3 Ekim 2011 Pazartesi
Barones ve Müzisyen - Madam von Meck ve Çaykovski
Yazan: Henri Troyat
Fiyatı: 16,00 TL
Fransızcadan çeviren: Ayşe Öktem
ISBN 978-9944-396-89-9, 13,5x19,5 cm, 136 s.
Barkod: 9789944396899
Barones Nadejda von Meck ve Piyotr İlyiç Çaykovski: 19. yüzyıl Rusya’sında müziğin birbirine yakınlaştırdığı, hatta birleştirdiği iki karakter. Sevmeden evlendiği kocası Karl von Meck’in ölümünden sonra kocasının işinin başına geçen ve zekâsı sayesinde servetinin büyümesini sağlayan Nadejda, piyano çalar; kendini müzikle oyalar. Herkesi kolay kolay beğenmez. Ta ki, adı yeni duyulmaya başlayan genç bir bestecinin, Çaykovski’nin, eserinin çalınacağı, biraz da küçümsemeyle gittiği bir konserde, Fırtına adlı senfonik şiiri dinleyinceye kadar. Fırtına’yı 1 no.lu piyano konçertosu izler. Nadejda derhal Çaykovski’ye bir mektup yazarak, uyarlamalar sipariş eder ve bunlar için cömertçe ödemeler yapar. Böylece 1877 yılında besteciyle Barones arasında garip bir ilişki başlar. Çaykovski’nin kendini bestelerine tamamıyla adayabilmesi için önemli tutarlarda yardımlar yapar; sayısız evini onun emrine açar. Tek bir koşulu vardır: hiçbir zaman görüşmeyeceklerdir. Barones elli beş, besteci ise otuz altı yaşındadır. On dört yıl süren ve büyük sayıdaki yazışmalardan oluşan bu platonik ilişki, bestecinin huzur içinde, parasal sıkıntıya girmeden kendini eserlerine hasretmesini sağlayacaktır. Barones karakter sahibi bir kadındır; zengin olmasına, lüks içinde yaşamasına, sıklıkla çıktığı gezilerine rağmen, önemli bir şeyden yoksundur ve Çaykovski de bunu ona sağlamaktadır: böylece hayatına bir anlam vermektedir.
Ayşe Öktem
(Arka kapak yazısından)
Yazar hakkında: Henri Troyat 1911 yılında Rus anne-babadan Moskova’da dünyaya gelmiş, 1917 Ekim İhtilâli’nden sonra ailesiyle Fransa’ya yerleşmiş, 2007 yılında Fransa’da ölmüştür. Çok sayıda roman, hikâye, deneme, gezi yazısı ve biyografi yazarı olan Troyat, 1959 yılında Fransız Akademisi’ne üye olarak seçilmiş ve ölümüne kadar Akademi’nin üyesi olarak kalmıştır. Troyat’nın dilimize çevrilmiş kitaplarından bazıları Puşkin, Dostoyevski, Tolstoy, Gogol, Gorki, Büyük Katerina (biyografi); Yaslı Kar, Bir Dostluk Öyküsü’dür.
Uçlarda Gezintiler - Tourette Sendromuyla Yaşamak
Yazan: Gökçe Esen
Fiyatı: 14,00 TL
ISBN 978-605-4518-04-3, 13,5x19,5 cm, 136 s.
Barkod: 9786054518043
Oliver Sacks, yaklaşık bin kişiden birinde Tourette Sendromu görüldüğünü söylüyor. Bu kaba bir hesapla, Türkiye’de 70000 Tourette Sendromlunun var olduğunu gösterir. Oysa bu sendrom toplumumuzda pek bilinmemektedir.
Sizin de çocuğunuzda tikler varsa, ona obsessif-kompulsif ve/veya hiperaktivite tanısı konmuşsa veya öğretmenleri tarafından çok yaramaz olduğu defalarca vurgulanmışsa bu kitabı okuyun.
Tourette Sendromuyla yaşayan ve üniversitede istediği fakülteden başarıyla mezun olan bir gencin gerçek yaşam öyküsüne şahit olacaksınız.
Kitabı okuduktan sonra iletişim kurmak isteyenler için: uclarda@yahoo.com
Vâridât - Kalbin Sohbetleri
Yazan: Giritli Aziz Efendi
Fiyatı: 15,00 TL
Yayına hazırlayan: M. Nedim TAN
ISBN 978-605-4518-07-4, 13,5x19,5 cm, 224 s.
