa müzik yazdı. 1976'da kurulan İstanbul Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Bu okulun Müzikoloji Bölümü başkanlığına getirildi.

1970'lerden başlayarak çeşitli yayın organlarında müzikle ilgili yazılar yazdı. 1976'da Kantemiroğlu'nun Kantemiroğlu Edvarı olarak bilinen Kitab-ı İlmi'l-Musıki alâ Vechi' l-Hurufat adlı çalışmasını bugünkü Türkçeye çevirerek aslıyla birlikte Batı notasıyla yayımlamaya giriştiyse de, tamamlayamadı. Çeşitli kongre ve sempozyumlarda sunduğu bildirilerle bazı dergilerdeki yazılarını Türk Musıkisinin Mes'eleleri (1988) adlı kitabında bir araya getirdi. Bu kitaba özel olarak yazdığı bir bölümde Arel-Ezgi Sistemi'ni eleştirdi. Çoksesli yapıtlarında yalnız Türk halk ve klasik Türk müziklerinden değil, klasik Batı müziğinden, cazdan, hatta hafif müzikten de yararlandı.

Başlıca yapıtları arasında Dans Süiti (1956), Viyolonsel Konçertosu (1956), Birinci Senfoni (1957-66), Orkestra Süiti (1958), Surname (1959), Oda Senfonisi (1959), Yaylılar İçin Adagio (1960), Toccata (1962), Jazz Süiti (1962), Bir Halk Temi Üzerine Çeşitlemeler (1963), Keman Konçertosu (1965-72), Enginlerden Yücelerden (1969), Tulum Havası (1972), Şeyh Galip'e Saygı (1972-75), Yeniden Eski Muhabbetleri Tecdid İdelüm (1976) adlı koro parçası, Üçüncü Süit (1976), Niyazi-i Mısrî' nin İlahileri (1978), Şah Murat Süiti (1981) ve Yaratılış (1987-88) adlı balesi sayılabilir. (AnaBritannica, c. 30, s. 259, 1993)

F. YEŞİM ALTINAY


İstanbul'da doğdu. İstanbul Belediye Konservatuarı Piyano Bölümü'nde okudu. İTÜ Devlet Konservatuarı'nda lisans ve "5 Yaşındaki Çocuğun Müzik Eğitimi" başlıklı tezi ile master derecelerini aldı (1990). Çeşitli anaokulları ve yuvalarda okul öncesi müzik eğitimi ile ilgili araştırma ve çalışmaları oldu. Açık Radyo"da "Çocuk ve Müzik" adlı eğitim programını hazırlayıp sunmaktadır.

YILDIZ ELMAS

Doç. Dr. Yıldız Elmas,1945'te Söke'de doğdu.1963'te Denizli Kız İlköğretmen Okulu'nda,1966'da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nden mezun oldu.

1971'de İspanya Hükümeti'nin verdiği bursla eşi Yücel EImas'la birlikte gittiği Barcelona Yüksek Müzik Konservatuarı'nda Prof. Roche ile gitar çalışmalarında bulundu.

Yurda dönüşünde İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü'nde görevlendirildi.

Gitarist Raffi Arslanyan ile gitar çalışmalarını sürdürdü. 1980'de Atatürk Yüksek Öğretmen Okulu,1983'te Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi olarak işlevini sürdürmekte olan kurumda 1986'da doktor, 1987'de doçent ünvanlarını aldı.

Özellikle okul çocuk çalgıları konusunda çalışmaları olan Doç. Dr. Yıldız Elmas klasik gitarın çok sesli oluşu, kolay taşınabilir ve teminin kolay olması sebebiyle okullarda eğitim alanında yararlı olacağı inancı ile Eğitim Fakülteleri içerisinde ilk defa Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü'nde klasik gitarın ana dal ve yardımcı dal dersi olarak,1983-1984 öğretim yılından itibaren programa alınmasını sağlamış, bu konuda çalışmalar yapmıştır.

Doç. Dr. Yıldız Elmas halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü öğretim üyesi ve Bölüm Başkan Yardımcısı olarak görevini sürdürmektedir.
MEHMET AKSEL

1936 yılında İstanbul'da doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nden 1960 yılında mezun oldu. Uzun yıllar reklam ajanslarına grafik tasarımcı, illüstratör ve sanat yönetmeni olarak hizmet verdi. 1993 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte İllüstratörler Derneği'ni kurdu. Halen kendi atölyesinde çalışıyor.

MEHMET ÖMÜR

1951 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaöğrenimini Saint Joseph Lisesi ve Ankara Fen Lisesi'nde gördü. 1977 yılında Ankara Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Bursa Uludağ Üniversitesi'nde KBB uzmanlığını tamamladı. Paris'te Saint Antoine, Saint Louis, Laennec hastanelerinde çalıştı. 1986 yılında doçentlik unvanı aldıktan iki yıl sonra Haseki Hastanesi KBB departmanı şefliğine, 1993 yılında da Haseki Hastanesi başhekimliğine atandı. 1996 yılında profesör oldu. "Larenks Kanseri ve Boyun" ile "Baş Boyun Anatomisi" adlı kitapları bulunmaktadır. Ayrıca "KBB Postası" adlı dergiyi kurdu ve editörlüğünü yaptı.

Türk KBB derneğinin on, Fransız KBB Derneği'nin yedi, American Sleep Disorder Derneği'nin üç ve Voice Foundation'ın beş yıldır üyeliğini yapmaktadır.

Istanbul Operası'nda bir süre çalışan Mehmet Ömür, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi'nde KBB departman şefliği görevini sürdürmektedir.

MEHMET ÖZTEK

METİN HÜLAGÜ


1962'de Adana Ceyhan'da doğdu. Ortaokulu Ceyhan'da, liseyi İstanbul'da okudu. 1985 yılında Marmara Üniversitesi'nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden master derecesini aldı. 1988-1991 tarihleri arasında Manchester University, School of Oriental and African Studies ve İngiliz Arşivi'nde araştırmalar yaptı.

'Gazi Osman Paşa, Askerî ve Siyasî Hayatı' konulu çalışması ile 1992'de İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde doktorasını tamamladı. Aynı yıl Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakınçağ Kürsüsü'nde göreve başladı. 1993'te yardımcı doçent, 1999'da doçent oldu. Halen aynı üniversitede görevini sürdürmektedir.

Çeşitli dergi ve ansiklopedilerde makaleler yayımlayan Metin Hülagü'nün kitapları:

Gazi Osman Paşa, Askerî ve Siyasî Faaliyetleri, Pan-İslamist Faaliyetler, 1914-1918, Türk-Yunan İlişkileri Çerçevesinde 1897 Türk-Yunan Savaşı.

METİN SOLMAZ


1969'da doğdu.

Hacettepe-Matematik, ODTÜ-Fizik, Dil Tarih-Hindoloji okullarında okudu, hiçbirini bitirmedi.

DJ'likten garsonluğa, ticarete kadar birçok alakasız iş yaptı.

1990 yılından bu yana, Birikim, Cumhuriyet Dergi, Cumhuriyet Kitap, Express, Milliyet Sanat Dergisi, Müzük, Radikal 2 gibi dergilere, muhtelif İnternet sitelerine yazdı, yazıyor.

Çıkışından batışına kadar dört sene, Ankara Radyo Arkadaş'taydı.

1992'de Korsan Yayınları'ndan "Kenardaki Milyonerler", 1994'de Pan Yayınları'ndan "Rock Sözlüğü". 1996'da yine Pan Yayınları'ndan "Türkiye'de Pop Müzik" isimli kitapları yayınlandı.

1996 Kasım'ında, Ideefixe operasyonunu yönetmek üzere İstanbul'a yerleşti.

1999'da Kıbrıs'a yerleşti, gazetecilik ve öğretmenlik yaptı.

2000'de İstanbul'a döndü; Siberalem.com'u kurdu.

2003'te tekrar Ideefixe'in de başına geçti.

2004 sonunda Siberalem ve Ideefixe ile ilişkilerini kopartıp sevgili ortağı Yaşar Safkan'la birlikte Overteam'ı kurdu.

Şimdi yaptıkları Overteam.com adresinden takip edilebilir.

J. D. Salinger, David Bowie, Zeki Müren, Richard Brautigan ve www.EZLN.org'u çok sever.

metin.solmaz@overteam.com

MURAT BARDAKÇI

Murat Bardakçı, 1955 yılında İstanbul'da doğdu, ekonomi öğrenimi gördü.

Musikiye Dr. Selahattin Tanur'la tanbur ve eser meşkederek başlayan Murat Bardakçı, Tanur'dan "icazet" aldı, Ekrem Karadeniz'le teori, teori tarihi ve ses sistemi üzerine çalıştı, Fahire Fersan ve Vecdi Seyhun'dan yararlandı, ilgi alanını daha sonra musiki tarihine yöneltti. Abdülbaki Gölpınarlı'dan şarkiyat kaynakları ve metodolojisi alanlarında büyük ölçüde faydalandı, bu arada Türk ve İslam Müziği'nin tarihiyle ilgili kitap, belge, fotoğraf, film ve ses kaydı gibi arşiv malzemesi topladı, geniş bir nota kolleksiyonu oluşturdu.

Türk Müziği Tarihi'yle ilgili çok sayıda araştırması yayınlanan Murat Bardakçı, Hürriyet Gazetesi yazarlarındandır.

NAİL YAVUZOĞLU


Nail Yavuzoğlu (İstanbul, 1960), İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nı 1983 yılında bitirmiştir. Aynı okulda öğretim görevlisidir.

Demirhan Altuğ ile solfej ve armoni, Kamil Şekerkaran ile flüt, Yavuz Özüstün ile Türk musikisi nazariyatı, Yalçın Tura ile form bilgisi ve ses sistemleri, Kamil Özler ile caz armoni ve orkestrasyon konularında çalışmıştır.

Türk müziği ses sistemi ve makamları üzerine araştırmalar yapan Nail Yavuzoğlu'nun modal yapıda orkestra eserleri vardır.

NAZAN İPŞİROĞLU


Istanbul Üniversitesi'nde felsefe ve sanat tarihi okudu. İstanbul Belediye Konservatuvarı'nda piyano, Freiburg Yüksek Müzik Okulu'nda çembalo ve oda müziği eğitimi gördü. Eşi Mazhar Şevket İpşiroğlu ile birlikte sürdürdüğü sanat tarihi çalışmalarının yanı sıra, 1970'li yıllarda bizde, o yıllarda pek tanınmayan bir çalgı olan çembaloyu ve barok müziğini tanıtma amacıyla kendisinin de kurucuları arasında bulunduğu "Istanbul Barok Müzik Topluluğu" ile yirmi yılı aşkın bir süre oda müziği konserleri verdi. Son yıllarda çağımızın önemli sorunlarından biri olan sanatların sınırlar aşırılığı ve sanatlararası etkileşim, özellikle resim-müzik etkileşimi üzerinde çalışıyor.

Son yıllarda çağımızın önemli sorunlarından biri olan sanatların sınırlaraşırılığı ve sanatlararası etkileşim üzerinde çalışmakta.

Yazarın Yayımlanmış Kitapları
- Oluşum Süreci İçinde Sanatın Tarihi (M.Ş. İpşiroğlu ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Sanatta Devrim (M.Ş. İpşiroğlu ile birlikte), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Düşünmeye Çağrı (M.Ş. İpşiroğlu ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Kök-Atatürkçülük (M.Ş. İpşiroğlu ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Resimde Müziğin Etkisi, Remzi Kitabevi, Istanbul.
- Sanattan Güncel Yaşama, Pan Yayıncılık, Istanbul.
- Resimde Alımlama Boyutları ve Çeşitlemeleri, Papirüs Yayınları, Istanbul.
- 20. Yüzyıl Sanatında J.S. Bach, Pan Yayıncılık, Istanbul.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Yayınları Kapsamında Yayına Hazırladığı Eğitim Kitapları
- Yaratıcı Toplum Yolunda Çağdaş Eğitim (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Çağdaş Kültürümüz (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istan- bul.
- Yazma Uğraşı (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Çağdaş Eğitimde Sanat, (Jale Baysal, Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Cem Yayınevi, Istanbul.
- Çocuk Kültürü-Edebiyat-Tiyatro-Medya (Zehra İpşiroğlu ile), Mavi Bulut, Istanbul.
- Gelin Çocuklar Birlikte Düşünelim (Zehra İpşiroğlu ile), Adam Yayınları, Istanbul.
- Yaratıcı Okuma I ve II (Zehra İpşiroğlu ile), Özyürek Yayınları, Istanbul.
- Bir Kitap Hazırlıyoruz (Zehra İpşiroğlu, Şeyda Ozil ile), Papirüs Yayınları, Istanbul.

NOYAN ÖZKAN

Noyan Özkan, 1953 yılında Zonguldak'ta doğdu. TED Ankara Koleji ve Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1983 yılında İzmir'de serbest avukatlığa başladı. Evli ve bir kız çocuğu vardır.

