3 Mayıs 2010 Pazartesi

DİLİN İNTİKAMI


Ernst Jandl
Çeviren: Hayati Yıldız
Fiyatı: 12,00 TL
ISBN 978-9944-396-73-8, 13,5x19,5 cm, 84 s.
Barkod: 9789944396738

Almanca’da deneysel şiir dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan ve 2000 yılında aramızdan ayrılan Viyanalı şair Ernst Jandl, 70’li yıllardan itibaren (deneysel) şiirde az rastlanan bir popülerliğe ulaştı. Jandl, çocuksu hevesini ve nüktesini hiç yitirmeden ama acımasız gerçekçiliğinden de ödün vermeden, hiç tükenmeyen merakı ve araştırıcılığıyla hep daha önce denenmemiş biçimleri arayıp buldu. Somut şiir ve Dada’nın etkisi altında kendine özgü bir şiir dili geliştirmeyi başaran şair, görsel, diyalekt, işitsel şiir gibi yeni yönelimlerle şiirini her dönem baştan aşağı değiştirdi; kimi zaman, göçmen işçi Almancası’ndan geliştirdiği bozulmuş, yepyeni bir dil yarattı, kimi zamansa somut şiiri alışılagelmiş formundan çıkartıp gerçekliğin (örneğin Nasyonal Sosyalizmin) betimlenmesinde araç olarak kullandı. Gündelik hayatın dilinden yola çıktığı ve tekrar ona geri döndüğü şiirlerinde sadece edebiyatı değil Almanca dilini de etkiledi, ona yeni ifade olanakları kazandırdı. Jandl sadece şiir yazmakla kalmadı, onları ayrıca şiirselliklerinden hiçbir şey eksiltmeyecek bir biçimde seslendirdi ve bazen de caz müziği ile birleştirerek sanatını yeni alanlara taşıdı.
Elinizdeki seçki her biri Jandl’ın şiir güzgâhının ana durakları olan yirmi beş şiiri bir araya getiriyor. Birkaç şair kariyerini rahatlıkla içinde barındırabilecek geniş çaplı yaratısını seveceğinizi umuyoruz.

(Arka kapaktan)

NATÜRMORT


Josef Winkler
Çeviren: Burak Özyalçın
Fiyatı: 12,00 TL
ISBN 978-9944-396-71-4, 13,5x19,5 cm, 94 s.
Barkod: 9789944396714


“Muhteşem. Var olmanın gelip geçiciliğine dair büyük bir şiirsel çalışma. Bütün gücüyle duyulara hitap eden bir kitap.”
Marcel Reich-Ranicki

2008 yılında Almanca’nın en önemli edebiyat ödülü sayılan Georg Büchner Ödülü’nü kazanan Josef Winkler, Roma’da hayatın nabzının attığı yerlere götürüyor bizi. Bir yanda Vittorio Emanuele Meydanı’nda hafta içi kurulan pazarın dur durak bilmeyen hareketliliği, diğer yanda pazar günleri Vatikan’ın önünde bekleşen insanların inanç, ticaret ve cinsellikle çevrili dünyası.
Her ne kadar kitabın ana kahramanı balıkçı tezgâhında çalışan ergenlik çağındaki Piccoletto olsa da, zaman zaman oğlanın çevresinde akıp giden şehir yaşantısı ön plana çıkıyor. Otobüste, metroda sallana sallana seyahat eden yolcular, bağırış çağırışlarıyla ortalığı yıkan alıcı ve satıcılar; okura renklerini, kokularını ve irkiltici yanlarını sanki yanı başındaymışçasına hissettiren bir et ve balık pazarı; dinî mekânlar; orada burada bekleyen hacılar, turistler, dilenciler, fahişeler, seyyar satıcılar, uyuşturucu bağımlıları, evsizler… Gördüklerini adeta bir film kamerası gibi en ince ayrıntısına kadar kaydeden yazarın dur durak bilmeyen sonsuz resim galerisi okuyanda baş döndürücü bir duygu yoğunluğuna yol açıyor.
Sözcüklerini bir besteci titizliğiyle seçen Winkler, dualara özgü ritmik tekrarlarla dolu şiirsel diliyle ölüm, cinsellik ve din konulu dev bir natürmort çıkarıyor karşımıza.

(Arka kapaktan)