Barkod 9786054518074
Muhayyelât’ı ile tanıdığımız ve edebiyat tarihimizde ayrıcalıklı bir yere koyduğumuz Aziz Efendi’nin şaşırtıcı bir hayat hikâyesi vardır: XVIII. yüzyıl Girit’inde doğar, İstanbul’a gelip Divan-ı Humâyun’da kendine seçkin bir yer bulur, Osmanlı sefiri olarak gittiği Berlin’de sessiz sedâsız vefat eder. Hayatı hakkındaki ayrıntılar bilinmez, ama o yüzyıl içerisinde bu denli farklı coğrafyaları bir ömre sığdırmak mutlaka sıra dışı tecrübeleri ve olağanüstü düşünceleri netice vermiş olmalıdır. Muhayyelât’ı ve Vâridât’ı bunun bir göstergesidir.
Aziz Efendi devlet adamlığı ve edebiyatçılığıyla birlikte bir sûfîdir: Hakikati bulma isteğine kendini kaptırmış, detaylarını anlatmasa da bu uğurda çeşitli yollara bağlanmış ve döneminin tasavvuf kültürünü yakından tanımış, sonrasında kalbine gelenleri dile dökebilmiş bir sûfî. Mânevî yolculuğu esnasında gördüğü hakikatleri, çözdüğü meseleleri, anladığı incelikleri hiç sakınmaksızın yazmıştır Aziz Efendi ve eserine Vâridât adını vermiştir.
Arınmış bir kalpten kaynaklanan her sözün insana hakikatin bir yönünü aydınlatacağı, nefsin bir başına ilhâm ile hezeyânın arasını ayıramayacağı, mâsivâyı terkin ne anlama geldiği, Allah sevgisinin mahiyeti, Hakk’ı bilenleri bilmenin insan açısından hayatî önemi, rüyaların insana verdikleri, bu dünyada yapılanların ahirette nasıl şekilleneceği ve daha pek çok konu Vâridât’ta işlenir. İnsana insanla varmayı ve hakikati yine hakikatle bulmayı benimseyen bir sûfî olarak Aziz Efendi dile getirdikleriyle benzer tasavvufî metinler içerisinden sıyrılır, pek rastlanmayacak satırlarla okuyucusunu karşılar. Tecellîyi kesintiye uğratmamak için yazmıştır Aziz Efendi ve artık muhatap onun sözleri arasında kendine düşecek hissenin peşindedir. Öyle ya, kimin neyi nerede bulacağı bilinmez…
Fermat'nın Son Teoremi
Simon Singh
Fiyatı: 20,00 TL
İngilizceden çeviren: Sabir Yücesoy
Matematik, bilim
ISBN 978-975-8434-36-7, 70 gr. kitap kağıdı, 328 s.
Fermat'nın Son Teoremi'nin kökleri eski Yunan matematiğindedir. Fransız matematikçi Pierre de Fermat (1601-1665) Yunanlıların hiç aklına gelmemiş bir soru ortaya atar. Üstelik çözümün bulunabileceği umudunu uyandıran bir de not bırakır. Böylece üç yüz yıl sürecek kovalamaca başlar.
Fermat'nın Son Teoremi'nin asıl güzelliği, son derece kolayca anlaşılabilecek, basit bir problem oluşudur. Her okul çocuğunun tanıdığı kavramlarla dile getirilebilen bu bulmacayla, Andrew Wiles da okul yıllarında tanışmış ve onu hayatının en önemli tutkusu haline getirmiştir.
Bu kitapta, Fermat öyküsünün tüm zenginliği ve ona hep eşlik etmiş olan tarih ve matematik kronolojik bir düzen içinde ele alınmış, Pythagoras Kardeşliği'nin devrimci ethos'uyla başlayıp Fermat'nın bulmacasını çözmek için Andrew Wiles'ın verdiği kişisel mücadeleyle sona ermiştir.
Matematikçiler ve matematiksevenler için...
İstanbul'u Dolaşırken
Hilary Sumner-Boyd / John Freely
Fiyatı: 25,00 TL
İngilizceden çeviren: Yelda Türedi
Gezi rehberi
ISBN 978-605-4518-00-5, 13,5 x 19,5 cm, 70 gr. kitap kağıdı, 512 s.
Hilary Sumner-Boyd ve John Freely’nin kaleme aldığı İstanbul’u Dolaşırken (Strolling through Istanbul) 40 yıl sonra Türkçe’de.