Doğa koruma faaliyetlerine yakın ilgi duyan Özkan, 1990 Bergen Çevre ve Kalkınma Konferansı'na Türkiye Hükümet Dışı Kurumları'nı temsilen katılmıştır. 1990 Tuna Çevre Kurumları Toplantısı, 1991 Sundsvall Çevre ve Sağlık Konferansı, 1993 ve 1995 Madrid / Barselona Akdeniz Çevreci Örgütleri toplantılarına katılmıştır.

İzmir Çevre Hareketi Avukatları'nın doğal üyesidir.

OĞUZ ABADAN

Oğuz Abadan 1950'de Ankara'da doğdu. Müziğe ilkokul çağlarında başladı. Gitarla 1962 yılında tanıştı. 1965'ten itibaren çeşitli grup ve orkestralarda çalarak profesyonel oldu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümünde keman öğrencisi olarak okuyup mezun oldu. Daha sonra Berklee Jazz Academy'de okudu. Avrupa'da çeşitli orkestralarda elektrik bas çaldı. Dünyanın birçok ülkesinde konserler verdi. 1976'da Paris'te bir süre Moğollar'da gitar çaldı. 1977'de Ankara Belediyesi Kent Orkestrası'na aranjör/basçı olarak girdi. 1981'de ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Çeşitli orkestralarda çaldıktan sonra 1982'de kendi orkestrasını kurdu. 1991'de sahneyi bırakana kadar böyle devam etti. Türkiye'deki sanatçıların tümüne yakınıyla çalıştı. 1982'den bu yana stüdyo müzisyenliği ve aranjörlüğü yapmaktadır. Bestecidir, sinema ve TV filmlerine müzik yapar. 1988'de TRT'de, 1992'de Japonya'da en iyi aranjör seçildi.

OLCAY KOLÇAK

OSMAN GÜREL

1944 Ankara doğumludur. Kimya Mühendisi olduktan sonra -üç yıllık 12 Eylül kazasının kesintisi dışında- o gün bu gün üniversite öğretim üyeliği yapmaktadır. Doğa biliminin çok ilginç görünümlerinin, söyleşi düzeyinde de olsa gündelik dille topluma tanıtılmasının yararlı olacağını düşünmektedir. Denizi, sanatı, felsefeyi, bilge kişileri ve mutsuz insanları sever. Ukalaları sevmez...

OYA ADALI

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Aynı fakültenin dilbilim bölümünde yüksek lisans yaptı. Üyesi olduğu eski Türk Dil Kurumu'nun dilbilgisi ve terim kollarında uzman olarak çalıştı. Hacettepe, Ege, Boğaziçi ve Galatasaray Üniversitelerinde Türkçe dersleri verdi. Gelişim Larousse Sözlük ve Ansiklopedisinde Òsözlük bölümüÓnü yönetti. Yusuf Çotuksöken'le birlikte Özel MEF Lisesi'nin Türkçe-Türk Dili ve Edebiyatı programlarını hazırladı ve bu programların uygulama çalışmalarını yürüttü. Bugün de eğitim çalışmalarını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nde yürütmektedir.

ÖMER KULELİ

1945 yılında İstanbul'da doğdu. Bilerek ve isteyerek Kimya Mühendisi oldu. Uzunca süren öğretim üyeliği sırasında, bilimi ve kimyayı sevdirmeden bu işi yapamayacağını öğrendi. Derken, 12 Eylül sonrası "Paşakim-ya?" dan çaktı! Bilimi herkesin anlayacağı dilden yazmaya '80'li yıllarda başladı. Her gün gazete okumaya mahkum edildiğinden bu yana profesyonel mutsuz -ve azıcık da ukala- olarak yaşamını sürdürüyor.

PERİHAN ÖNDER-RİDDER


Perihan Önder-Ridder (Manisa, 1960) 1970 yılında İzmir Devlet Konservatuarı'nın piyano bölümüne girdi. 1974'te Ankara Devlet Konservatuarı'nda Muammer Sun'un, 1981'de de İstanbul Devlet Konservatuarı'nda İlhan Usmanbaş'ın kompozisyon sınıflarına girerek öğrenimini sürdürdü. 1987'de Sanatta Yeterlik diplomasını aldı. 1985'te Macar hükümetinin verdiği bir yıllık bursla gittiği Budapeşte'de, Liszt Müzik Akademisi'nde Emil Petrovics ile kompozisyon, Macar Bilimler Akademisi'ne bağlı Müzik Bilimleri Enstitüsü'nde Laszlo Vikar ile etnomüzikoloji alanlarında çalıştı.

Moda müzik ve çağdaş uygulama ile etnomüzikoloji derslerine katıldığı A. Adnan Saygun'un desteklemeleri ve yüreklendirmeleriyle, 1987-1991 yılları arasında, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde halk müziği derlemeleri de yapan Önder-Ridder 1979'dan 1993'e dek, önce İzmir sonra İstanbul devlet konservatuarlarında solfej ve çalgı bilgisi dersleri verdi.

1993'ten beri Almanya'da yaşıyor.
HÜSEYİN SADETTİN AREL

(d. 18 Aralık 1880, İstanbul - ö. 6 Mayıs 1955, İstanbul), Türk müzikbilimci ve besteci. Suphi Ezgi'yle birlikte Arel-Ezgi Sistemi'ni oluşturmuş, yazıları ve besteleriyle, geleneksel ses sistemi ve makamlara dayalı bir çokseslilik geliştirmeye çalışmıştır. Anadolu kazaskeri Dardağanzade Hacı Mehmed Efendi'nin oğludur. İzmir Fransız Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da medrese öğrenimi gördü. Ayrıca Hukuk Mektebi'ni bitirdi (1906). Adliye Nezareti müsteşarlığı (1911), Şûra-yı Devlet üyeliği (1913), Tapu-Kadastro genel müdürlüğü (1914), Şûra-yı Devlet Tanzimat Dairesi başkanlığı (1915-18) gibi resmî görevlerde bulundu. 1918'den sonra serbest avukat olarak çalıştı. Bu yıllarda müziğe olan ilgisi arttı. Şekerci Cemil Bey'den ud ve Türk müziği, Edgar Manas'tan armoni, füg ve kontrpuan öğrendi. Kompozisyon ve orkestrasyon konularında kendi kendini yetiştirdi. Hüseyin Fahreddin Dede'yle klasik repertuvarı ve eski müzik kuramlarını inceledi. Ayrıca, 1909-14 arasında Şehbal dergisini yayımladı ve bu dergiye müzik konusunda Bedi Mensi takma adıyla makaleler yazdı.

1943'te beş yıllık bir sözleşmeyle İstanbul Belediye Konservatuvarı müdürlüğüne getirildi. Ondan, 1926'da kapanan Türk Müziği Bölümü'nü yeniden açması ve Batı Müziği Bölümü'nü düzeltmesi isteniyordu. Arel Batı Müziği Bölümü'nde çeşitli konser toplulukları oluşturdu; bölümü, orta derecede bir Batı konservatuvarı düzeyine yükseltti. Türk Müziği Bölümü'nde ise, İcra Heyeti adıyla bir konser topluluğu kurdu. Verdiği derslerde (fizikçi Salih Murat Uzdilek'in de yardımıyla) Suphi Ezgi ile birlikte oluşturdukları Türk müziği kuramını öğretti.

1948'de Belediye Konservatuvarı'ndaki görevinden ayrılan Arel, İleri Türk Musıkisi Konservatuvarı Derneği'ni kurdu. Bu derneğin yayın organı olan Musıki Mecmuası'nda birçok yazısı yayımlandı. Çoğu müzikle ilgili olan bu yazılarındaki görüşleriyle, geleneksel müziği bırakıp yerine Batı müziğini almak gerektiğini düşünenlerle, geleneksel müziği olduğu gibi korumak gerektiğini savunan ve Batı müziğine karşı çıkanlar arasında yer aldı. Arel bir tür uzlaşma öneriyordu. Çokseslilik bir üstünlüktü, ama onu Batı müziği ses sistemiyle, çalgılarıyla ve besteleme, çalgılama teknikleriyle birlikte almak ulusal bünyeye uymazdı. Yapılması gereken, geleneksel ses sisteminde ve makamlardan kopmadan, geleneksel çalgıları geliştirerek çoksesli Türk müziğini yaratmaktı. Arel'in bu görüşleri, aralarında kaldığı iki karşıt grup üzerinde de etkili olamadı. Birinci gruptakiler geleneksel çalgıları orkestraya katmamakta ve Ankara Devlet Konservatuvarı'nda ( o zamanki tek devlet konservatuvarı) bir Türk Müziği bölümü açmamakta kararlı davranırken, ikinci gruptakiler de Arel'i, Türk müziğini yozlaştırmakla suçladılar. Bununla birlikte, Arel'in özellikle 1943-48 arasında Belediye Konservatuvarı'nda verdiği derslerin etkisiyle, Arel-Ezgi Sistemi, kimi noktaları eleştirilse de, genel kabul gördü. 1976'da İstanbul'da, 1985'te İzmir'de açılan Türk Musıkisi Devlet konservatuvarlarında da bu sistem öğretilmektedir.

Arel'in basılmış kuramsal yapıtlarının en önemlileri Türk Musıkisi Nazariyatı Dersleri (1968) ve Türk Musıkisi Kimindir (1969) adlarını taşır. Bunlardan birincisinde perdeler, aralıklar, dörtlüler, beşliler, makamlar, usuller ve formlar açıklanır, klasik yapıtlardan örnekler verilir. Önce Türklük dergisinde (1939'da Arel tarafından 15 sayı yayımlanmıştır), sonra Musıki Mecmuası'nda tefrika edilen Türk Musıkisi Kimindir ise, bazı Batılı yazarların ve onlara dayanan bazı Türk yazarların ileri sürdüğü Türk müziğinin Eski Yunan, Bizans, Arap, İran müziklerinden kaynaklandığı yolundaki savlara bir karşı çıkıştır.

Arel çok verimli bir bestecidir. Gençliğinde Batı müziği tarzında besteleyip sonradan yaktığı yüzlerce parça dışında, 500'den çoğu teksesli olmak üzere çeşitli formlarda 600 dolayında bestesi vardır. Yirmi beş yaşından beri bestelediği teksesli yapıtlarının büyük çoğunluğunu Mevlevi ayini, durak, ilahi, şarkı, beste, ağırsemai, yürüksemai gibi formlardaki sözlü yapıtlar oluşturur. Toplam 116 teksesli çalgı yapıtının çoğu peşrev ve sazsemaisi formlarındadır. Yaşamının son yıllarında bestelediği çoksesli yapıtlarının çoğu ise, çeşitli çalgılar ve sesler için ikilemeler, üçlemeler, dörtlemelerdir. Arel'in bestelerinin birçoğu hiç seslendirilmemiştir. Bunun nedenleri, genellikle çalgıcıdan ya da ses sanatçısından teknik yetkinlik bekleyen, yeni bir melodik kurgu ve geçki anlayışı ortaya koyan bu yapıtları, geleneksel tarzı sürdüren icracıların yadırgamış olması ve Arel'in öğrencileri arasında usta icracıların bulunmamasıdır.
(AnaBritannica, c. 3, s. 23, 1993)

R. HAKAN TALU

1960 yılında İstanbul'da doğdu. Lise eğitiminden sonra İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nı bitirdi ve İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde master eğitimini tamamladı. Bir ara konservatuvarda tanbur öğretmenliği yapan Hakan Talu halen TRT İstanbul Radyosunda tanbur sanatçısı olarak çalışmakta ve kurucusu olduğu müzik topluluğu ile birlikte dünyanın çeşitli şehirlerinde konserler vermektedir.

HAMİT ALACALIOĞLU


Hamit Alacalıoğlu, 1922 yılında Üsküdar'da doğdu. Babasının asker olması nedeniyle çocukluğu Anadolu'nun çeşitli yörelerinde geçti. Kabataş Lisesi'ni bitirdikten sonra 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1949'dan itibaren İstanbul Üniversitesi Psikiyatri ve Nöroloji Klinikleri'nde çalışarak uzmanlık sınavını verdi. 1952-1991 yılları arasında psikiyatri uzmanı olarak serbest hekimlik yaptı.

Hamit Alacalıoğlu aynı zamanda İstanbul Şehir Orkestrası ve İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nda birinci keman üyesi olarak 30 yıl çalışmış. 1974 yılında İDSO'dan Konzertmayster Yardımcısı olarak emekli olmuştur.

Müzik etkinlikleri arasında solo konserler, çeşitli oda müziği konserleri, radyo emisyonları, Radyo Oda Orkestrası Konzertmaysterliği, İstanbul Oda Orkestrası kurucu ve şefliği, radyo konuşmaları (açıklamalı müzik) zikredilebilir.

1965 yılında Salzburg Mozarteum Akademisi'nde ünlü orkestra şefi Karl Melles ile orkestra şefliğine çalışmış. Akademi'nin Yaz Kursları'ndan diploma ve üstün başarı sertifikası almıştır. Hekimlik anılarına ilişkin enstantenelerini topladığı "Soyadımda Deli Var" adlı yayımlanmış bir kitabı daha olan Hamit Alacalıoğlu müzik hayatı ile ilgili anılarını da "Müzikli Kareler"de toplamıştır. Hamit Alacalıoğlu 1 Şubat 2000 de öldü.

HASAN CİHAT ÖRTER


Gitarist, söz yazarı, besteci ve aranjör Hasan Cihat Örter, 1958 yılında Istanbul'da doğdu. Çok küçük yaşlarda piyano ve keman ile tanışarak müziğe başladı. 5 yaşında klasik gitar ile tanıştı, ilk derslerini 7 yaşında iken Antonio Doumesitch'ten aldı ve bu derslere 5 yıl devam etti. Bu arada caz gitarla da ilgilenmeye başladı ve 12 yaşında küçük orkestralarda çaldı. Emin Ongan Üsküdar Musıki Cemiyeti'nde Emin Ongan'ın Türk müziği derslerine katıldı, makam ve nazariyat dersleri aldı. Şemsi Yastıman ile Türk halk müziği üzerinde araştırmalar yaptı ve bağlama üzerine sentezler geliştirdi. Lise eğitiminden sonra Boston Üniversitesi Berklee Müzik Akademisi'nden burs kazanarak Amerika'ya gitti (1976-1979). Buradaki kompozisyon ve armoni derslerini tamamladıktan sonra okulu birincilikle bitirdi ve okulun isteğiyle Gordon Delemond'un öğrencisi olarak Belçika Kraliyet Liege Konservatuvarı'nda "caz kompozisyon" dersleri aldı (1979-1980), yüksek lisans ve doktorasını yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra büyük orkestra çalışmaları ve stüdyo çalışmalarında bulundu (Festival, Eurovision orkestraları). Bu arada reklam, belgesel ve tiyatro müzikleri yapmaya başladı. 1989 yılında kurulan Kent Orkestrası'na girdi ve 9 yıl burada çaldıktan sonra Modern Folk Üçlüsü'ne katıldı, gitar çalıp vokal müziği yaptı ve bu grubun aranjörlüğünü üstlendi. 1995 yılında da Amerika'da Uluslararası Houston Jazz Festivali'ne bu grup ile katıldı. Aynı yıl Uluslararası Akbank Jazz Festivali'nde grubuyla çaldı. Kıbrıs 1. Girne Altın Zeytin Yarışması'nda beste ve şarkıcılık dalında 1. oldu. 1993 yılında "Anadolu Ezgileri-Klasik Gitara Adaptasyon" adlı ilk albümünü çıkardı (Kent Plak-EMI). Sanatçı bu albümüyle dünyanın en büyük plak firmalarından E.M.I. ve Sony Music'in uluslararası kataloğuna girdi ve "Altın Plak" aldı. Bu kompozisyonları daha sonra, "Hayatım, Gitarım ve Müziğim" adı ile kitap halinde sunuldu (Pan Yayıncılık, 1995). Daha sonra tüm dünya kadınlarına ve çalışan kadınlara adadığı "Kadının Senfonileri" albümünü yaptı (Kent Plak, 1995). Sanatçının bundan sonra çıkarttığı albümler sırasıyla, Inspiration (EMI, 1995), "Modern Folk Üçlüsü-Istanbul Şarkıları" (Y.K.K.H., 1996), "Re-Formation" (Türk Müziği Saz Eserleri New-Age, Sony M., 1997), "Mektup Filmi-Soundtrack" (Raks, 1997), "Inspiration Re-Formation Remix" (Sony M. England, 1998), "Re-Formation Anadolu Esintileri"dir (Sony M., 1999). Sanatçı birçok belgesele özgün müzik yaptı. Türk müziğinin çoksesli müziğe uyarlanması yolunda yapmış olduğu çalışmalarını sürdürmekte olan Hasan Cihat Örter, yurtiçi ve yurtdışı konserlerine devam etmekte, televizyon ve radyo programları yapmakta, müzik ve sanat üzerine konferanslar vermektedir.

HASAN TORAGANLI


1916 yılında İzmir'de doğdu. İlkokulu İzmir ve İstanbul'da bitirdi. 1929 yılında Musiki Muallim Mektebi'ne girdi. 1935 yılında Yozgat Lisesi müzik öğretmenliğine atandı.

Yedek subaylıktan bir süre sonra Askeri bando yöneticiliklerinde bulundu. 1960 yılında Askeri Mızıka Okulu müzik başöğretmenliğinden emekli oldu.

Ankara Koleji'nde 14 yıl müzik başöğretmenliği yaptıktan sonra, 1976 yılında bu görevden de emekliye ayrıldı.

"Çocuklarımıza Yeni Şarkılar" ve "Askeri Bandolar Müzik Nazariyatı" adlı kitapları yayımlandı. Çeşitli dergi ve gazetelerde, özellikle Filarmoni Dergisi'nde yazıları yayımlandı. Bandolar için, bir bölümü basılmış bulunan marş ve değişik parçalar yazdı.

HİLAL DİCLE


Hilâl Dicle Ankara Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümünde Ulvi Cemal Erkin'in öğrencisi olarak öğ?renim gördü. Daha sonra ABD'de Washington State University Müzik Bölümünde öğrenimine devam etti. Burada Dr. Kemble Stout ve Istvan Nadas gibi değerli hocalarla çalıştı. Mezun olduktan sonra yurda dönerek Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümüne piyano öğretmeni olarak atandı. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinde "Eğitimde Program Geliştirme" dalında yüksek lisans ve Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde Sanatta Yeterlik derecelerini aldı. Halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapan Hilâl Dicle, bir dönem Çalgı Anasanat Dalı Başkanlığı görevinde bulundu. Lisans ve yüksek lisans programlarında piyano ve eşlik dersleri vermekte ve tez danışmanlığı görevlerini sürdürmektedir.

HÜLYA TARCAN


Hülya Tarcan, İstanbul'da doğdu. 5 yaşında İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girerek Ferdi Statzer'den piano, Raşit Abed'den armoni dersleri aldı ve 1967'de konservatuvarın yüksek devresini pekiyi dereceyle bitirdi. Avusturya Hükümeti'nin bursuyla Salzburg'da eğitimini Prof. Wührer ile sürdürdü. Daha sonra 1416 sayılı kanunla verilen devlet bursu sınavını kazanarak Paris'e gitti ve Ecole Normale Superieure'ün virtüozluk bölümünden diploma aldı. 1976'da yurda dönen sanatçı İstanbul Devlet Konservatuvarı'na piano öğretmeni olarak atandı. İstanbul, Ankara, İzmir Devlet Senfoni orkestraları eşliğinde konserler veren, radyo ve televizyon için bandlar dolduran Hülya Tarcan ayrıca Avusturya, Fransa, Federal Almanya ve Sovyetler Birliği'nde konserler vermiştir. Sanatçı uluslararası 10. İstanbul Festivali'nde Bülent Tarcan'ın kendisine ithaf ettiği Piano Konçertosu'nun ilk seslendirilişini yapmış, Uluslararası İstanbul, Moskova ve Ankara Festivalleri'ne solist olarak katılmıştır.
Hülya Tarcan, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, yüksek lisans, sanatta yeterlik devrelerinde piyano, piyano edebiyatı ve oda müziği dersleri vermektedir.

HÜSREV HATEMİ

İLBER ORTAYLI


İlber Ortaylı, 1947'de Avusturya'da doğdu. Ankara Atatürk Lisesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Şube ve Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Yeniçağ Tarihi bölümünü bitirdi. Chicago Üniversitesi'nda Tarih bölümünde M.A derecesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde "Tanzimat Döneminde Mahalli İdareler" konulu tezlerle doktora derecesi aldı.(1974) 1979'da doçent oldu. 1983'de üniversiteden istifa etti. Paris, Berlin ve Viyana'da misafir profesörlük yaptı. 1989'dan beri Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde İdare Tarihi profesörü olarak görev yapıyor. Yerli ve yabancı dergilerde Şehirler ve İdare Tarihi üzerine makaleleri var. İstanbul'dan sayfalar ve İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı gibi kitaplarıyla tanınıyor. (CIEPO) Beynelmilel Osmanlı Etüdleri Cemiyeti ve Avrupa İran Tetkikleri Cemiyeti (SIE) üyesidir.

İLHAN BAŞGÖZ

İlhan Başgöz, Gemerek'te arpalar biçilirken doğmuş; yılı kesin değil. 1921 veya 1923 olabilir. Babası ilkokul öğretmeni Hasan efendi, annesi Cadoğlu Türkmenleri'nden Zeycan hanımdır. İlkokulu ve liseyi Sivas'ta bitiren Başgöz, 1940 yılında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne girer ve 1944 yılında Pertev Nail Boratav'ın asistanı olur. 1949'da "Türk Folkloru ve Halk Edebiyatı" dalında doktorasını verir. Fakültenin Folklor kürsüsü politikaya kurban verilip kapatılınca, Başgöz Tokat Lisesi'ne edebiyat öğretmeni atanır. İki yıl sonra öğretmenlikten çıkarılır. 1960 yılında bir Ford Vakfı bursu ile Amerika'ya davet edilir. Dört yıl Kaliforniya Üniversitesi'nde çalıştıktan sonra Indiana Üniversitesi'nde görev alır. Şimdi bu üniversitenin Ural-Altay Dilleri ve Folklor Enstitüsü'nde profesör ve üniversite Türkçe programının direktörüdür.

Amerikan Folklor Cemiyeti'ne onur üyesi seçilen İlhan Başgöz, Türk Folkloru ve Halk Edebiyatı dalındaki araştırmaları ile tanınmaktadır.

İLHAN KEMAL MİMAROĞLU


İlhan Mimaroğlu (Istanbul, 1926) Galatasaray Lisesi ve Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirmekle birlikte çalışmalarını tümüyle müziğe yöneltmiş, 1945'ten başlayarak müzik eleştirmenliği ve radyo programcılığı alanlarındaki uğraşlarının yanı sıra besteciliğini de geliştirmiş, 1955 yılında Rockefeller Vakfı'nın çağrılısı olarak New York Columbia Üniversitesi'nde Paul Henry Lang'la müzikoloji ve Douglas Moore'la bestecilik alanlarında çalışmıştır. 1959'da New York'a sürekli olarak yerleşen Mimaroğlu, elektronik müzik alanında kendi çizdiği bir akademik program izlemiş, özellikle Vladimir Ussachevsky'nin, hem de bir süre Edgard Varèse ve Stefan Wolpe gibi seçkin bestecilerin öğrencisi olmuştur. Elektronik müzik alanındaki yapıtlarının çoğunu Columbia-Princeton Elektronik Müzik Merkezi stüdyolarında gerçekleştiren Mimaroğlu, Columbia Üniversitesi Müzik Eğitim Fakültesi'nde ilk elektronik müzik derslerini başlatmış, 1971 yılında Guggenheim Fellowship'le ödüllendirilmiş, 1970'ler boyunca yedi yıl süreyle New York'un WBAI radyo istasyonundaki politik ve toplumsal konulara ağırlık verdiği elektronik müzik programları yapmıştır. Geleneksel seslendirme müziği yapıtlarının yanında elektronik yapıtlarının çoğunun plakları yayınlanmış ve bunlar dış basında övgüler kazanmıştır.
İlhan Mimaroğlu'nun Pan Yayıncılık tarafından yayımlanmış kitapları: Günsüz Günce (1989), Elektronik Müzik (1991), Ertesi Günce (1994), Yokistan Tasarısı (1997).

İRFAN KURT

İrfan Kurt, 1952 yılında Karabük'te doğdu. Bağlama çalmaya ortaokul sıralarında başladı. Karabük Halk Eğitim Merkezi'nde Halk Oyunları ve Halk Müziği dallarında faaliyetlerde bulundu. Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nın açıldığı ilk yıl (1975-1976 öğrenim yılı) bu okula öğrenci olarak girdi. 1988 yılında İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Musiki Sanat Dalında Yüksek Lisansı bitirdi. Yurtiçi ve yurtdışı konserlerde bağlama sanatçısı olarak yer aldı.

Halen İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nda Sanatçı Öğretim görevlisi ve Bağlama Sanat Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır.

İRKİN AKTÜZE


İdil-Ural Türk'ü öğretmen bir anne ile Makedonya Türk'ü hakim bir babanın oğlu olarak 1933'te Ankara Ulucanlar'da doğdu; öğrenimine Yenişehir'de Mimar Kemal İlkokulu'nda başladı. Ankara Atatürk Lisesi'nde Ruhi Su ve Ziya Aydıntan gibi müzik öğretmenleri oldu, dayısı Can Aybars'tan gitar dersleri aldı. Almanya'daki mimarlık öğrenimi yanında Siegfried Behrend ile gitar çalıştı. 1954'te İtalya'da Cremona'da katıldığı gitar yarışmasında birincilik kazandıktan sonra Almanya ve Türkiye'de konserler verdi. 1965'te evlendi ve TRT'ye girdi; 1968'de Türkiye'de kurulan, resmi konservatuvar muadili ilk özel konservatuvar olan Meleknaz Müzik Okulu'nda ders verdi. 1970'te İstanbul İl Radyosu yöneticiliğini, 1980'de İstanbul Radyosu Müzik Müdürlüğünü üstlendi. Bu arada bazı dergilere ve İstanbul Ansiklopedisi'ne müzik maddeleri hazırladı. 1995'te emekli oldu.