Yayımlandığı 1972 yılından beri İstanbul’u tanımak isteyenler için eşsiz bir kaynak olan kitabı The Times “En iyi İstanbul gezi rehberi”, New York Times “roman gibi okunan bir gezi kitabı” olarak nitelemiş.
Yürüyerek, sokak sokak gezip bu şehrin semtlerini, tarihi yapılarını ve anıtları tanımak isteyenler, şehrin köşelerinde gizlenmiş küçük hikâyeleri merak edenler bu kitabı ellerinden bırakamayacaklar.
Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının başkenti olan bu gizemli şehri gezmek tarih içinde bir yolculuk aslında... İstanbul’u Dolaşırken bu yolculukta en yakın arkadaşınız olacak.
Ebu Garib Neşesi
Süreyyya Evren
Fiyatı: 7,50 TL
Şiir
ISBN 978-605-4518-03-6, 13,5 x 19,5 cm, 90 gr. özel kağıt, 52 s.
Neden olmasın arkadaşlar
Hadi hafta sonu bir Filistin yapalım
İsraili falan protesto ederiz sabaha kadar
Derisi yüzülmüş bir arkadaşın etlerine - bakar bakar ağlarız
Bende bir kibrit var sende de bayrak varsa
Sarar bir Amerikan barağına tutuştururuz bir yoldaşı
Sarar sarar bakarız
Nikolay Şodoyev’in Diliyle ALTAY BİLİK
G. Ahmetcan Asena
Fiyatı: 15,00 TL
70 g. Enso kitap kağıdı
ISBN 978-9944-396-99-8, 13,5 cm x 19,5 cm, 184 s.
Barkod: 9789944396998
Altay Bilik, kadim Türk Tanrı dini (Teŋricilik) esaslarına dayanan bir bozkır yaşam felsefesidir. Binlerce yılın süzgecinden geçen bir Türk yaşam tecrübesi, bir halk bilgeliğidir. Türklerin geleneksel “imparatorluk dini”dir. Bilgi, marifet, bilgelik ve bilimin bir sentezidir. İlahî uyum ve ilahî dengeden bahseden bir inançtır. Yaratılmış herşeyin Yaratıcı ile bir Bir’lik teşkil ettiğini vurgulayan, İslamî terminoloji ile söylemek gerekirse, kendine mahsus kavrayışı ile vahdet-i vücudcu bir anlayıştır. Ona göre insan, yaradılmışların en yücesidir; makro kosmosun bütün bilgi ve enerjilerini ihtiva eden bir mikro kosmostur. Evrenin sırrını anlamak icin insana bakmak yeterlidir!
“Tanrı ile insan arasında mutlaka bir aracı gerekmez. İnsan aslında mutlak Bir ile sürekli iletişim halindedir, ama bu arada “üçüncü göz”ü (gönül gözü) kapanan insan bunun farkında değildir.”
Yüzeysel bakıldığında Altay inancı bugün çok kaotik bir resim arzediyor. Genel anlamda kabul gören bir adı, bir tanımı yoktur. Teŋricilik, Altay Caŋ, Kamlık ve benzeri adlarla anılıyor. Tanrılar, kudaylar, burkanlar, ruhlar, iyeler, göksel ve yersel enerjiler, ışınlar ve benzeri gizemli terimlerden bahsediyor. Putperest mi, tek tanrılı mı, çok tanrılı mı? İnsanın zihnini karıştırıyor. Fakat anlamaya çalıştıkça sır veriyor: Çokluğun arkasındaki nihaî Tek’likten, küllî akıldan, mutlak yaratıcıdan, bilinen ve bilinmeyen herşeyin birliğinden, âlemlerden, ruhun boyutlarından, göksel ve yersel enerjilerden, kutsal doğadan, maddenin “dördüncü” boyutundan sözediyor. “Canlı” yaş ağaç dalının ateşe atılmasını yasaklıyor. “Tanrı insanı yaratırken, onun kendisine benzemesini istedi.” diyor.
Altay Bilik, Altay Türklerinin kadim Türk kültür zenginliği bazında ulusal kimliklerini yeniden diriltme yolunda bir milli uyanış denemesidir. Kökü binlerce yıl öncesine dayanan bir çağdaş efsane, bir mutlu geçmiş arayışıdır.