Doç. Dr. Kriton Dinçmen

1948 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Nöroloji Klinikleri'nde ihtisasını tamamlayan Psikiyatri Doçenti Dr. Kriton Dinçmen, aynı Fakülte'nin Psikiyatri Kliniği Başasistanlığına tayin olmuş ve başasistanlığı sırasında elde ettiği bir fellowship ile 1961'de Amerika'ya giderek New Jersey, Long Branch, Monmouth Medical Center'de Dinamik Psikiyatri sahasında çalışmıştır. Ondan sonra sırası ile, Maryland'da Crownsville State Hospital ve keza Maryland, Baltimore'da The Johns Hopkins Hospital'in Psychosomatic Medicine Department'inde servis şefi, araştırıcı ve visiting psychiatrist unvanları ile çalışmalarda bulunmuştur.
Bu süre içinde Disease of the Nervous System, International Journal of Neuropsychiatry gibi Amerika'nın en ciddi tıp dergilerinde birçok çalışma ve makale yayımlamış, yayınlarının birkaçı Excerpta Medica ve Digest of Neurology and Psychiatry gibi Dünya Nöropsikiyatrisinin en titiz dergilerinde iktibas edilmiş ve pek çok yabancı ve yerli tıp araştırmacısı tarafından cité edilmişlerdir.
1965'te Bakırköy Akıl Hastanesi'nde çalışmaya başlayan Dr. Kriton Dinçmen 1972'de Amerika, Missouri, St. Louis'deki Missouri Institute of Psychiatry'den davet edilerek research consultant unvanı ile bir müddet için oradaki araştırma ve yayınlara katılmıştır. Bakırköy Akıl Hastanesi'nde klinik şefi olarak uzun süre çalışan Dr. Kriton Dinçmen, 1982-1994 yılları arasında Adli Tıp Kurumu Psikiyatri İhtisas Kurulu Başkanlığı görevinde bulunmuş; 1990-1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. 2001 yılına kadar Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Adli Psikiyatri derslerini sürdürmüştür.
Dr. Kriton Dinçmen'in ulusal ve uluslararası tıbbi kongre ve dergilerde yayımlanmış birçok çalışma ve yazısının yanı sıra 'Psikiyatri El Kitabı', 'Psikosomatik Hekimlik', 'Deskriptiv ve Dinamik Psikiyatri', 'Nöroloji El Kitabı', 'Adli Psikiyatri', 'Psikiyatri/Psikosomatik Tıp' isimli kitapları ve 'Existentialist Psikiyatri Üzerine Dört Makale' ile 'Psykhiatria ve Mythos' isimli tıbbî monografileri yayımlanmıştır.
Dr. Dinçmen, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Anabilim Dalı'nca yayımlanmış 'Son Yüz Elli Yıldaki Tıbbi Gelişmeler' adlı eserin Psikiyatri bölümünün Türkiye kısmında adı geçen 5-6 hekimden biri olduğu gibi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'nın son yayımlamış bulunduğu 6 ciltlik 'Adli Tıp' kitabının Adli Psikiyatri bölümünde de Türkiye'de Adli Psikiyatrinin kurucusu olarak tanımlanmaktadır.

Ayrıca, edebiyat ile de ilgilenen Dr. Kriton Dinçmen'in 'Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?', 'Symphonia Kakophonica', 'Hüzünlü İntermezzo', 'Hiçliğe Övgü' isimli öykü kitapları; 'Hiçlikte Randevu' isimli bir romanı; 'Heybeliada'da Tanrı ve Adam' ve 'Utopia'ya Topos Ararken' adlı felsefe yazıları; 'İnsan Dizeleri' ve 'Utopya'ya Çağrı' isimli şiir kitapları bulunmaktadır.
Yunanca, İngilizce ve Fransızca'dan çevirdiği 'Ölüler Bekler', 'Ahilya'nın Nişanlısı', 'Ankaralı Dört Hanım', 'Benzersiz Mevlana', 'Hayat Mezarda', 'Melina'nın yaşam öyküsü' isimli altı roman, 'Sappho'nun Şiirleri' ile Elitis'in 'Övgüler Olsun Sana' isimli şiir kitapları; 'Lokantamızda Prens ve Prensesler Daima Taze ve Bol Masal Sosu ile Sunulur' isimli öykü kitabı ve Halil Cibran'ın 'Deli' isimli felsefi denemeleri yayımlanmıştır.

Ayrıca 'Şehir Düştü', 'Romanos Diogenis', 'Haçlı Seferleri' adlı üç tarihî eser ile Trabzon Bizans İmparatorluğu'nun fethiyle ilgili Fransızca bir romandan alınan bilgilerin eklenmesiyle oluşturulmuş ve İslam-Türk dünyası ile Hıristiyan-Bizans dünyası arasındaki siyasi, sosyal ve askeri ilişkileri irdeleyen çevirileri bir 'Dörtleme' halinde okura sunulmuştur.
Dr. Kriton Dinçmen, Feridun Andaç tarafından hazırlanıp 2000 yılında Can Yayınlarınca yayımlanan 'Edebiyatımızın Yol Haritası' ve 2001 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından hazırlanıp yayımlanan 'Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi' adlı ansiklopedilere kabul edilmiş bulunmaktadır.

1924 yılında Heybeli'de doğan Dr. Kriton Dinçmen 27 Ağustos 2008 günü tedavi gördüğü Kocaeli Üniversitesi'nde hayatını kaybetti. Bedenini anatomi çalışmaları için Cerrahpaşa Üniversitesi'ne bağışladı.

LÜTFİ FİLİZ


1911 yılında Tire'de doğdu.

Sultan Reşat, Sultan Vahdettin dönemlerinden sonra Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilanına kadarki büyük değişimi çocuk gözleriyle gözlemledi.

On üç yaşına kadar devam ettiği okul hayatı, medreselerin kapanmasından sonra sona eren Lütfi Filiz'in okuma aşkı tüm ömrüne yayıldı.

Hayatını kazanmak için elli altı yıl boyunca saatçilik mesleğini sürdürdü.

Otuz dört yaşında iken gönlündeki büyük kaynama ona Osman Dede'yi buldurdu. Bu beraberlik Osman Dede'nin dünya aleminden ayrılmasına kadar beş yıl devam etti.

Daha sonra
Ben kitab-I kainatı hatmetmiş sanırdım sevgilim
Kadd-I mevzunun görüp tekrar eliften başladım
diye hitap ettiği ikinci hocası Kenzi Aziz Şenol ile içindeki ilim ve Allah aşkını yirmi üç yıl boyunca paylaştı.

Aziz Dede'nin dünya hayatına veda etmesinden sonra yıllar boyunca aldığı bu bilgileri yaptığı sohbetlerle talip olanlara nakletti.

Lütfi Filiz, "Fani" ismindeki gizliliğinde
Bakiye ulaşmak dileyen olmalı fani
Fani cana bin can katılır nefh-I Hüda'dan
dedikten sonra gönlünden kaynayan tüm ilham ve sözler için,
Faniya bu sözleri sen değilsin söyleyen
Nutk eden Hakkın dili, dilde tercüman benem
diyerek her şeyi sahibine teslim etmiştir.


Lütfi Filiz, 14 Aralık 2007 günü vefat etti. Cenazesi memleketi olan İzmir Tire'de toprağa verildi.
EVİN İLYASOĞLU

İstanbul'da doğdu.Yedi yaşında Marie Çobangil ile piyano derslerine başladı.1957-1963 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuvarı piyano bölümünde Özen Veziroğlu, Şerif Yüzbaşıoğlu ve Raşit Abet'in öğrencileri oldu. Öğrenciliği boyunca ve konservatuvardan ayrıldıktan sonra da özel olarak Ferdi Ştatzer ile piyano çalışmalarını sürdürdü.

1966 da Arnavutköy Amerikan Kız (Robert) Kolejinden Halide Edip Adıvar Edebiyat Ödülü ile mezun oldu. 1968 yılında, seçici kurul üyelerini Asım Bezirci, Berna Moran ve Mehmet Fuat'ın oluşturduğu Yeni Dergi Eleştiri Yarışmasında, Nazım Hikmet'in şiirini müziksel yönden incelediği Salkımsöğütün Türküsü başlıklı denemesi ile birincilik aldı. 1969 ile 1971 yılları arasında ABD Michigan Devlet Üniversitesinde Müzik Eleştirisi ve Karşılaştırmalı Müzik Tarihi seminerlerine katıldı. 1973 ile 1993 yılları arasında İstanbul Radyosunda açıklamalı Klasik Batı Müziği programları hazırlayıp sundu. Bu haftalık programlardan bazıları, Çağdaş müziğin Öncüleri, Yeni Tını Yeni Müzik, Mitolojiden Müziğe, Müzikte Etkileşim ve Bestecilerimizle Söyleşiler başlıklarını taşır. Çağdaş Müzikte Folklor adlı Radyo programları dizisi ile 1978 yılının Türk Dil Kurumu Radyo ve TV Dil Ödülü Õnü kazandı. 1982 ile 1992 yılları arasında TRT televizyonunda Müzikte Arayışlar, Müzik Söyleşileri, Müzik Dünyamızdan, Dünden Yarına Müzik gibi televizyon dizilerini hazırlayıp sundu. 1997 Habitat II Kapsamında İstanbul'un Müziği sergisini hazırladı.

1968'den bu yana Milliyet Sanat, Soyut, Somut, Türk Dili, Yeni Gündem, Sanat Dünyamız, Söz, Güneş, Cumhuriyet, Skylife, Vizyon, Kapris, Çalıntı, Albüm gibi birçok dergi ve gazetede eleştiri, inceleme ve söyleşi yazıları yer aldı. Halen Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi ve Cumhuriyet gazetesinin sürekli müzik yazarıdır. Prof. Dr. Eyüp İlyasoğlu ile evlidir ve Ekin adında bir kızı vardır

Diğer Kitapları

Yirmibeş Türk Bestecisi - Twentyfive Turkish Composers (Pan Yayıncılık, 1989) Müziğin Kanatlarında Söyleşiler (Pan Yayıncılık,1992) - İlhan Usmanbaş'a Armağan (Sevda Cenap And Vakfı Yayınları, 1994) - Zaman İçinde Müzik-kitaba ekli 10 adet kompakt disk ve kaset örnekleriyle-(Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık 1994, beşinci baskı 1998) - Cemal Reşit Rey Müzikten İbaret Bir Dünyada Gezintiler - kitaba ekli iki kompakt disk-(Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık,1997) - Galatasaraylı Besteciler -kompakt disk ile- (İyi Şeyler/ Müzikotek, 1997) - Necil Kazım Akses Minyatürden Destana Bir Yolculuk - kitaba ekli iki kompakt disk-(Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 1998) - Çağdaş Türk Bestecileri - Contemporary Turkish Composers (Pan Yayıncılık, 1998) Zehranın Öyküsü
Soprano Zehra Yıldız'ın biyografisi (BoyutYayıncılık-1998),
İlhan Usmanbaş - Olumsuz Deniz Taşlarıydı kitaba ekli iki kompakt disk - (Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 2000)

Basında Evin İlyasoğlu

Ulaşılması her açıdan zor olan bir müziğin gazeteciliğini yapmak, konuyu incelemek, kitapları yayımlamak da bir o kadar zor olsa gerek. Evin İlyasoğlu, bu konuda gerçek bir misyoner.Konuyu müthiş bir titizlikle incelediği gibi, inanılmaz bir çalışkanlıkla sık sayılabilecek aralıklarla eserler yayımlıyor. Metin Solmaz, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki. (8/10/1998)

İlyasoğlu'nun kitapları, cumhuriyet döneminde müzikte yapmaya çalıştığımız kalkınmanın aşamalarını ve yetiştirdiğimiz sanatçıları gün ışığına çıkarmaktadır... Önder Kütahyalı, Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki. (8/10/1998)

Evin İlyasoğlu, bestecilerin sadece müzik dünyalarıyla ilgilenmiyor, onları toplum içinde herhangi bir kültür savaşçısı olarak görüyor.Yeşim Nur, Yeni Yüzyıl Gazetesi (7/10/1998)

EROL ÖRTER


1938 yılı 18 Haziran'ında Kasımpaşa'da doğdu. Babası Osmanlı sarayının yorgancıbaşısı Mustafa'nın oğlu Ahmet Kemal, annesi Sisam Rumlarından Maria'dır.

İlkokulu Parmakkapı 29. İlkokul'da bitirdi. Yüksekkaldırım Beyoğlu Ortakokulu' na bir sene devam edip bıraktı. İlkokuldan itibaren her yaz çeşitli işlerde çalıştı. Bu arada tüm klasikleri okudu. Ortaokulu bıraktıktan sonra babasının Yüksekkaldırım'daki döşemeci dükkânında çalışmaya başladı. 16 yaşındayken babası tersaneye ustabaşı olarak girdiğinde, o da aynı işe girmek üzere yaşını 18 olarak büyüttü. 20 yaşında (1956) askere gitti. Asker dönüşü evlendi.

1961'de oğlu Kemalettin Cem, 1969'da kızı Bizden dünyaya geldi.

1962'de lotaryada kazandığı buzukiyi çalmayı öğrendi. 6 ay sonra ilk orkestrasını kurup Burgaz Ada Paradisos gazinosunda çalışmaya başladı.

Müzik hayatını sırası ile La Bohem, Tünel Şato, Şişli Portofino, Hristaki Taverna, Club Onay, Arnavutköy Rema, Arnavutköy Çamlıbahçe, Bebek Yıldız Gazinosu, Bebek Belediye Gazinosu, Ortaköy Lido, Club X , Ankara Altan Kulüp, İzmir Büyük Efes Meyhanesi, İzmir Mehmet Ali Restoran, İzmir Bergama Restoran, İzmir Karşıyaka Ergun Özer'in Yeri'nde sürdürdü.

1974'te İstanbul'a döndü. Büyükdere'de Reks ve Büyükdere Restoran'da çalıştıktan sonra, yine Büyükdere'de tarihi Mardiros Gazinosu'nu açarak kendi işini kurdu. Buzuki Erol'un Yeri olarak açılan bu büyük tavernada yedi kişilik bir orkestra kurarak İstanbul'da ilk defa düzenli bir rembetiko grubu oluşturdu.

Aynı yıl Kıbrıs olayları sebebi ile tavernasını kapatıp çalışmak üzere Yunanistan'a gitti, fakat çalışma izni alamadı. Gizli gizli Kosta ismini kullanarak Atina-Selanik, Kos Adası, Samos, Sparti Evesa, Kozani, Larissa gibi yerlerde çalıştıktan sonra yaptığı bir anlaşma ile İngiltere Oxford'a gitti. Daha sonra Reading ve Birmingham gibi yerlerde dört buçuk yıl kadar çalıştı.

1979'da tekrar Atina'ya döndü. Yine bir sözleşme ile İsrail Hayfa'ya gitti. 1984 yılına kadar burada çalıştı. Tekrar Atina'ya dönüp Almanya'nın Köln, Leverkusen ve Nürnberg şehirlerine küçük anlaşmalarla gitti. 1985'te İstanbul'a döndü. Kısa bir süre tekrar İstanbul tavernalarında şovlara çıktı, daha sonraları 5 Nisan kararlarına kadar İzmir, Çeşme, Bodrum, Erdek, Marmaris gibi yerlerde çalıştıktan sonra Kınalıada'daki baba evine çekildi.

İlk kırkbeşlik plaklarını 1965 yılında Odeon şirketine, 1966'da Grafson, 67'de Aras, 68'de Disko şirketlerine yaptı. 6 Mayıs 2007 tarihinde hayatını kaybeden Erol Örter Kınalıada'da toprağa verildi.

ERTUĞRUL OĞUZ FIRAT


1923'te Malatya'da doğdu. Yaşamı boyunca sanatın tüm dallarıyla ilgilendi. İlk müzik çalışmalarını annesinin yirminci yaşgünü nedeniyle aldığı piyano aracılığıyla gerçekleştirdi.

1943 - 44'te beste çalışmalarına başladı. Karl Berger'den armoni dersleri aldı. Ankara'daki askerliği sırasında tanıştığı İlhan Usmanbaş'la yarattığı düşün alışverişi yardımıyla müzik alanındaki çalışmalarını derinleştirdi. 1960'ta annesinin kaybı üzerine resim çalışmalarına başladı. 1964' te Türk Dil Kurumu üyeliğine alındı. Müzik ve resim çalışmalarını bir arada yürüten sanatçı, ilk resim sergisini 1970' te Almanya'nın Wuppertal kentinde açtı. Besteleri yerli ve yabancı müzik topluluklarınca seslendirilen sanatçının, müzik ve sanatla ilgili yazıları ve şiirleri eleştirileri "Küçük Dergi", "Türk Dili", "Yücel", "Eflatun", "Güney", "Filarmoni", "Opus", "Ankara Sanat", "Oluşum" gibi dergilerde yayınlandı.

İlk yapıtı, 1943-1995 yıllarında yazmış olduğu öyküler toplamı "Karmakarışık Öyküler Kitabı" başlıklı olup şiirlerini ve öykülerini bir araya toplayan antolojik eseri " Seviçıra" yayınlanan ikinci kitabıdır.

FEHMİ AKGÜN


1936 yılında Gelibolu'da doğan Fehmi Akgün, Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okudu. 1948 yılından başlayarak müzik dersleri aldı. Nota, solfej, armoni ve akordeon çalmasını öğrendi. Kurduğu bir toplulukla Üniversite konserlerinde, İstanbul Radyosu'nda ve Teknik Üniversite Televizyonu'nda çaldı. Daha sonraları dinleyici ve araştırıcı olarak bütün müzik ilgisini Arjantin Tangoları'na yöneltti ve yazar olarak ilk çalışmaları 1958 yılında Müzik Ekspres Dergisi'nde yayınlandı. İspanyol Kültür Merkezi'ndeki 5 yıllık bir dil eğitiminden sonra tango üzerine yaptığı konferans ve söyleşilerle, özellikle TRT Radyo 3'de hazırlayıp sunduğu ve 11 yıldır süregelen "Açıklamalı Tango" programlarıyla tanındı. 1980 yılında "Lectorado Espanol"de tango üzerine İspanyolca bir konferans verdi.

Bunu, BİLSAK söyleşileri, ENKA gösterileri, Kadıköy Kültür Merkezi konferansları, gazete ve dergilerde yayınlanan yazıları, Radyo ve TV röportajları izler. 1985 yılında Ankara İspanya Büyükelçiliği tarafından hazırlanan "Presencia y Perspectivas de la Cultura Hispanica en Turquia" adlı toplantıya bir çalışma ile katıldı.

Türkiye'de 1988 "Tango Sevenler" ve 1990 "Tango Dostları" adlı derneklerin kurucu üyelerinden olan Fehmi Akgün, 1989 yılında Arjantin'de "GARDELİANO" Tango Derneği'ne ve 1991 yılında ise "Arjantin Ulusal Tango Akademisi"ne onur üyesi olarak seçilmiştir. 1992 Mart ayında Arjantin Ankara Büyükelçiliğince "Fahri Kültür Ataşesi" olarak ödüllendirilmiştir.

FIRAT KIZILTUĞ

1 Nisan 1935'te Bayburt'ta doğdu. 1957 yılında Trabzon Öğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra yurdun çeşitli yerlerinde lkokul öğretmenliği ve fotoğrafçılık yaptı. Müzik bilgilerini İstanbul Belediye Konservatuvarı ve İleri Türk Müziği Konservatuvarı’nda ilerletti. Viyolonsel, solfej ve usül dersleri aldı. 1956-1966 yılları arasında İleri Türk Müziği Konservatuvarı Derneği'nde viyolonsel çaldı, hocalık ve genel sekreterlıik görevlerinde bulundu. İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nda 1976'dan beri viyolonsel çalmaktadır. 1983 yılından beri şair olarak Türk Edebiyat Dergisi yazı kadrosunda bulunan Fırat Kızıltuğ, Türk Edebiyatı Vakfı'nca düzenlenen Necip Fazıl Senaryo Yarışmasında jüri özel ödülünü aldı. Yazdığı şiirlerini "Bir Dane, Bir Dane", "Bayburt Şikesteleri", "Oğuz Destanı", "Mavi Karanlık", "Kitab-ı Yave" ve "Dildeste" adlarını taşıyan altı kitapta topladı.

GÜLÇİN TELCİ

Gazetecilik hayatına 1981 yılında Dünya Gazetesinde başladı. Sekiz yıl burada ekonomi yazıları yazdı. Daha sonraTempo Dergisinde kulis haberleri yazmaya başladı. Ardından bir süre de Milliyette yazılar yazan Gülçin Telci, 1999 yılındaki ölümüne kadar Hürriyet Gazetesinde Ben Gülçin adlı köşede yazılarını yazmaya devam etti.

Yazarlarımız

ABDÜLEZİZ ŞENOL

Abdülaziz Şenol, Tarsus'ta 15 Ağustos 1895 tarihinde dünyaya geldi. Babası Kâmil Efendi Tarsus'ta tanınmış bir hekim, annesi Hatice (Hasibe) Hanım memleket eşrafından varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Asıl adı Abdülaziz Sami'dir. Sonraları kısaca Aziz ismiyle tanınmıştır. Baba tarafından ataları Karaman'dan gelerek Tarsus'a yerleşmişlerdir. Büyükbabası da hekim olduğundan aile lakapları Hekimzâdeler olmakla beraber, soyadı kanununda "Şenol" soyadını seçmiştir.

Tarsus'ta sırasıyla devam ettiği iptidai ve rüştiye mekteplerini bitirince, baba mesleğini seçmeyi çok arzulamış ve bu isteğini anlayışla karşılayan aile büyüklerinin de onayıyla İstanbul'a Mektebi-i Tıbbiye'ye gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Fakat daha sonra, o zaman padişaha karşı siyasi hareketlere mihrak olan bu yüksek mektepte tahsilinden doğabilecek tehlikeleri düşünen anneannesi torununu korumak düşüncesiyle İstanbul'a göndermekten vazgeçince, tahsil hayatı sona ermiş oldu.

Abdülaziz Şenol, henüz on yedi yaşlarındayken tarikat hayatına girmiştir. Önce Şeyh Diyarbekirlizâde Ali Efendi'nin Rüfaî tekkesine ve bilahare Kadirî şeyhi Mısrî Abdüsselâm Efendi'nin tekkesine müdâvim olarak, tarikat usul ve erkânını öğrenmiş, zikir ve ayinlere katılmıştır. Develizâde Hafız Halil Efendi'den çok etkilenmiştir. O sıralarda on sekiz yaşlarında olan Abdülaziz, 1912 yılında, etkisinde kaldığı bu yüce zatın bir ihvan evindeki meclisine gidip huzura alınmış, heyecanını hayat boyunca muhafaza ettiği, benliğini kuvvetle sarsan fevkalade olaylarla dolu olarak, evlatlığa alınmıştır.

Abdülaziz, ekmel mürşidinin irtihaline kadar, yaklaşık yirmi bir yıl süreyle bu zatın taht-ı irşadında bulundu. Memuriyet, askerlik gibi maddi hayat meşgaleleri ve onlardan doğan ayrılıklar, onun manevi bağını hiçbir suretle etkilemedi. Mersin Adliyesinde zabıt kâtipliğine tayini nedeniyle ailece Mersin'e göç etmişler, bir süre sonra patlayan Birinci Dünya Savaşı üzerine de askere alınmıştır. Savaşta, Kafkas ve Sina cephelerinde bulunmuştur.

Askerlik hayatı, başından geçen pek çok maceralarla doludur. Harbin sonunda, yararlılığı sebebiyle verilen harp madalyası ile Mersin'e dönmüş ve memuriyet hayatına devam etmiştir. Altı yıl kadar, önce Mersin postanesinde, sonra Mersin Gümrük Rüsumat Başmüdürlüğü'nde çalıştıktan sonra istifa ederek memuriyetten ayrılmıştır.

Abdülaziz Şenol için, harpten sonraki bu devir, sülûk seyrinin en hararetli, ruhaniyetinin en coşkun devresi olmuştur. Sülûkun harareti ve cezbesi içinde hac vazifesini yerine getirmek üzere mürşidinden izin alarak, parasız, perişan bir gezgin derviş kılığında, yaya olarak bir seyahate çıktı. Şam'a kadar sürdürebildiği bu seyahati, baştanbaşa maddi ve manevi olaylarla doludur.

Seyahatten dönüşünden bir süre sonra şakirdindeki terakki ve inkişafı yakın bir takiple değerlendiren mürşidinin emriyle Mersin'deki ihvan topluluğuna riyaset ederek, onların teslik ve idaresiyle görevlendirildiler. Bu arada, 1924 yılında Girit muhacirlerinden Saadet Hanım'la evlenmiştir. Böylece, eşinin vefatına kadar kırk altı yıl süren bu mutlu evlilikten, ikisi erkek ve ikisi kız olarak dört çocukları dünyaya gelmiştir. 1926 yılında Adana'ya taşınınca yine mürşidinin emri üzerine, bu defa da orada mevcut büyük ihvan topluluğunun başında aynı görevi yerine getirdi. Adana'da serbest hayata atılarak bir mağaza açmış, ithalatçılık ve mümessillik yaparak, ticaretle meşgul olmuştur. Develioğlu Hafız Halil Efendi'nin, 1933 yılında Tarsus'un Namrun yaylasında vefatından sonra çok müteessir oldu ve dört ay süreyle evine kapanıp dışarı hiç çıkmadı ve kimseyle görüşmedi. Dört ay süren bu itikaf devresinden sonra da artık burada duramayacağını anladı ve Trabzon'la başlayan ve İzmir'le biten bir yolculuğa çıktı. 1935 yılında İzmir'e yerleşince, vakti çeşitli işler ve uğraşlarla geçmiştir. Sonraları 1960 yılına kadar, çarşı içinde, Başdurak mevkiinde açtıkları küçük bir dükkânda, elbise ve şapka temizleyiciliği yapmış ve Şapkacı Aziz Efendi namıyla tanınmışlardır.