Yazarın PAN YAYINCILIK’taki diğer kitapları:
• İpek Yolu-1: Çin-Doğu Türkistan
• 2500 Yıllık Çin İmparatorluk Belgelerinde Hunlar ve Türkistan
Kimya Güzeldir
Ud Alıştırmaları / Ud Exercises, Teknik Çalışmalar/Building Technique
Enver Mete Aslan
Fiyatı: 15,00 TL
ISBN 978-9944-396-97-4, 21x29 cm, 95 s., İngilizce-Türkçe
Barkod: 9789944396974
Önce meşk sistemi vardı. Sonra metodlar…
Konservatuarlarımızın gelişmesi ve çoğalmasına paralel olarak yayınlanan metodların sayısı da arttı. Ama yeterli değildi. İleri icralar için ileri teknik; teknik çalışmak için de etüd-egzersiz kitapları gerekiyordu. Metodda olduğu gibi, bu konuda da ud önde gidiyor.
* * * * *
E. Mete Aslan’ın bu kitabını, danışmanı olduğum yüksek lisans tezi çalışmamız sırasından biliyorum. Ud icrasında kullanılan tekniklerin mantıklı sınıflamalarla verildiği; (hamallığa kaçmayan dozda) egzersiz-etüdlerden oluşan bir çalışma. Baskıya hazırlandığında gördüm. Kıskandığımız batı metod-albümlerindeki gibi, nota yazımı ve mizanpajında da çok başarılı idi. Güzel ve faydalı bir kitap olmuş. Emeği geçenlerin ellerine sağlık.
Dikkatle, sebatla ve metronomla kullananlar için son derecede faydalı olacaktır.
Mutlu Torun
(Arka kapaktan)
İstanbul ve New York'ta Tarih Boyu Çokkültürlülük
Ahmet Gürsoy
Fiyatı: 15,00 TL
ISBN 978-9944-396-98-1, 13,5x19,5 cm, 205 s.
Barkod: 9789944396981
“...Aralarındaki 8000 kilometrelik mesafeye, 300 senelik zaman farkına ve uygulamalarında gösterdikleri farklılıklara rağmen, İstanbul ve New York, açık kentlilikteki tutumlarında inanılmaz benzerlikler göstermektedirler. New York’un insan mozaiği Bağımsızlık Savaşı sırasında başlayan federal bir uluslaşma isteğinin devamı. İstanbul mozaiği ise toplamı nerdeyse 1500 yılı bulan, üç ayrı inancın getirdiği bir birikim: Bizans ve Osmanlı’nın imparatorluk dönemiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslaşma devresinde yürüttüğü, laikleşme, modernleşme ve demokrasi devrimleri. ...”
Ahmet Gürsoy’un 2005 yılında yayımlanan Neden New York Neden İstanbul isimli kitabında, bu iki kentin çokkültürlülükte yarattığı benzerlikler birbirleriyle karşılaştırılmıştı.
İstanbul ve New York’ta Tarih Boyu Çokkültürlülük isimli bu yeni kitapta, yine bu iki kentin çokkültürlülük yoluyla elde ettikleri tolerans birikiminin ülkelerine kazandırdığı önemli atılımlar karşılaştırılmakta ve bunların Ekim 2009’dan beri tartışılan “açılım” konusuyla olan bağlantısı irdelenmektedir. Kitap, tarihte ilk defa, Türklerin insan haklarını tanıyan ve koruyan kanunları 1456’da, dünya kamuoyuna sunmaları ve bu hakların devamlılığını sağlamak için de, sivil toplum anlayışını oluşturan bir sistem kurup nasıl 460 yıl yaşattıklarını gösteriyor. Ve bundan 320 yıl sonra, binlerce kilometre uzakta, Amerika’nın New York kentinde, aynı özgürlük, eşitlik, kardeşlik arayışının kendini nasıl tekrarladığını gözler önüne seriyor.
Farklı dil, farklı din ve farklı kültürleri, asimile etmeden devam ettiren; bu beraberlikten doğan gücün, ülkenin huzuru, emniyeti ve mutluluğu için kullanılmasına “Çokkültürlülük” ve bunun getirdiği ilerlemenin değerlendirilmesine de “Tolerans Birikimi” diyen yazar, bu kavramların tarih içindeki gelişimini de okurla paylaşıyor.
Dağdaki Emirler
Enis Akın
Fiyatı: 7,50 TL
ISBN 978-9944-396-96-7
13,5 x 19,5 cm, 90 gr. krem kitap kağıdı, 52 s.