Israrlar üzerine, bir madeni eşya imalathanesinde, ortak sıfatıyla girip çalışmaya başlayınca, 1960 yılında mezkur dükkânı kapatmıştır. Burasını tahliye ederken maalesef bazı şiirleri kaybolmuştur. Altı yıl kadar bu işle meşgul olduktan sonra 1967 yılından itibaren, yine ısrarlı davetler üzerine girdikleri bir inşaat müteahhitliğinde aynı göreve devam etti. Çalışma hayatına nihayet 1973 yılında son vererek evine çekildi. 1970 yılı sonlarında ilk eşinin vefatından iki yıl sonra Canan Hanım'la evlendi. Karşıyaka'daki evlerinden Hatay'a (İzmir) taşınarak, ömürlerinin sonuna kadar, köşelerinde, muhterem eşi ve hiç eksilmeyen ziyaretçileri arasında huzur ve sükun içinde sürdürdü. Abdülaziz Şenol Kenzî, 8 Mart 1981 yılında vefat etti.

ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI

Asıl adı MUSTAFA İZZET BAKİ (d. 12 Ocak 1900, İstanbul -ö. 25 Ağustos 1982, İstanbul), tasavvuf, tarikatlar, divan edebiyatı ve İran edebiyatı üzerine yapıtlarıyla ünlü edebiyat tarihçisi.

Mevlevi tarikatı üyelerinden gazeteci Ahmed Agâh Efendi'nin oğluydu. Babasının ölümü üzerine Gelenbevi İdadisi'nin son sınıfından ayrılmak zorunda kaldı, bir süre kitapçılık ve ilkokul öğretmenliği yaptı. 1927'de Erkek Muallim Mektebi'ni, 1930'da İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. Konya, Kayseri, Balıkesir ve Kastamonu liseleri ile İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde edebiyat dersleri verdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde metinler şerhi okuttu. Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde İslam-Türk tasavvuf tarihi ve edebiyatı okuturken (1945) Türk Ceza Kanunu'nun 141. maddesine aykırı davrandığı gerekçesiyle tutuklandı, 10 ay hapis yattıktan sonra aklandı. 1949'da kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Gölpınarlı, Türkiyat Mecmuası, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası ve Şarkiyat Mecmuası gibi yayın organlarında edebiyat tarihi ve fütüvvetle ilgili çok sayıda makale yayımladı, Türk Ansiklopedisi ile İslam Ansiklopedisi'ne çeşitli maddeler yazdı. Melâmilik ve Melâmiler (1931) ve Kaygusuz-Vizeli Alâeddin'den (1933) sonra, 1936'da doktora tezi olarak hazırladığı Yunus Emre, Hayatı, Sanatı, Şiirleri'ni (6. bas. 1986) yayımladı. Onu Yunus Emre ile Âşık Paşa ve Yunus'un Batıniliği (1941) ve Pir Sultan Abdal (1943; P. N. Boratav ile birlikte) izledi. Gölpınarlı, Celaleddin Rumi'nin (Mevlânâ) Mesnevi'sini (1941-46, 6 cilt) Türkçeye çevirdi. Yunus Emre Divanı'nı (1943, 2 cilt) yayıma hazırladı.

Gölpınarlı'nun 1945'te yayımladığı Divan Edebiyatı Beyanındadır'da yer alan edebiyat eleştirisi tartışmalara yol açtı. Kitabın savına göre divan edebiyatı İran edebiyatının kötü bir taklidiydi; toplum sorunlarıyla ilgilenmiyor, insanları uyuşukluk ve tembelliğe iterek hayalcilik ve kadere boyun eğmeye özendiriyordu. Sonraları divan şiirine daha yumuşak bir tutumla yaklaşan Gölpınarlı Fuzuli Divanı (1948), Nedim Divanı (1951) gibi yapıtları yayıma hazırladı.

Gölpınarlı, Mevlânâ Celaleddin (1951), Mevlânâ'dan sonra Mevlevilik (1953), Mevlevi Âdap ve Erkânı (1963) ve Mesnevi Şerhi'nde (1973, 6 cilt) Mevleviliğin dünya görüşünü işleyerek yorumladı. Tasavvuf, tasavvuf edebiyatı, mezhepler ve tarikatlar konusunda da Menâkıb-ı Hacı Bektaş-ı Veli (1958), Alevî, Bektaşî Nefesleri (1963), 100 Soruda Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar (1969), 100 Soruda Tasavvuf (1969), Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi (1972), Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri (1977) gibi geniş kapsamlı çalışmalar yayımladı. Öbür yapıtları arasında Şeyh Galip, Hayatı, Sanatı, Şiirleri (1953), Nailî-i Kadim, Hayatı, Sanatı, Şiirleri (1953) Kaygusuz Abdal-Hayatı-Kul Himmet (1953), Nesimî-Usulî-Ruhî (1953), Divan Şiiri (1954-55, 4 kitap), Oniki İmam (1958), Nasreddin Hoca (1961), Yunus Emre ve Tasavvuf (1961), Yunus Emre, Risâlat al-Nushiyye ve Divan (1965), Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin (1966), Hz. Muhammed ve İslam (1969), Şeyh Galip, Seçmeler (1971), Hurufilik Metinleri Katalogu (1973), Hayyam ve Rubaileri (1973), Müminlerin Emiri Hz. Ali (1978), Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik (1979) sayılabilir. Gölpınarlı'nın ayrıca bir Kuran çevirisi (Kuran-ı Kerim ve Meali, 1955) vardır.

AHMET DOĞAN ÖZEKE


Neyzen Doğan Özeke, Arnavutluk Göçmeni bir ailenin en küçük çocuğu olarak İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdi. Yıllarca çeşitli işlerde çalıştı. (Kendi deyimiyle) Milliyet Gazetesinde foto muhabirliği, spor muhabirliği ve Tekel'de memurluk etti. Taksim Elmadağ'da garaj işletti. Bir süre 'Şoför' isimli bir gazete çıkardı. Merakını tatmin etmek için Türkoloji tahsil etti. Neyzen Gavsi Baykara'dan ney ve kendi kendisine tanbur ve ud çalmayı öğrendi. Klasik tekke tavrı ney üfleyebilen azsayıdaki neyzenden birisiydi. Ayrıca çok sayıda şiir yazdı. Kimseye göstermediği ve tamamlanmamış bir roman denemesi (El Yumruğu) mevcuttur. Karagöz, ortaoyununu inceledi ve öğrendi. İcazeti olmayan bir hattat idi. Emekli olduktan sonra İstanbul'u terketti. İki yıl Bursa'da kaldı. Daha sonra Muğla'ya yerleşti. 1998'de bu dünyadan ayrıldı.

AHMET GÜRSOY

Sinop'ta doğan Ahmet Gürsoy, ortaokul ve liseyi Ankara'da bitirdikten sonra 1946 yılında İ.T.Ü. İnşaat Mühendisliği Fakültesi'ne başlamıştır.
Karl Terzaghi'nin 1915-1925 yılları arasında İTÜ'de kurduğu zemin mekaniği bölümü laboratuvarının 4. jenerasyon öğrencisidir.
1950 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu ile karşılaşması, Gürsoy'un New York'a gitmeye karar vermesine neden oldu. Bundan sonra sanat ve mühendislik Ahmet Gürsoy'un hayatında iç içe oldu.
1956 Ağustos'unda New York'a ressam olmak üzere geldiğinde ilk iş olarak Art Students League'e kaydoldu. Art Students League'in özelliği kişilerin kabiliyetleri ve istekleri doğrultusunda eğitim vermesi ve herhangi bir sınırlama ve dayatma olmaksızın sanatçı yetiştirmesiydi.
27 yaşında Amerika'nın en köklü şirketlerinden Parsons-Brinckerhoff'ta çalışmaya başladı. Burada çalıştığı 45 sene içerisinde tünel inşaatından atom artıklarının zararsız hale getirilmesine kadar bir çok projede yer aldı. Nobel Ödüllü fizikçilerle çalıştı.
80'ler ve 90'lar boyunca küreselleşme nedeniyle Venezuella, Danimarka, Norveç, İsveç, İtalya ve İspanya'da çalıştı.
Gürsoy'un Türkiye ile olan yakın bağları sadece tarihi ve politik yönlerle sınırlı kalmamış, halen devam etmekte olan İstanbul Metrosu inşaatı ve Boğaz'dan geçecek tüp tünel projelerinin 1985-1988 arası Parsons-Brinckerhoff tarafından tamamlanmasında katkıları bulunmuştur.
Ayrıca Ahmet Gürsoy, 2000 yılında, Bülent Arel ve İlhan Mimaroğlu'nun tüm bestelerinin bulunduğu koleksiyonun İstanbul'a getirilmesini sağladı.

AHMET İNAM


Ahmet İnam, 1947 yılında Sandıklı’da doğmuştur. 1989 yılından bu yana ODTÜ Felsefe Bölümü’nde profesördür. Mantık, bilim felsefesi, kümeler kuramı, endüktif ve model mantık, dil felsefesi, tarih felsefesi, ahlak, estetik, iletişim felsefesi alanlarında dersler vermiş, tez çalışmaları yaptırmıştır. 1994’ten bu yana Gönül Felsefesi adını verdiği bir arayışın içindedir. Çeviri ve telif 10’dan fazla kitabı, 300’e yakın yayımlanmış makalesi vardır.

AYHAN ZEREN


Ayhan Zeren (Tokat, 1929) Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nden kimya yüksek mühendisi olarak mezun olmuştur. 24 yıl A. Ü. Fen Fakültesi, 2 yıl Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi'nde çalıştıktan sonra 1985 yılında Selçuk Üniversitesi'ne geçmiştir. Fizikokimya profesörü olarak Eğitim Fakültesi Kimya Bölüm Başkanlığı yapan Zeren, 1991 - 1996 yılları arasında vekaleten Müzik Eğitimi Bölüm Başkanlığı da yapmış, Kasım 1996'da emekli olmuştur.

Müzikle lise öğrenimi sırasında ilgilenmeye başlayan ve tanbur çalan Zeren, Musiki Mecmuası'ndan çok etkilenmiştir. Müzikle ilgili ilk bilimsel araştırması da aynı dergide yayınlanmıştır. Kimya konulu akademik çalışmalarının yanı sıra müzikle ilgili birçok kuramsal araştırma yapmış, bildiri, makale ve kitapları yayınlanmıştır.

Müzikle ilgili öğretim faaliyetlerine 1974 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü'nde dersler vererek başlayan Ayhan Zeren, 1985'ten itibaren iki yıl Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü'nde, 1987'den sonra da Selçuk Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü'nde çeşitli lisans ve lisansüstü dersleri vermiş, lisansüstü çalışmalar yönetmiştir.

BERNA TUNÇER

BİRSEN ALTINER

BURAK ACAR


BÜLENT AKSOY

1974'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin İngiliz Filolojisi Bölümü'nü bitirdi. Aynı fakültenin Sanat Tarihi Bölümü'nde doktora yaptı. 1970'lerde sanat ve edebiyat kuramı konularında çeviriler yayımladı. 1980'lerde Türk musıkisi araştırmacılığına yöneldi. Türk musıkisinin tarihiyle ilgili araştırma, inceleme yazıları yazdı; çeşitli ansiklopedilerde musıki yazarı ve editörü olarak görev aldı. Bêla Bartok'un Türk halk musıkisinin yapısıyla ilgili araştırmasını Türkçe'ye kazandırdı. XIX. yüzyıl bestecilerinden Rifat Bey'in yakın bir geçmişe kadar kayıp gözüyle bakılan Ferahnak Mevlevî Ayini'ni Sermüezzin Rifat Bey'in Ferahnak Mevlevi Ayini adıyla kitap olarak yayımladı.

Bülent Aksoy, Boğaziçi Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü'nde öğretim görevlisidir.

CEM BEHAR

Prof. Dr. Cem Behar 1946 yılında İstanbul'da doğdu. Yüksek öğrenimini Paris'te tamamladı. Müzik çalışmalarına Fikret Bertuğ ile başladı. Daha sonra Emin Ongan ve Niyazi Sayın ile çalıştı. Klasik Türk Müziğine ilişkin çeşitli gazete ve dergilerde makaleleri yayımlandı. Klasik Türk Müziği Üzerine Denemeler (Bağlam Yayınları, 1987), 18. Yüzyılda Türk Müziği (Pan Yayıncılık, 1987) ve Ali Ufkî ve Mezmurlar (Pan Yayıncılık, 1990) adlı üç kitabı yayımlandı. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesidir.

CEM ÖCEK

1970'de İzmir'de doğdu. 1992'de Ege Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümünden mezun oldu. İzmir'de yaşıyor. 1990 yılından bu yana elektrogitar yapımıyla uğraşmakta. Elektrogitarın, elektrogitar efektlerinin, amplifikatörlerin yapısı ve yapım yöntemleri ile ilgili araştırmalar yapıyor. Elektrogitarın ve elektrogitar müziğinin popüler müzikte yarattığı değişimler ve atonal müzik üzerine Çalıntı dergisinde inceleme yazıları yayınlandı. Özellikle mekaniğe olan merakı nedeniyle "mekanik müzik"le de ilgilenmektedir.