Okurların Beyaz Manto adlı fanzinden ve çeşitli dergilerdeki yazılarından yakından tanıdığı Enis Akın’ın son şiir kitabı.
(...)
ve bunlardan kırk altı yaşam çıkardım
ölüm usta
anladım ki bir kitap
bir kitabın içinden okunabilirdi sadece
ve benim adım ibrahim
Oluşmak - Amore More Ore Re
Tarık Günersel
Oluşmak – Yaşama Düşünceleri 6011
Amore More Ore Re
Fiyatı: 12,00 TL
ISBN 978-9944-396-95-0
10,5 x 19,5 cm, 70 gr. kitap kağıdı, 120 s.
Dünya bilgelik mirasından:
Afrika Yaratılış Efsanesi, Hindu ve Aborijin duaları,
Upanişadlar, İy Cing, Solomon (Süleyman), Heraklit,
Konfüçyus, Laozi, Buda,
Tevrat-Zebur-İncil-Kur’an, Seneca, Yusuf Has Hacib,
Mevlâna, Nârâyana, Kore Kralı Sejong,
Molla Cami ve Lev Tolstoy’dan süzülümler, atasözleri,
Karl Marx ile Albert Einstein’dan özdeyişler
T. Günersel- Çağrı & özdeyişler
Adalet Barış Günersel-Yeni Binyıl için dilekler şiiri
www.pandukkan.com
28 Şubat 2011 Pazartesi
Diksiyon / İtalyanca • Almanca • Fransızca
Yıldız Dağdelen,
Fiyatı: 17,00 TL
ISBN 978-9944-396-93-6,
Barkod: 9789944396936
16x23,5 cm, 174 s.
Elinizdeki bu kitap İtalyan, Fransız ve Alman dillerinin ses bilgisini içeriyor.
Her ne kadar diksiyonu, dil öğrenme sürecinden bağımsız düşünmek mümkün olmasa da sadece diksiyon kurallarını açıklayan, bizlere bir harfi, heceyi, sözcüğü ya da sözcükler bütününü nasıl seslendireceğimizi gösteren bir kaynağa her zaman ihtiyaç duyarız. Bu yüzden değişik dillerin telaffuz kurallarını gösteren eserler bir çok meslek grubu için ‘kılavuz kitap’ niteliğindedir.
“Bu kitaptaki bilgileri katı bir şekilde ezberlemeye çalışmak pek akıllıca olmaz. Eserleri çalışırken sırası geldikçe ve sorunlarla karşılaştıkça bu kitaba başvurmak daha akıllıca olacaktır. Fonetik eğitimi kendi başına bir amaç değil, bir dili öğrenmek, o dili yaşayabilmek için aşılması gereken bir süreçtir. Bu süreci bir oyun olarak benimseyin ve yabancı bir dilin değişik tınılarını ve sizde yarattığı davranış değişikliğini keşfetmenin merakı ve heyecanı ile yaşamaya bakın. Sözcüklerin tadına varmayı deneyin. Hangi dilde olursa olsun güzel ve doğru konuşmak insanın kendini daha iyi, daha güçlü hissetmesini sağlar.”
(Arka kapak yazısından)
HALLAC "Kurtarın Beni Tanrı'dan"
Yazan: Annemarie Schimmel
Çeviren: G. Ahmetcan Asena
Fiyatı: 12,00 TL
ISBN 978-9944-396-94-3,
Barkod: 9789944396943
13,5x19,5 cm, 120 s.
922 yılında Bağdat’ta devrin halife ve ulemasının ortak kararıyla şehit edilen Hallac, o günden bugüne, bir efsane olarak hem halkın arasında dilden dile dolaşmakta, hem saray şairlerinin hem de halk ozanlarının eserlerinde varlığını sürdürmektedir. Doğu’da ve Batı’da hiçbir İslam mutasavvıfı onun kadar aksiseda bulmamıştır.
Hallac’ı bilen herkes onun cezbe halinde söylediği meşhur “Ene’l-Hakk” (Ben Yaratıcı Hakikatim) sözünü de bilir. Vahdet-i vücudu yaşayan birinin, içten gelen haykırışı olan bu söz yanlış anlaşılmış, onun “Ben Tanrı’yım” dediğini sananlar dinlerini korumak adına ona düşman olmuşlardır. Oysa Hallac’ı Ahmed Yesevi’nin, Mevlânâ Celâleddin Rumî’nin gözünden görmek gerekir. Onlara göre Hallac rahmete ve kurtuluşa ermiş bir âlimdi.
Hallac, varlığını İslam’ın mutlak tek Tanrı inancına adayan bir dervişti. O bütün varlığıyla buna tanıklık etmek istiyordu; bunun için de bilinçli olarak her türlü çileyi sineye çekiyordu. Onun, şahsi Tanrı tecrübesini ve Tanrı’yı arayış çabalarını dile getirdiği şiirleri ve paradoksları bugün de okuyucuyu cezbetmekte ve düşünmeye sevketmektedir. Şimdi okuyucunun önünde iki seçenek var: Hayatın gerçek mânâsını derinleştirmek üzere kendini kor gibi yanan Tanrı ateşine bırakmak ya da Hallac’ı tehlikeli bir muhalif olarak görüp mahkûm eden zihniyetin yanında yer almak.
(Arka kapak yazısından)
21 Şubat 2011 Pazartesi
Hamam
Yorgo Valasiadis
Yunanca aslından çeviren: Betül Ayanoğlu
Fiyatı: 20,00 TL
Roman
ISBN 978-9944-396-92-9
Barkod: 9789944396929
13,5x19,5 cm, 312 s.
Yorgo Valasiadis, bir şehir, bir ülke ve iki kıta arasında kalmıştır. Şehir İstanbul, ülke Almanya, kıtalar ise Avrupa ve Asya’dır. Valasiadis İstanbul’da yetişmiş bir Rum’dur ve kırk yıldır Almanya’da yaşamaktadır. Hamam’da İstanbul’dan Almanya’ya gelişini anlatıyor. Kitapta azınlıklar ve göç, kimlik ve uyum sorunlarına dair gerilim dolu hikâyeler, acıları önce çıkarmadan, soğukkanlı fakat mizahî bir dille aktarılıyor.
Petros Markaris
...Hamam, kusursuz bir lezzete sahip. Çocukluk çağının yitik memleketlerini anlatan ünlü İtalyan filmlerinden, Fellini’nin Amarcord’u ya da Tornatore’nin Sinema Paradiso’su gibi desem yeridir. Bir gün bu kitabın da yetenekli bir yönetmen tarafından filme uyarlanmasını dilerim...
Yorgo Vidalis
...bugünlerde her şeyi bir kenara bırakıp mutlaka Yorgo Valasiadis’in muhteşem kitabını okumanızı tavsiye ederim. Ergenlik öncesi şehvetin anlatılmaz bir utanç olarak görülmesine inat, Hamam yazarın hassasiyetlerinin oluşmasında büyük rol oynayan sırları, onlarca yıl boyunca yaşadığı şefkat, huzursuzluk ve şehvet dolu anları cesurca ortaya döken bir eser...
Yannis Ksanthoulis
Elefterotipia Gazetesi, Atina
...Yorgo Valasiadis’in, 1940-50’lerin İstanbul’unda bir Rum’un çocukluk ve gençlik yılları ile ilk cinsel kıpırtılarını anlattığı Hamam adlı yapıt, nemli bir cennet köşesini andırıyor. Romanın kahramanı, “Yeniden doğsam, yine yüreğim mutlulukla çarpsın diye Tanrıya beni kadınlar hamamı olan bir yerde dünyaya getirmesi için yalvarırdım” diyor. Küçük bir çocuğun ergenliğe geçişi nazik, hassas, temiz ve mizahî biri dille aktarılıyor...
Tahidromos Gazetesi, Düsseldorf
Fräulein Stark
Yazan: Thomas Hürlimann
Fiyatı: 17,00 TL
Çev. Sabir Yücesoy
Roman
ISBN 978-9944-396-91-2
Barkod: 9789944396912
13,5x19,5 cm, 192 s.
“Dayım hem manastır kütüphanecisiydi hem de yüksek bir din görevlisi. Geniş, yuvarlak kenarlı şapkaları vardı. Bin yıllık İncil’i eline alacak olduğunda, annemin iç çamaşırlarına benzeyen siyah eldivenler giyerdi hep. Dayımın deyişiyle, kitap teknemizin güvertesinde Aristoteles’ten zonaya kadar her şey tamamdı.”