CEVAD MEMDUH ALTAR (1902-1995)

Cumhuriyetin kurulmasından önce yurtdışında öğrenim görmeye giderek 1922-1927 yıllarında Almanya'da Leipzig Konservatuvarı'nda keman ve viyola öğrenimini tamamladı; yurda döndükten sonra da Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü'nü bitirdi.
1927 yılında Ankara'da Musıki Muallim Mektebi'nde teori öğremeni olarak göreve başladı. 1932'den itibaren Gazi Eğitim Enstitüsü'nde sanat ve müzik tarihi öğretmenliği yaptı. 1960 yılından başlayarak emekli olduğu 1967'ye kadar da Ankara Devlet Konservatuvarı'nda sanat tarihi, opera tarihi ve estetik dersleri verdi. 1983-1992 yılları arasında ise, Bakanlar Kurulu kararıyla, IstanbulÕda Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda yüksek lisans düzeyinde sanat felsefesi ve müzik estetiği konularında ders verdi ve 1988'de aynı üniversite tarafından kendisine "fahri profesörlük" unvanı verildi.
Cevad Memduh Altar, uluslararası kongrelerde ve toplantılarda müzik ve sanatla ilgili çeşitli konularda çok sayıda konferanslar verdi, bildiriler sundu; bunların birçoğu yurtdışında yayımlandı. Uluslararası ve ulusal kongreler, sempozyumlar, seminerlerde ve ulusal müzik kurultayında görev aldı. 1930-1994 yılları arasında kültür ağırlıklı konularda gazete ve dergilerde pek çok makaleler yazdı, ayrıca çeşitli çeviriler yaptı.
Sanat tarihçisi ve müzikolog kimliğiyle 1927'den itibaren Atatürk'ün direktifleri altında Türkiye'deki sanat kurumlarının kuruluş çalışmalarına etkin bir biçimde katılarak, ülkenin kültür hayatına uzun yıllar hizmet etmiş olan Cevad Memduh Altar, ayrıca önemli bir araştırmacı olarak Venedik, Viyana, Berlin, Varşova gibi devlet arşivlerinde Türk kültürüyle ilgili incelemelerde bulundu.
Cevad Memduh Altar'ın yayımlanmış başlıca eserleri şunlardır: Goethe, Musiki Hayatı (1932), Goethe ve Sanatı (1944), Georges Bizet ve Carmen Operası (1948), Sanat Yolculukları (1953), Ludwig Van Beethoven (1953), Opera Tarihi, 4 Cilt (I. ve II. ciltler: 1970, 1975; 4 cilt birden: 1981-1982, 1989), Onbeşinci Yüzyıldan Bu Yana Türk ve Batı Kültürlerinin Karşılıklı Etkileme Güçleri Üstünde Bir İnceleme (1981), Paul Hindemith ile Karşılaşmam (1984), Sanat Felsefesi (1996).
Bazı ulusal ve uluslararası kültür kurumlarında üyelikleri de bulunan Cevad Memduh Altar, kültür alanındaki hizmetlerinden dolayı çeşitli nişan ve madalyalara da layık görüldü.

CEMAL TUKİN (1907-1977)

Cemal Tukin Üsküp'de doğmuştur. Lisans öğrenimi ile doktora çalışmasını Almanya'da Hamburg Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Türkiye'ye döndüğü 1938 yılından 1943'ekadar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde öğretim üyesi, 1943'den ölümüne kadar da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde Yakınçağ Tarihi Kürsüsü başkanı ve öğretim üyesi olarak çalışmış, ayrıca uzun yıllar Türk Tarih Kurumu'nun asbaşkanlığı görevini yürütmüştür. Prof. Tukin'in Boğazlar Meselesi adlı kitabı ile çeşitli tarih dergilerinde çıkan inceleme ve makaleleri dışında, 1936'da Hamburg'da Hans Christians Druckerei und Verlag yayınevince basılan Die Politischen Beziehungen Zwischen Österreich-Ungarn und Bulgarien von 1908 bis zum Bukarester Frieden (1908 Bükreş Antlaşmasına kadar Avusturya-Macaristan ile Bulgaristan Arasındaki İlişkiler) adlı bir kitabı daha vardır.

CÜNEYT SERMET


Cüneyt Sermet, Türkiye'de cazın kilometre taşlarının dikilmeye başlandığı yerdeki, ağır bir-iki taştan biridir. Doğumu, aşağı yukarı Duke Ellington Orkestrası'nın kuruluşu ile aynı yıla rastladığı için, "Ben cazla aynı yaştayım" diyor. Babası Tahsin Sermet, Cumhuriyet döneminin ilk mimarlarından, Ankara'da bakanlık binalarının bir kısmı, Kız Teknik Öğretim Enstitüsü, İzmir Milli Kütüphanesi ve Elhamra Sineması hep onun elinden çıkmış. Oğlunu zaten tanımayan kalmadı. Monako Konservatuvarı Öğretim Üyesi ünlü piyanistimiz Hüseyin Sermet. Cüneyt Sermet sapasağlam bir köprüdür bu iki kuşak arasında.

Cazla Robert Kolej'de okuduğu yıllarda lambalı radyolar vasıtasıyla tanışan Cüneyt Sermet konservatuvara da gitmekle beraber daha ziyade kendi kendini yetiştirmek ve bir "autodidact" olmakla övünmektedir. 1945-52 arası kurduğu küçük gruplar ve büyük orkestra ile Türkiye'de modern caz müziğinin temellerini atan ve pek çok müzisyen yetiştiren Cüneyt Sermet, 1954'de evlenince çok sevdiği kontrbasını bir kenara bırakarak kendini hocalığa ve müzik tenkitçiliğine vermiştir.

1943 yılında Amerika'daki ünlü "Metronome" dergisine yazdığı yazılarla Shelly Manne ve Ed Safranski gibi müzisyenlerin tanınmasını sağlayan ve 1947 yılında Jimmie Lunceford Orkestrası'na bir nevi danışmanlık yapan Cüneyt Sermet, 1959'dan itibaren Boston'daki ünlü Berklee Konservatuvarı'nın da Türkiye temsilcisi olarak bazı Türk müzisyenlerinin orada okumasına yardımcı olmuştur.

1950'lerin ortasından itibaren başta "Milliyet" olmak üzere pek çok gazetede devamlı yazıları çıkmış ve seminerler düzenlemiş olan Cüneyt Sermet, 1965'de Ankara Radyosu caz kısmı şefi olarak ilgiyle izlenen ve ders mahiyetinde olan caz programları yapmıştır. 1968'de Paris'e yerleşmesine rağmen, 1976 yılına kadar Ankara Radyosu'na yine adeta ders mahiyetinde caz ve klasik müzik programları yollamaya devam etmiştir.

HEVES XIX

heves Şiir Eleştiri’nin 19. sayısında, Veysi Erdoğan, Birhan Keskin şiirini incelediği, kitap bütünlüğü taşıyan dosyası için Birhan Keskin’le bir söyleşi yaptı. Utku Özmakas “İnatçı Sağırlık’a Karşı” başlıklı yazısında Akif Kurtuluş şiirinin etik ve politik kodlarını çözümlüyor. Akın Terzi, Christian Bök’ün, yazar ve bilgisayar programcısı William Chamberlain ile Thomas Etter’in birlikte hazırladığı RACTER adlı şiir programı hakkındaki yazısını heves okurları için çevirdi. İlham, yaratıcılık, biçim, biçem, şairin dehası gibi kavramların bazı durumlarda nasıl konvansiyonel hale geldiğini, bir bilgisayar programının yer yer ortalama şiirden daha nitelikli şiirler yazmasıyla temellendirmeye çalışan bu ilginç çalışmayı heves sayfalarında.

heves’e şiirleriyle katılan şairler: Necmi Zekâ, Ergin Yıldızoğlu, Burak Acar, Nicanor Parra, Salih Ecer, Cem Uzungüneş, Ali Özgür Özkarcı, Emrah Altınok, Ali K. Metin, Mehmet Davut Özdal ve bay RACTER.

HEVES XVIII

102 sayfa, 5,00 TL
Hazırlayanlar: Ali Özgür Özkarcı, Mehmet Öztek, Ömer Şişman

heves Şiir-Eleştiri dergisinin 18. sayısı kitabevlerinde.
Osman Konuk’un Küllük serisi bu sayıda keskin izlenimleri ve yeni yayınlar üzerine değinileriyle devam ediyor. Bu sayıda, bir süredir ara verilen “Bellek” köşesinin esrarengiz bir konuğu var: Franko Buskas. Ocak 2007’den beri yayımladığı fanzini Gak’tan seçilen şiirler heves sayfalarında. Toplu Şiirler’i yayımlanan Ahmet Güntan ile Ömer Şişman’ın gerçekleştirdiği söyleşi, son zamanlarda karşılaşmaya alıştığımız söyleşilerin uzağında, Ahmet Güntan’ın yapıtlarından Türk şiirine, 70’lerden 2000’lere uzanan kapsamlı bir sohbet. Ahmet Güntan’ın 1979’da Küçücük dergisinde yayımlanan, kitaplarına girmemiş “Kimileri Ahmet Güntan’ı sever” şiiri de söyleşi içersinde yer alıyor. Bu sayının son yazısı Onur Kuzgun’dan. Kuzgun, “Türkiye’nin Adresi Üzerine” isimli yazısında gramer odaklı bir yaklaşımla Metin Eloğlu şiiri üzerine düşünüyor.

heves XVIII’de şiirleriyle yer alan isimler: Osman Konuk, Birhan Keskin, Ergin Yıldızoğlu, Ali Özgür Özkarcı, Biricik E. Doğan, Fahri Güllüoğlu, Franko Buskas, Gün A. Utkan, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Hayriye Ünal, Sadık Yaşar, Şakir Özüdoğru, Yavuz Altınışık.

HEVES XVII

80 sayfa, 5,00 TL
Hazırlayanlar: Ali Özgür Özkarcı, Mehmet Öztek, Ömer Şişman

heves Şiir-Eleştiri dergisinin 17. sayısı yine dopdolu.
Osman Konuk’un Küllük serisi bu sayıda İstanbul, İzmir, Adana ve Üsküp değinileriyle devam ediyor. “Edebiyat yapmadan” edebi bir metin yazılabilir mi? Bu sorunun cevabı Küllük’te saklı. Ersun Çıplak, “İzzz-et Olmak” adlı yazısında İzzet Yasar şiirini, şairin Dil Oyunları adlı kitabından hareketle masaya yatırıyor. Utku Özmakas, Osman Konuk’un Tehlikeli Belki adlı kitabını çözümledi; “süreksizlik” kavramı etrafında şekillenen yazı Osman Konuk şiiriyle ilgili bugüne kadar yazılan en isabetli yazılardan biri... Bu sayının son yazısı Avusturyalı genç şair Ann Cotten’ın avangardın geleneği üzerine notları.

heves XVII’de şiirleriyle yer alan isimler: Ahmet Güntan, Murat Üstübal, Mehmet Öztek, Emrah Altınok, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Fahri Güllüoğlu, Burak Acar, Gülce Başer, Bülent Keçeli, Hayati Yıldız, İdil Kızoğlu, Murat Sözer, Ron Padgett, Sadık Yaşar, Ersun Çıplak, Yavuz Altınışık, Ann Cotten.

HEVES XVI

heves Şiir Eleştiri’nin 16. sayısı kitapçılarda...
Bu dolu dolu sayıda, Osman Konuk’un Sapanca’da düzenlenen bir etkinlikte tuttuğu notlarla yazdığı “Küllük” başlıklı günlük, hem edebiyat ortamına hem de günümüz yazar ve şairlerine isimler bazında bakışını yansıtan son derece keyifli bir o kadar “rahatı kaçıran” tespitler içeriyor. Akın Terzi nitelikli/isabetli çevirilerine Anna Kayharina Cchaffner’den çevirdiği “Göstergeler Düzenine Saldırmak” ile devam ediyor. Suzan Sarı’nın geçtiğimiz aylarda Pan/heves şiir dizisinden çıkan Bülent Keçeli’nin Gen Tecrübeleri ile ilgili kaleme aldığı yazı, kitap tanıtım yazılarında pek rastlamadığımız övgü yergi dengesini gözetmesi bakımından da üzerinde durulmaya değer bir metin... Ersun Çıplak, eleştiri ve tanıtım yazılarındaki övgünün dozajı ve tutarlılığını “Edebiyat ve Kültüre Müdahale ya da Bir Paradigmanın Eleştirisi” başlıklı yazısıyla masaya yatırıyor. Murat Üstübal, Saussure’den yola çıkaraj gösterge-şiir ilişkisini irdelerken, Bülent Keçeli ise günümüz şiiri üzerine düşüncelerini diler getiriyor.

Ahmet Güntan, Ömer Şişman, Barış Çetinkol, Kemal Varol, Necmi Zekâ, Burak Acar, Gülce Başer, Zeynep Arkan, Ahmet Murat, Onur Kuzgun, Merve Burma, Bülent Keçeli, Ege Berensel, Efe Murad, Anita Sezgener, Tamer Gülbek, Ömer Yalçınova, Suzan Sarı, G. Hanay şiirleriyle heves’e katılan şairler. Ahmet Güntan çevirisiyle Zbigniew Herbert de heves’te...