Aynı zamanda yüksek bir din görevlisi olan manastır kütüphanecisi, uzun bir yaz tatili boyunca yeğenini yanına alır. Yeğen, barok tarzı kütüphanenin değerli döşemesini korumak için ziyaretçilere keçe terlik giydirmekle görevlendirilir. Genç çocuk kısa zaman sonra kendisine yeni dünyaların kapısının açıldığını farkedecektir, kitapların ve kadınların dünyası. Büyülenmiş gibi kitap okumaya başlar, ancak kadın ziyaretçilerin eteklerinin altına kaçamak bakışlar atmaktan da kendini alıkoyamaz.
Manastır kütüphanecisine hizmet etmekle görevli Fräulein Stark çocuğun çalışmasından rahatsızdır. Aralarındaki sessiz çekişme yazın sonunda adı konmamış bir sevgiye dönüşür.
Düzensiz
ELİT BİR FAHİŞENİN ÖYKÜSÜ La Traviata Üzerine Bir İnceleme
Yazan: Ufuk Çakmak
Fiyatı: 18,00 TL
ISBN 978-9944-396-90-5,
Barkod: 9789944396905
15x22 cm, 160 s.
Resimleyen: Sanat Deliorman
Nota Yazımı: Eşref Berk Türkoğlu
“İçlerinden birinin, yaşamında gerçek bir aşk duyduğunu, bundan acı çektiğini, bundan öldüğünü öğrendim. Öğrendiğimi de okura anlattım. Bir görevdi bu.” Bu sözler, Alexandre Dumas fils’in, dünyaca meşhur Kamelyalı Kadın romanının son sayfasından... Verdi, elit bir fahişenin dokunaklı hikâyesini anlatan bu eserden aldığı ilhamla, tüm operaları arasında en çok sevilecek ve hatırda kalacak, birbirinden güzel ezgilerle dolu, meşhur La Traviata’sını bu romandan sonra besteledi.
Ufuk Çakmak Elit Bir Fahişenin Öyküsü başlıklı incelemesinde, opera edebiyatının en ışıklı zirvelerinden birini teşkil eden bu yapıtı mercek altına alıyor. Yazar, La Traviata’nın müziksel ve dramatik bir analizini yaparken, okuru sanatın değişik türleri ve on dokuzuncu yüzyıl operaları arasında küçük gezintilere davet ediyor.
2500 Yıllık Çin İmparatorluk Belgelerinde HUNLAR VE TÜRKİSTAN
Yazan: J. M. de Groot – G. Ahmetcan Asena,
Fiyatı: 25,00 TL
ISBN 978-9944-396-88-2,
Barkod: 9789944396882
16x23,5 cm, 342 s.
Fotoğraf Albümlü
İpek Yolu serisinin ilk kitabı İpek Yolu – 1, Çin-Doğu Türkistan isimli eserin yazarı G. Ahmetcan Asena’nın yeni kitabı 2500 Yıllık Çin İmparatorluk Belgelerinde Hunlar ve Türkistan’da yer alan metinler, insanlığın Türkler ve Türkistan hakkında sahip olduğu en eski yazılı belgeler olarak kabul edilen Şi-ki ve Sin Hen-şu gibi Çin İmparatorluk Yıllıkları esas alınarak hazırlanmıştır. Ünlü sinology J. M. de Groot’un (1854-1921) Batı bilim dünyasına kazandırdığı metinler, G. Ahmetcan Asena tarafından notlarla zenginleştirilerek Türk okuruna sunulmaktadır.
Orta Asya’nın ve bu anlamda Hunlar ve benzeri adlar altında karşımıza çıkan Türklerin siyasî ve kültürel tarihi yazılırken, devlet ve sosyo-ekonomik yapıları tahlil edilirken, en eskisi 2500 yıl öncesine dayanan bu belgeler esas alınmalıdır.
Çin belgelerinden çıkan sonuca bakılırsa, Türk devlet geleneği sanıldığından çok daha eski, köklü ve zengindir. Asya’da Türk olgusu muhtemelen Çin olgusundan da eskidir. Bugünkü “Türk” terimi Kök Türklerden beri değil, en az MÖ 7. Yüzyıldan beri Asya’da bir boy adı olarak kullanılmaktaydı.
Belgelerde, Asya’da yüz yıllar süren Türk hâkimiyetinin oluşması ve ibret verici çöküşünün yanı sıra, Hunların sebep oldukları büyük halk göçleri konusunda çarpıcı bilgiler yer almaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)