HEVES XV

5,00 TL, 157 sayfa

Şiir-Eleştiri
Hazırlayanlar: Ali Özgür Özkarcı-Mehmet Öztek-Ömer Şişman

heves şiir eleştiri dergisinin 15. sayısıyla yeniden karşınızdayız.

Bu sayıda, dergilerde pek rastlanmayan uzunlukta, Efe Murad imzalı 54 sayfalık yazı kimilerine tatil keyfi yaptıracak, kimilerininse huzurunu kaçıracak cinsten. Ele aldığı şairlerin şiirlerine tek tek nüfuz etme bakımından son derece orijinal, ilginç tespitler içeren yazının bizce tek kusuru Türk şiirinde hakkı yeterince teslim edilemeyen iki önemli şairimizin; Namık Kemal ve Mehmed Akif’in şiirine, günümüz şiirine tesir bakımından “aşırı yorum” denilebilecek bir misyon atfetmesi. Erhan Altan’ın Türk şiirindeki gezintisi bu sayıda da devam ediyor. Önceki sayımızda şiirimizde “yürüyüş”ü ele alan Altan, bu sayımızda “şapka”yı; şiirin biçem, biçim gibi özgül sorunsallarını Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye’sinin sosyal, ekonomik, kültürel ve yer yer siyasal koşullarıyla birlikte irdeliyor. Akın Terzi’nin Nelson Goodman’den çevirdiği “Biçemin Durumu”; “biçim”, “biçem”, “içerik” vb. kavramlarla ilgili yapılan suni ayrımlara yepyeni perspektifler sunuyor. Ersun Çıplak’ın Turgut Uyar’ın “Kan Uyku” adlı şiirini çözümlediği yazısının, “eleştiri yok” klişesini geçersizleştiren yazılardan biri olduğunu da belirtelim.

Bu sayıyla heves’e ilk kez katılan şairler: Hayriye Ünal, Birhan Keskin, Onur Kuzgun, Ersun Çıplak, Ozan Çılgın, Ali Kozan ve Kusey Tangüler...

Bellek köşesinin bu sayıdaki şairi Ötekisiz Yayınları’ndan çıkan Bozuk Şiirler adlı tek kitabından hatırlayacağınız Sadık Akfırat...

hevesiniz daim olsun!

HEVES XIV

5,00 TL, 100 sayfa
Şiir-Eleştiri
Hazırlayanlar: Ali Özgür Özkarcı-Mehmet Öztek-Ömer Şişman

heves Şiir-Eleştiri 14. sayısıyla kitapçılarda.
Bu sayının yazıları Erhan Altan, Ömer Şişman, Efe Murad ve Mustafa Celep’ten. Erhan Altan eleştiri deneme kıvamında bir yazıyla şiirimizde yürüyüşe çıkıyor; Efe Murad, Nâzım Hikmet’e madde şiir perspektifinden bakıyor; Mustafa Celep, T. S. Eliot’tan yola çıkarak şiirin toplumsal işlevini irdeliyor; Ömer Şişman, Sezai Sarıoğlu’nun bir cümlesine değiniyor. Eren Rızvanoğlu’nun çevirdiği, Roland Barthes’ın “Yazarın Ölümü” isimli önemli yazısı da heves sayfalarında.
Bellek’te bu kez Hayati Yıldız’la karşılaşıyoruz. Bugüne kadar Bellek köşesiyle, önemsediği şairlerin şiirlerine topluca bakılmasını amaçlayan dergide, bu sayıdan itibaren Bellek’e kardeş bir köşe de var: 1 Ş11R. Bellek şiir ağırlıklı bir köşeyken 1 Ş11R çözümleme ağırlıklı. 1 Ş11R’in ilk şairi: Mehmet Öztek... Necmiye Alpay ve Utku Özmakas, Mehmet Öztek’in “Ben Google Değilim” adlı şiirini çözümlediler.
14. sayının şiirlerinin bir kısmı Osman Konuk, Necmi Zekâ, Tarık Günersel, Murat Üstübal, Ali Özgür Özkarcı, Cuma Duymaz, Bülent Keçeli, Sadık Yaşar, Ömer Şişman, Hakan Şarkdemir, Burak Acar, Ömer Aksay, Ulaş Yiğiter ve Gökhan Kahrıman’dan. Şiirleriyle heves’e ilk kez katılanlar: Gülce Başer, Suzan Sarı, Tamer Gülbek, Faris Kuseyri, Osman Erkan, Veysel Elmas, Hasan Karayel ve Ayaz Akan. Robert Bly’ın “Russian” şiiri de orijinali ve Ergun Tavlan’ın çevirisiyle heves’te.

HEVES XIII

5,00 TL, 107 syfa

Şiir-Eleştiri
Hazırlayanlar: Ali Özgür Özkarcı-Mehmet Öztek-Ömer Şişman


heves Şiir-Eleştiri seçkisinin 13. cildi (Ocak 2007) çıktı.
Kasım 2003’ten bu yana 3 ayda bir yayımlanan seçkiyi Mehmet Öztek, Ali Özgür Özkarcı ve Ömer Şişman yayına hazırlıyor. Günümüz Türk şiirindeki yenilikçi eğilimlere imkân tanıyan bir yayın anlayışının hâkim olduğu seçkide, şiir ve eleştirilerin yanı sıra şair ve eleştirmenlerle yapılan söyleşilere de yer veriliyor.
13. cildin eleştiri metinlerini Murat Üstübal, Utku Özmakas, Suzan Sarı, Akın Terzi, Akın Terzi’nin çevirisiyle Kenneth Goldsmith ve Efe Murat Balıkçıoğlu kaleme almış. Bu sayıdaki Bellek köşesinin konuğu ise Hakan Arslanbenzer.
Bu seçkinin şairleri: Ahmet Güntan, Bülent Keçeli, Burak Acar, Mehmet Öztek, Mehmet Mümtaz Tuzcu, İdil Kızoğlu, Mehmet Erte, Tarık Günersel, Zafer Yalçınpınar, Ömer Aksay, Efe Murad, G. Hanay, Ceyhun Tuna.

HEVES XII

4,00 TL,112 sayfa
Şiir-Eleştiri
Hazırlayanlar: Ali Özgür Özkarcı-Mehmet Öztek-Ömer Şişman


heves Şiir-Eleştiri seçkisinin 12. cildi (Ekim 2006) çıktı.
Kasım 2003’ten bu yana 3 ayda bir yayımlanan seçkiyi Mehmet Öztek, Ali Özgür Özkarcı ve Ömer Şişman yayına hazırlıyor. Günümüz Türk şiirindeki yenilikçi eğilimlere imkân tanıyan bir yayın anlayışının hâkim olduğu seçkide, şiir ve eleştirilerin yanı sıra şair ve eleştirmenlerle yapılan söyleşilere de yer veriliyor.

12. ciltte Utku Özmakas’ın Ece Ayhan şiirini ele aldığı, Olcay A. Kara’nın Sami Baydar ve Necmi Zekâ şiirlerine farklı bir perspektifle baktığı, Efe Murat Balıkçıoğlu’nun Abdülhak Hâmid şiirinden hareketle Madde-Şiir üzerine düşündüğü, Mehmet Öztek’in Şiir Defteri 2006’dan yola çıkarak şiir dünyamızdaki “kolektif/bireysel artniyet”i irdelediği yazılarıyla karşılaşmak mümkün. Akın Terzi’nin Kenneth Goldsmith’ten çevirdiği “Sıkıcı Olmak” yazısı ise sıkıntının üretici gücünü gösteren, kıpır kıpır bir “sıkıcı olmayan sıkıcı”.

Seçkide, heves’e ilk kez katılan Tarık Günersel, Metin Kaygalak, Cengiz Orhan ve G. Hanay’ın yanı sıra, Aslı Serin, Ferdinand Schmatz, Ali Özgür Özkarcı, Zeynep Arkan, Cem Kurtuluş ve Efe Murad’ın şiirleri var. Derginin genç şairlerin şiirlerini okurun merceğine sunduğu “bellek” köşesinin bu sayıdaki konuğu ise beş şiiriyle Burak Acar.

HEVES XI

4,00 TL, 84 sayfa
Şiir-Eleştiri
Hazırlayanlar: Ali Özgür Özkarcı-Mehmet Öztek-Ömer Şişman


heves Şiir-Eleştiri seçkisinin 11. cildi (Temmuz 2006)

Pan Yayıncılık bünyesinde çıktı. İlki Kasım 2003’te yayımlanan ve 3 ayda bir yayımlanan seçkiyi Mehmet Öztek, Ali Özgür Özkarcı ve Ömer Şişman yayına hazırlıyor. Günümüz Türk şiirindeki yenilikçi eğilimlere imkân tanıyan bir yayın anlayışının hâkim olduğu seçkide, şiir ve eleştirilerin yanı sıra şair ve eleştirmenlerle yapılan söyleşilere de yer veriliyor.
11. cildin eleştiri metinlerini Necmiye Alpay, Erhan Altan, Camille Paglia ve Ali Özgür Özkarcı kaleme almış. Necmiye Alpay Haluk Aker’in Sürgün Hızı; Erhan Altan Ömer Şişman’ın “hata devam ediyor”; Ali Özgür Özkarcı’ysa Akif Kurtuluş’un “Herkes Gitmiş” adlı yapıtını inceliyor. Camille Paglia’nın William Carlos Williams ve Chuck Wachtel’ın birer şiirini çözümlediği metni Necmi Zekâ çevirmiş. Bu ciltteki söyleşiyi Mehmet Öztek şair Osman Konuk’la yapmış.
Bu seçkinin şairleri: Necmi Zekâ, Barış Özgür, Didem Madak, Zeynep Arkan, Mehmet Öztek, Seyhan Erözçelik, Osman Konuk, Zeynep Köylü, Gün A. Utkan, Hayati Yıldız, Ömer Şişman, Serkan Işın, Murat Üstübal, Burak Acar, Ali Özgür Özkarcı, Franz Josef Czernin, Bülent Keçeli, Özgür Balaban ve Mustafa Celep…

Hatıraların Gri Parçaları / Gray Pieces of Memory - Behruz Kia

Şiir (İngilizce/Türkçe)
95 sayfa, 12,00 TL


Behruz Kia, ressam, şair ve gazeteci. 1937 yılında Tahran’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Tahran ve Beyrut’ta, üniversite eğitimini ABD’de tamamladı. Sayısız televizyon çalışmasında imzası bulunan Kia’nın 83 belgesel filmi vardır. Yaklaşık yirmi yıldır Türkiye’de yaşayan sanatçı, pek çok kişisel sergi açtı. Türkçeye çevrilmiş ve Türkçe/İngilizce yayımlanmış iki şiir kitabı vardır.

Oluş - Florian Tathagata


Çeviren: Ayşin Albayrak
88 sayfa, 10,00 TL

“Size daha iyi bir dünya vaat eden gurulardan uzak durun.” diyen Tathagata insanları bir gün her şeyin değişeceği vaadine ve sonrasındaki hayal kırıklığına karşı uyarıyor. Çünkü ona göre mesele değişmek değildir. Olup biteni akışına bırakmak ve her şeyi olduğu gibi deneyimlemektir. Doğru sorular doğru cevaplardan daha etkilidir ona göre.

Bu kitap, Güney Hindistan’da 10 gün süren inziva sırasında yapılan karşılıklı konuşmaların kayıtlarından düzenlenmiştir. Sorular ilk bakışta kişisel görünse de oluşan sohbet herkese hitap etmektedir.


KİTAPTAN BİRKAÇ ALINTI:

“Düşüncelerinizden kurtulmayı isterseniz, emin olun ki onları çoğaltırsınız.
Acıdan kurtulmayı isterseniz, acıyı iki kat daha fazla hissedersiniz.
Aydınlanmamış olmaktan kurtulmaya çalıştığınızda, daha aydınlanmamış olacaksınız.”

“Daima her şeyi bilmek istedim.
Ancak hayatın sırları var. Ben onlara öylesine saygı duyuyorum ki cevaplarını bulmakla ilgilenmiyorum.
Sadece olanın keyfini çıkarıyorum ve bu saflığa saygı duyuyorum.”

“Kalbin gerçekten açık olması için önce kırılması gerekir. Açık bir kalp, biz ne kadar başka türlü olmasını istesek de, içimizde olan her şeyin olduğu gibi olmasına hazır olmanın bir mahsulüdür. Aslında biz kalbi açamayız; onu korumaktan vazgeçtiğimizde, kırılır ve o zaman kendi açılır.”

Beyaz Savunma - Osman Konuk




10,00 TL, 56 sayfa

Beyaz Savunma, Osman Konuk’un üçüncü şiir kitabı. Konuk, sade ve gerçekçi bir şiir yazıyor. Kendi deyimiyle, hayalgücüyle değil gerçekgücüyle. Konuk, gerçeğin kutsal şalını kaldırarak, doğru bellediklerimizin kurnazca düzenlenmiş “razı etme mekanizmalarının” eseri olduğunu gösteriyor. Beyaz Savunma hiçbir şeyden emin, temiz ve rahat olamayan bir karakterin, “okura değil muhataba” şiiri. Modernin kalbine saldıran, saldırdığının esasen kendisinden başkası olmadığının farkında olan bu kişinin ilk ve son sözü aynı: “anlaşırsak ben yokum”.